Kartalkaya yangınında ikinci duruşma başladı. Aileler, tutuklu sanıklar salona getirildiğinde tepki gösterdi.
Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin, 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılanmasına Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam ediliyor.
Taraf ve izleyicilerin fazla olması nedeniyle duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi spor salonunda hazırlanan duruşma salonunda yapılıyor.
Aileler tutuklu sanıklara tepki gösterdi
Kartalkaya yangınında ikinci duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatları katıldı. Aralarında otel sahibi Halit Ergül ve Yönetim Kurulu Üyesi Emir Aras’ın bulunduğu tutuklu sanıklar salona getirildiği sırada aileler tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı, dört yaralı açısından hazırlanan iddianamenin ana dosya ile birleştirildiğini bildirdi.
Faciayla ilgili Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşma, 5 gün devam etmiş, 32 sanığın savunması tamamlanmıştı. Son duruşma sonucunda kurulan ara kararda, itfaiye eri İrfan Acar tutuklanmış, mutfak çalışanı Faysal Yaver adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.
Savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu
Cumhuriyet Savcısı, duruşma öncesi esas hakkındaki mütalaasını hazırladı. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 21 sayfalık esas hakkındaki mütalaada, aralarında otel sahibi Halit Ergül’ün de bulunduğu 7 sanığın, 78 kez “olası kastla öldürme” suçundan 1950’şer yıla, “olası kastla kasten yaralama” ve “olası kastla nitelikli mala zarar verme” suçlarından 178 yıl 582’şer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Otelin yönetim kurulu üyelerinden Ergül’ün eşi Emine Murtezaoğlu ile kızları Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras hakkında da 78 kişinin hayatını kaybetmesi ile 137 kişinin yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
Bolu İl Özel İdaresi personeli olan sanıklar Sırrı Köstereli, Bünyamin Bal, Yeliz Erdoğan ve Mehmet Özel’in denetimlerde dikkatsiz ve tedbirsiz davrandıkları gerekçesiyle taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmaları istenirken Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri olan sanıklar İbrahim Polat ve İsmail Karagöz hakkında da çalıştırdıkları işçilerin otelde konaklamalarına izin verdikleri, sanıkların otelin yangın güvenliğinin bulunmadığını yapılan inceleme ve denetim neticesinde bilmelerine ve oluşabilecek neticeyi öngörebilmelerine rağmen vefat eden Eslem Uyanık, Şevval Şahin ve Esra Nazik’in otelde konaklamalarına izin vermek suretiyle ölümlerine neden oldukları gerekçesiyle bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
Bakanlık yetkililerine yargı yolu açıldı
Ayrıca, yangın sırasında otelden dışarı çıkarak kurtulan sonrasında ise mahsur kalanları kurtarmak için otele tekrar girdikten sonra yaşamlarını yitiren Yiğit Gençbay’ın babası Abdurrahman Gençbay ile Alp Mercan’ın babası Eray Mercan, 27 Şubat’ta, İçişleri Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmesini talep etmişti.
Her iki bakanlık da söz konusu taleplere ilişkin aylardır yanıt vermedi. Bunun üzerine Gençbay ve Mercan, “zımni ret” yönündeki kararların iptali için Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açtı. Ankara 7. ve 27. İdare Mahkemeleri, her iki bakanlık için de “zımni ret” işlemlerinin iptaline karar verdi. Bu kararla davada sorumluluğu bulunduğu bilirkişi raporları ile de tespit edilen bakanlık görevlileri hakkında soruşturma açılmasının önü açıldı.
Duruşmada mahkeme başkanı, dört yaralı açısından hazırlanan iddianamenin ana dosya ile birleştirildiğini bildirdi. Ardından birleştirilen ek dosyaya ilişkin sanıkların savunmalarına geçildi.
Gazelle Otel Müdürü Ahmet Demir, “Savcılık beni kurban olarak seçmiştir. Ben Gazelle otelin genel müdürüyüm. Adalet makamı eksik bilgilerle kimseyi suçlu ilan etmemelidir. Benim yanan Grand Kartal Otel’de bir sorumluluğum olmadığı ortaya çıkmıştır” savunmasını yaptı.
“Sosyal medya mahkemelerinde cayır cayır yargılanıyoruz”
Ardından söz alan Demir’in avukatı, “Sosyal medya mahkemelerinde cayır cayır yargılanıyoruz. Benim müvekkilim yangından sorumlu tutulmuştur. Özellikle kurban seçilip ateşe atıldığı düşüncesindeyiz. Müvekkilim Gazelle Otel’de görevlidir. Bu otelle bir bağı bulunmamaktadır” diyerek mahkemeden ismini verecekleri tanıkların dinlenmesinin kabul edilmesini talep etti.
“Maddi hakikat eksik bırakılmamalı”
FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi çalışanı tutuksuz sanık Aleyna Beşinci, ek beyanı olmadığını bildirdi. FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi sanık Ali Ağaoğlu ise savunmasında, “Bizim bir sorumluluğumuz yok. Sürdürülebilir turizm sertifikası veriyoruz, yangına ilişkin bir denetim yapmıyoruz. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı istiyorum” diye konuştu.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Kartalkaya yangınında ikinci duruşmada tutuksuz sanık Ağaoğlu’nun avukatı, “Yangın değil deprem olsaydı muhtemelen müvekkilime neden örnek alıp da incelemediniz diye sorulacaktı. Müvekkilimin şirketinin yangına ilişkin bir denetleme yetkisi yok. Öte yandan süratli yargılama yapayım derken maddi hakikat eksik bırakılmamalı. 85 adet delil araştırma talebini reddetmişsiniz. Hepsi mi gereksiz? Bu çok normal bir uygulama değil” ifadelerine yer verdi.
Tutuksuz sanık otelin teknik görevlilerinden Bayram Ütkü de “Yangının çıkmasına ilişkin hiçbir sorumluluğum yoktur. Herkesi kurtarmaya çalıştım. Ben de yaralandım, yoğun bakımda tedavi gördüm. Üstüme atılı suçlamayı kabul etmiyorum” şeklinde savunma yaptı.
Mahkeme başkanının “Elektriği kesmene yönelik bir talimat geldi mi?” sorusuna Ütkü, “O gün zaten çok kalabalıktı. AFAD ya da İtfaiye ‘elektriği kesin, müdahale edeceğiz’ dedi” yanıtını verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Bu kurumlardan yanıt geldi, böyle bir talimat vermediklerini bildirdiler” dedi.
“İhmal ettiğim bir görev dahi bulunmamaktadır”
Hakkında denetimlerde dikkatsiz ve tedbirsiz davrandıkları gerekçesiyle taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan ceza istenen tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi personeli Bünyamin Bal şunları söyledi:
“Yapılan denetimler neticesinde tarafıma sunulmuş bir resmi yazı, yaptırım içeren bir teklif sunulmamıştır. Dolayısıyla tarafıma sunulmayan ve haberim olmayan bir şeyden sorumlu tutulmam mümkün değildir. Grand Kartal Otel yangını ile ilgili illiyet bulunduracak hiçbir eylemim bulunmamaktadır. Personel alma konusunda da hiçbir yetkiye haiz değilim. Sıfır illiyet mertebesinde bir insanım ve 8 aydır da hapis yatmaktayım. Bırakın taksiri, ihmal ettiğim bir görev dahi bulunmamaktadır. Bu yüzden tahliyemi ve beraatımı istiyorum.”
Tutuklu sanık muhasebe müdürü yardımcısı Cemal Özer, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini ifade ederek, tahliyesini ve beraatını talep etti. Tutuklu sanık Özer’in avukatı savunmasında, “Mehmet Salun’a itfaiye eksiklikleri tespitlerini İsmail Karagöz’e verip vermediğini sorulmasını talep ediyorum” dedi. Bunun üzerine tutuklu sanık muhasebe müdürü yardımcısı Mehmet Salun, “Belediyenin tespit ettiği eksiklikleri ben bildirdim’ dedim. İsmail Karagöz’e verdim. Ancak bunun kanıtlanacağını düşünmediğim için mahkemede ‘vermedim’ dedim” şeklinde konuştu.
Ailelerden tepki: “Utanmıyor musun?”
Tutuklu sanıklardan otelin yönetim kurulu üyesi ve tutuklu otel sahiplerinin kızları Ceyda Hacıbekiroğlu, yangından üç gün sonra kurulan “İş güvenlik acil yapılacak durumlar” WhatsApp grubunda otel çalışanlarına talimatlar verdiğinin ortaya çıktığı haberler hakkında savunma yaptı:
“Olaydan sonra babam tutuklanınca bana haber gönderdi. İş başa düştü ne yapılması gerekiyorsa yapılsın denildi. Depremden sonra nasıl binaların sağlamlığı kontrol ettiriliyorsa bizde de yangından sonra da kontrol yapıldı. Babam da olmadığı için bir WhatApp grubu kurdum ve mecburen gruba katılmış oldum. Diğer otelle ilgili yapılması gereken ne varsa yapılsın dedim. Grand Kartal otel ile ilgili benim hiçbir sorumluluğum yoktur bu yüzden tahliyemi istiyorum.”
Ardından müştekiler, Hacıbekiroğlu’na, “Utanmıyor musun, hala nasıl sorumluluğum yok diyorsun” diyerek tepki gösterdi.
Emir Aras: “Çıkarken ‘yangın var’ diye bağırdım”
Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ün damadı ve otelin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Emir Aras, “Ben bu otelde yangının hızla yayılacağını bilsem kendi çocuğumu, eşimi otelde kaldırır mıyım? Ben kendim kalır mıyım? Görüntülerin çıkacağını biliyorum, ben bağırdım sandım, öyle hatırlıyorum. Çıkarken ‘yangın var’ diye bağırdım. Kamera bizi arkadan çekiyor. Koridorun sonunda duman var ben o dumana odaklanmışım. Hatta konuşma kayıtlarında çıktı, ben ‘alarmı öttürün’ demişim. Bunu hatırlamadığım için mahkeme huzurunda dememiştim ama kayıtlarda çıktı” şeklindeki sözlerine müştekiler, “Ses çıkartsanız bizim canlarımız yaşayacaktı. Katiller” diyerek tepki gösterdi.
Tutuklu sanık otelin yönetim kurulu üyesi ve otel sahibi Halit Ergül’ün eşi Emine Mürtezaoğlu, “Diyecek ek bir şeyim yoktur. Önceki beyanlarımı tekrarlarım” dedi. Duruşmada söz alan yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, “Bu otelin gerçek sahibinin Emine hanım olduğunu Bolu’daki sağır sultan bile bilir ama Sayın Savcılık bilmemiş. Olası kastla yargılanacak olan tek bir sanık varsa bu dosyada Emine Hanım’dır. Emine Hanım otelin asıl sahibidir. Halit Ergül garsondur” diye konuştu.
(ANKA)