Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Taciz iddiaları Avrupa Parlamentosu’na sıçradı

Ünlü yapımcı Harvey Weinstein’a yönelik iddialarla Hollywood’u sarsan cinsel taciz skandalı, Avrupa Parlamentosu’na (AP) sıçradı. Çarşamba günü düzenlenen cinsel tacizle mücadele konulu oturum, AP içinde yaşanan cinsel taciz iddialarını da gündeme getirdi.

Sosyal medyada #MeToo (#BenDe) etiketiyle başlatılan ve kadınlara yönelik cinsel taciz hakkında farkındalık yaratmayı amaçlayan kampanya, Avrupa Parlamentosu’nda da taciz iddialarını da gündeme taşıdı.

Avrupa Ticaret Komisyoneri Cecilia Malmstrom, Çarşamba günü düzenlenen cinsel tacizle mücadele konulu oturumda yaptığı konuşmada “en az üç kadından birinin fiziksel veya cinsel şiddet mağduru” olduğunun altını çizdi. Malmstrom aynı zamanda “bu tür istatistiklerin yeterince kişisel hikaye anlatmadığını” ve “bu oturumda bu konunun konuşulmasının nedeninin de tüm dünyaya yayılan #MeToo hareketi olduğunu” kaydetti.

Oturumda söz alan Alman Yeşiller Partisi temsilcisi Terry Reintke , kadına karşı şiddetle mücadele için kapsamlı bir hukuki çerçeve oluşturulmasını öngören İstanbul Sözleşmesi’nin tüm üye ülkeler tarafından onaylanması çağrısında bulundu. Sözleşme bugüne kadar 28 Avrupa Birliği üyesi ülkenin 15’i tarafından onaylandı.

BBC’den Larissa Kennelly’nin haberine göre, AP temsilcisi ve çalışanları tarafından tacize uğrayan birçok kadın bulunuyor. Haberde, Fransız bir AP temsilcisine asistanlık yapan Jeanne Ponte isimli kadın, Alman bir temsilci tarafından 2014 yılında maruz kaldığı tacizi şöyle aktarıyor: “Bir konferans sırasında beni ısrarlı gözlerle izlediğini gördüm. Bir müddet sonra görüş alanımdan çıktığı için rahatladım, ancak beni çıkışta beklediğini farkettim. Yürürken beni durdurdu ve kollarını belime dolayıp bana yeni olup olmadığımı sordu.”

Ponte ayrıca olaydan sonra üç yıl boyunca kendisinin ve AP’deki diğer kadın meslektaşlarının başına gelen taciz vakalarının kaydını tuttuğunu, “cinsiyetçi yorumlar”, fiziksel temas ve korkutma içeren 50’den fazla vakayı not aldığını belirtiyor.

New York Times’ın haberine göre ise, geçici ve düzensiz kontratlarla çalıştırılan alt kademe asistanlar, yalnızca AP’de değil Brüksel’deki tüm Avrupa Birliği (AB) kurumlarında tacize karşı savunmasız bir konumda. Haberde “Brüksel balonu” şeklinde tabir edilen AB bürokrasisi içinde birçok taciz vakası bildirildiği aktarılıyor. 24 yaşındaki İngiliz Grainne Hutton, geçtiğimiz hafta Brüksel’deki taciz vakalarıyla ilgili sesini çıkarmaya karar veren çalışanlardan biri.

Üniversiteden mezun olduktan sonra Brüksel’in önde gelen danışmanlık kurumlarından birinde altı aylık bir staja kabul olan Hutton, staj boyunca amirinin kendisine “rahatsız edici” davranışlarda bulunduğunu aktarıyor.

“Toplantılarda, kurum içi mesajlaşmalarda ve Facebook’ta açık saçık konuşmalar yapıldığını” söyleyen Hutton, amirinin kendisine geceyarısından sonra cinsel göndermeler içeren kaba telefon mesajları attığını, kurum içi mesajlaşma programı üzerinden “en sevdiği hayvanların cinsel ilişkileri” ile alakalı iletiler gönderdiğini ve cinsel hayatıyla ilgili kişisel sorular yönelttiğini bildiriyor. Hutton, bu tür konuşmaların diğer çalışanların önünde de gerçekleştiğini ve yaklaşık bir ay sürdüğünü aktarırken, staj sonrası işe giremeyeceğinden korktuğu için, olanları ifşa edemediğini söylüyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.