Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Jakob Zuma, üyesi olduğu iktidardaki Afrika Ulusal Meclisi (ANC) partisinden gelen çağrılar sonucunda istifa etti. ANC, Zuma’ya istifa etmesi için 48 saat süre vermiş, istifa etmemesi durumunda onu parlamentodaki çoğunlukları kanalıyla görevden alacağını bildirmişti.
TV’lerde canlı olarak yayınlanan açıklamasında Zuma, hayatını adadığını söylediği ANC’nin disiplinli bir üyesi olduğunu belirtti. Görevden alınmaktan korkmadığını ve hayatının geri kalanında ANC’nin politikalarının uygulanması için çalışacağını söyleyen Zuma, partisinin bölünerek zarar görmemesi için istifa ettiğini duyurdu.
Eski bir apartheid karşıtı aktivist olan Zuma, 2007 yılında ANC’nin başına geçmiş ve 2009 yılında devlet başkanı seçilmişti. Zuma’nın görev süresi 2019 yılında sona erecekti. Zuma seçildiğinden beri ortaya çıkan suçlamalar ve ekonomik gerileme, 1994 yılındaki özgürlük mücadelesine önderlik eden ANC’nin meşruiyet ve imajına bir hayli zarar vermişti. Son yıllarda ortaya çıkan skandallarla beraber ANC’ye daha da çok zarar vermiş, kamuoyu ise partinin hantal yapısıyla olaylara tepki vermekte gecikmesinden oldukça rahatsız olmuştu. Parti yöneticileri tüm bu sebeplerden ötürü 75 yaşındaki Zuma’nın mümkün olduğunca hızlı bir şekilde istifa etmesini ve bu şekilde ANC’nin kendini toparlamak için zaman kazanmasını istediler.
Zuma’nın istifasıyla, Aralık ayında ANC’nin genel başkanı seçilen Cyril Ramaphosa’ya meclis tarafından seçilerek devlet başkanı olma yolu açılmış oldu. Yeni devlet başkanı Ramaphosa’nın ilk büyük sınavı yerli sermayeyle yabancı yatırımcılar arasında kurulması gereken dengeyi sağlamak olacak. Eski bir sendika lideri olan 65 yaşındaki Ramaphosa, açıklamasında ülkedeki “karanlık” ve “belirsiz” dönemin bittiğini ve yeni bir dönemin başlayacağını söyledi.
The Guardian’a konuşan Güney Afrika uzmanı Richard Calland, devlet başkanı seçilen Ramaphosa’nın hem ülkeyi hem de Zuma’nın istifasıyla birliğin sağlandığı ANC’yi yeniden yapılandırma fırsatına sahip olduğunu düşünüyor.