Bu süreçten nasıl bir çözüm çıkabilir? | Altan Tan ve Mümtaz’er Türköne değerlendiriyor

Medyascope’un Açık Oturum programında konuşan Altan Tan ve Mümtaz’er Türköne, çözüm sürecinin ağır ilerlediğini ancak başarıya ulaşacağını savundu. Tan, sürecin iki aşamadan oluştuğunu, önce silahların susması, ardından demokratikleşme tartışmalarının geleceğini söyledi. Türköne ise geri dönüşü olmayan bir aşamaya gelindiğini, MHP’nin sürükleyici güç olduğunu vurguladı.

Ruşen Çakır’ın sunduğu programda Altan Tan, çözüm sürecini ikiye ayırdı. Tan, “PKK’nın silahları bırakması veya yakması birinci aşama” dedi. “İkincisi de o silah bırakıldıktan sonra Türkiye’deki demokratikleşme” diye ekledi. Tan, konuşanların büyük kısmının bu ikisini birbirine karıştırdığını öne sürdü.

Tan, bazı kesimlerin sürecin başarısız olmasını istediğini iddia etti, “Eğer bu süreç başarıya ulaşırsa Tayyip Erdoğan puan kazanır, AK Parti puan kazanır diye düşünüyorlar” dedi. Tan, 40 senedir Türkiye siyasetinin bu mesele üzerinden manipüle edildiğini söyledi.

Mümtaz’er Türköne: “Kritik safha geride kaldı”

Mümtaz’er Türköne, iyimserliğin ötesinde kritik safhaların geride kaldığını savundu, “PKK kanadından da devlet kanadından da bu iş tekrar silaha müracaat edelim tarzında bir karşılığın geleceği zemin kalmadı” dedi. Türköne, sürükleyici lokomotif gücün Bahçeli ve MHP olduğunu vurguladı.

Türköne, Öcalan’ın 27 Şubat’taki metninin önü açtığını belirtti, “Bazı şeyler geride kaldı, geri dönüşü olmayacak şekilde” diye konuştu. Türköne, demokrasi meselesinin otomatik olarak kendiliğinden zorladığını, MHP’nin de bunu zorladığını söyledi.

“Fethi Yıldız’ın vatandaşlık tanımı dönemeç olabilir”

Türköne, MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız’ın vatandaşlık tanımı üzerine yazdığı metnin önemli olduğunu vurguladı, “Bir dönemeç olabilir, demokrasiye geçiş anayasa tartışmaları ile olacak” dedi. Türköne, pratik tarafın kayyum meselesinin çözülmesi, infaz yasasının çıkması, eve dönüşün gerçekleşmesi olduğunu söyledi.

“Aslı anayasa tartışması” diyen Türköne, anadilde eğitim meselesi ve anayasadaki vatandaşlık tanımının tartışılacağını ifade etti, “Eşit vatandaşlık diye ifade edilen hususları konuşmaya başlayacağız” dedi.

“Öcalan’la görüşme törensel bir adım”

Komisyonun Öcalan’la görüşmesi meselesi programda tartışıldı. Altan Tan, “Öcalan’la zaten görüşülüyor, bunlar tamamen kamuoyu hazırlama” dedi. Tan, bugüne kadar belki 10, 20, 50 kere konuşulmuş olduğunu, komisyonun müdahil olmasının törensel bir şey olduğunu söyledi.

“Bence Öcalan’la görüşülmeli tabii ki” diyen Tan, AKP’nin kamuoyunu yokladığını savundu, “Yani işte böyle bir şey olduğu zaman nasıl yansır, eksisi ne olur diye” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Öcalan liderliğinde yeni parti kurulabilir”

Ruşen Çakır, kaynaklardan aldığı bilgileri paylaştı. Çakır’a göre Öcalan’ın kafasında komisyonun hızla silahlı eylemlere karışmamış kişilerin eve dönüşünü sağlayacak bir yasa çıkartması var. Avrupa’daki sürgündeki siyasetçilerin Türkiye’ye getirilmesi planlanıyor.

Çakır, kasım sonunda yeni bir kongre yapılıp Demokratik Cumhuriyet Partisi gibi bir adla yeni parti kurulabileceğini söyledi. Bu partinin karargahının İmralı olacağı, yani Öcalan’ın yöneteceği belirtildi. Kandil’deki yöneticilerin kademe kademe gelmesiyle onların da eklemleneceği ifade edildi.

Selahattin Demirtaş faktörü tartışıldı

Programda Selahattin Demirtaş’ın rolü tartışıldı. Altan Tan, Demirtaş’ın 2019 seçiminde Öcalan’a rağmen bir siyasal misyon inşa etmeye çalıştığını söyledi, “İmralı’dan bir mektup geldi, Öcalan CHP’ye verilen desteği yanlış görüyor” dedi.

Tan, Demirtaş’ın son sinyallerinin farklı olduğunu, süreci desteklediğini söyledi, “Çıktıktan sonra ya mevcut dengeye destek verecek veya farklı bir siyaset izleyecek” dedi. Tan, Demirtaş’ın mevcut süreci desteklemesi gerektiğini düşündüğünü belirtti.

Mümtaz’er Türköne ise farklı bir yaklaşım sergiledi, “Selahattin Demirtaş meselesi aktüel siyasetin meselesi değil, bir demokrasi meselesi, bir hukuk meselesi” dedi. Türköne, Demirtaş çıkmış olsaydı Türkiye’de demokrasi adına bir eşik aşılmış olacağını savundu.