Ruşen Çakır, Kürt meselesi ve temsil tartışmalarını değerlendirdi. Öcalan’ın PKK’yı temsil ettiğini ancak tüm Kürtleri kapsamadığını belirten Çakır, mevcut sürecin Öcalan merkezli ilerlemesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. PKK’nın silah bırakması sonrası hareketin gücünün belirsiz olduğunu vurgulayan Çakır, demokratik bir zeminin yokluğuna dikkat çekti.
Ruşen Çakır, Kürt sorunu ve temsil tartışmalarına ilişkin bir değerlendirme yaptı. Çakır, Türkiye’de Kürt sorununu inkar edenlerin varlığına rağmen Kürtlerin ve taleplerinin gerçek olduğunu vurguladı.
Çakır, sürecin merkezinde Abdullah Öcalan’ın bulunduğunu belirtti, DEM Parti’nin Öcalan ile köprü görevi gördüğünü, PKK ve Avrupa’daki temsilcilerin de süreçte yer aldığını ifade etti. Bazı çevrelerin “Bunlar Kürtleri temsil edemez” eleştirisi yaptığını aktaran Çakır, bu tartışmanın karmaşık olduğunu kabul etti.
Medyascope izleyicilerinden tepki geldi
Çakır, Medyascope izleyicilerinin eleştirilerini paylaştı. Çakır, Öcalan’ın tüm Kürtleri temsil etmediğini kabul etti ancak önemli bir gerçeğin altını çizdi.
Çakır şöyle devam etti: “Türkiye’de bir Kürt siyasi hareketi diye adlandırdığımız bir hareket var. Yasal ve yasadışı, bir de yarı yasal yapılanmaları olan ve 50 yıla yaklaşan bir hareket söz konusu.”
“50 yıllık hareketin lideri Öcalan”
Bu hareketin lideri ya da Devlet Bahçeli’nin tabiriyle kurucu önderinin Abdullah Öcalan olduğunu belirten Çakır, hareketin Türkiye’nin son 50 yılına damga vurduğunu söyledi. Tüm Kürtleri kapsamasa da bu hareketin ciddi bir örgütlülük olduğunu kabul etmek gerektiğini vurguladı.
Çakır, başka örgütlerin de var olduğunu ama hiçbirinin Öcalan liderliğindeki hareketle kıyaslanamayacağını ifade etti. Irak’taki Barzani çizgisine yakın yapılar ve farklı çizgilerdeki oluşumların bulunduğunu aktaran Çakır, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bu yapıların sesinin daha fazla çıktığını ancak etki alanlarının sınırlı kaldığını söyledi.
Çakır, daha sonra HÜDA PAR’a da değindi, son seçimlerde bu partinin aldığı oylara bakıldığında diğer Kürt hareketi partilerinin hayli gerisinde olduğunu belirtti.
Siyasi tabloya ilişkin önemli tespitler yapan Çakır, Kürtlerden en çok oy alan ikinci partinin AK Parti olduğunu söyledi. Bazı Kürt bölgelerinde birinci olduğu da oluyor. Büyük şehirlerde yaşayan Kürtlerin oyunu CHP’nin aldığını, özellikle eskiden göç etmiş Kürtlerin tercih ettiğini aktardı.
“PKK’nın feshi ve demokratikleşme ayrılamaz”
Çakır, devletin PKK’nın kendini feshi ve silah bırakmasıyla demokratikleşmeyi ayırdığını gözlemledi. DEM Parti ve CHP’nin buna itiraz ettiğini, birlikte olması gerektiğini söylediğini aktardı. Çakır da birlikte olması gerektiğini düşündüğünü ancak bunun için tüm unsurların sürece dahil olması gerektiğini belirtti.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Çakır, bu zeminin şu anda Türkiye’de olmadığını vurguladı, Öcalan’ın tüm Kürtleri temsil etmediğini ancak PKK’yı temsil ettiğini söyledi.
PKK’nın feshi sonrası belirsizlik
Öcalan’ın sadece Türkiye Kürtleri için değil, Irak, İran ve Suriye Kürtleri için de önermeleri olduğunu belirten Çakır, bunları kimilerin çok uçuk, kimilerin mantıklı bulduğunu, kimilerin umursamadığını söyledi.
Çakır, PKK’nın feshi gerçekleşir ve hareket sadece yasal alanda faaliyet gösterirse Kürtler arasında ön sıralarda yer alabileceğini ancak ne kadar etkili olacağının belirsiz olduğunu vurguladı, “Şu anki kadar etkili olur mu? Bunu açıkçası bugünden söylemek çok zor” dedi.
Çakır, çok büyük bir dönüşüm yaşandığını, Öcalan ve takipçilerinin bu değişimi ne kadar anladığının tartışmalı olduğunu söyledi.
Silahsız ortamda aynı güç sürer mi?
Ana akım Kürt hareketinin zemininin silahlı mücadele olduğunu hatırlatan Çakır, kritik bir soru sordu: “O zemin ortadan kalktıktan sonra aynı şekilde etkili olabilecek mi? Sadece yasal faaliyetlerden ibaret, silahın devre dışı kaldığı bir ortamda Öcalan eskisi kadar güçlü ve onun takipçilerinin kurduğu partiler eskisi kadar kapsayıcı olacak mı?”
Çakır, bunu bilmediklerini, bir geçiş sürecinde olduklarını söyledi. Ayrıca Çakır, bu geçiş sürecinin Kürtler adına ana aktörünün Öcalan olduğunu, buna çok kızanlar olsa da başka bir formülün mümkün gözükmediğini vurguladı.
Çakır, sonuç olarak şunları söyledi: “Öcalan tüm Kürtleri temsil etmiyor diyenler haklı olabilir fakat şu anda Öcalan temelinde bir sürecin yürümesinden başka seçenek mümkün gözükmüyor.”