Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Anastasiadis bugün yeniden bir araya geldi. Rum lider Anastasiadis, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin konuşma yaptığı sırada, toplantının yapıldığı salonu terk etti.
Kıbrıs Rum Kesimi Parlamentosu’nun geçen hafta, Enosis (Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) referandumunun Rum okullarında kutlanması kararını alması müzakere sürecinde yeni bir krize neden olmuş, Türk tarafı 15 Şubat’ta yapılması gereken görüşmelere katılmamıştı. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler’den (BM) kararın geri alınması için Rumlar’a baskıda bulunmasını istemiş ve karar geri alınmadığı takdirde, “müzakerelerin anlamsız hale geleceği” uyarısında bulunmuştu.
Rum Parlamentosu’nun kararının Türk tarafında infial yarattığını söyleyen Akıncı, bugün yapılacak müzakerelerde sadece bu konuyu konuşacağını belirtmişti. Akıncı ayrıca, Rum lider Anastasiadis’in müzakerelerden ziyade iç politikayı düşündüğünü savunmuş ve müzakerelerin geleceğini Rumlar’ın tavrının belirleyeceğini de sözlerine eklemişti.
Rum lider Anastasiadis: “Artık söyleyecek bir şey yok!”
İki lider bugün BM kontrolündeki ara bölgede yeniden bir araya geldi. Toplantıda BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide de hazır bulundu. Toplantıda Türk lider Akıncı, Rum mevkidaşına, son Parlamento kararının müzakereler açısından yarattığı sıkıntıdan söz etti ve kararın geri alınmasını talep etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Anastasiadis’in, Espen Barth Eide konuşma yaparken, birdenbire öfkelenip masadan kalktığını, “artık söyleyecek bir şey yok” diyerek, kapıyı vurup toplantının yapıldığı salonu terk ettiğini söyledi. Akıncı; Anastasiadis’in bu hareketinin diplomatik teamüllere aykırı olduğunu ve saygı sınırlarını aştığını belirterek, böyle davranışlara müsamaha edilemeyeceğini sözlerine ekledi.
Enosis Referandumu nedir?
Birleşik Kıbrıs’ın henüz İngiltere’ye bağlı olduğu 1950 yılında, Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Ada’nın Yunanistan’a bağlanması yönünde bir kampanya düzenlemiş ve kampanyayı sadece Ada’da yaşayan Rumlar’ın imzasına sunmuştu. Kampanyaya Ada’da yaşayan Rumlar’ın yüzde 96’sı “evet” diyerek destek vermişti.
