ABD Başkanı Donald Trump, dün Washington’da yaptığı konuşmada, yerleşik siyasi düzeni sarsan tahmin edilemez dış politikasını savundu. Yıllık Ulusal Dua Kahvaltısı’nda konuşan Trump, “Dünyanın başı dertte ve biz bunu düzelteceğiz, tamam mı?” dedi.
Trump, yaptığı konuşmada, “Benim yaptığım şey şu; sorunları düzeltmek. Dünyayı düzene sokacağız. Bana inanın. Yaptığım sert telefon konuşmalarından endişe duymayın. Endişelenecek bir şey yok. Sert olmak zorundayız; biraz sert olmamızın zamanı geldi” dedi. Trump yönetiminin “sert” dış politikasından dün ve bugün nasibini alanlarsa İsrail, Rusya ve Kuzey Kore oldu.
“İsrail’in yerleşimlerinin genişlemesi çözüme yardımcı değil”
Trump yönetimi, İsrail’in Filistin topraklarındaki yerleşimlerinin “barış için bir engel teşkil etmediğini” ancak daha fazla genişlemesinin de “sorunun çözümüne yardımcı olmayacağını” söyleyerek, uzun süredir devam eden ABD politikasını bozdu.
Bu yorum, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşmesinin ardından geldi. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada şöyle denildi: “ABD’nin İsrailliler ile Filistinliler arasında barışın sağlanmasına ilişkin arzusu 50 yıldır değişmemiştir. Yerleşimlerin varlığının barışın önünde bir engel olduğuna inanmasak da yeni yerleşimlerin kurulmasının ya da var olan yerleşimlerin mevcut sınırların ötesine genişletilmesinin de barışa yardımcı olmayacağı kanaatindeyiz.”
Bu açıklamanın ardından yerleşimlere verdiği destekle tanınan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Tzipi Hotovely, Beyaz Saray’ı eleştirdi. Mevcut İsrail hükümetinin, İsrail halkının topraklarının her yerinde yerleşim kurabilme hakkını uygulamak için seçildiğini ve halkın iradesine saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Hotovely, “Beyaz Saray da yerleşimlerin barışa engel olmadığını söylüyor; gerçekten hiçbir zaman engel olmadı. Aynı şekilde yerleşimlerin genişlemesi de bir sorun teşkil etmemeli” dedi.
İsrail Radyosu’na konuşan İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon ise, Beyaz Saray’dan yapılan açıklamanın Trump’ın İsrail politikasında bir “U-dönüşü” olmadığını savundu: “Bir şeyler söylemek için çok erken. Bunu, ABD’nin İsrail politikasında bir U-dönüşü olarak değerlendirmiyorum ancak bu konunun gündemlerinde olduğu çok açık. Başbakanımız, ABD Başkanı’nı Washington’da ziyaret ettiğinde bu konu konuşulacaktır.”
“Kırım’a ilişkin yaptırımlarımız sürecek”
Öte yandan Trump yönetimi, ilk defa Rusya’yı sert bir dille eleştirdi. ABD’nin yeni atanan BM Büyükelçisi Nikki Haley, BM Güvenlik Konseyi’nde dün yaptığı konuşmada Rusya’nın Ukrayna’daki askeri müdahalesine karşı çıktı.
Güney Karolina’nın eski valisi Haley, “Tabii ki Doğu Ukrayna, Rusya’nın saldırgan hareketlerinden etkilenen tek yer değil. ABD, Rusya’nın Kırım’daki işgalini kınamayı ve derhal durdurulmasını talep etmeyi sürdürmektedir. Kırım, Ukrayna’nın bir parçasıdır. Rusya, yarımadanın kontrolünü Ukrayna’ya devredene kadar, Kırım’a ilişkin yaptırımlarımız yürürlükte kalmaya devam edecektir” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Kuzey Kore nükleer silah kullanırsa, cevabımız ezici olur”
Trump yönetiminin Savunma Bakanı James Mattis ise, bu sabah Güney Kore’de yaptığı konuşmada Kuzey Kore’yi sert bir dille uyardı. Mattis, Kuzey Kore’nin nükleer silah kullanması halinde ABD’nin cevabının “etkili ve ezici” olacağını söyledi.
Japonya ziyareti öncesinde Güney Kore’nin başkenti Seul’da konuşan Mattis, “ABD’ye veya müttefiklerimizden herhangi birine yönelik herhangi bir saldırıya etkili ve ezici bir şekilde cevap verilecektir” dedi. ABD’nin Güney Kore’de 28 bin 500 askeri, Japonya’daysa yaklaşık 50 bin askeri bulunuyor.
