Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kılıçdaroğlu: “Şeker fabrikalarına sahip çıkmak, demokrasiye, cumhuriyete, emeğe ve alın terine sahip çıkmak demektir”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden Parti Meclisi üyesi Yavuz Karan’ın, Karadeniz’in yiğit evladı ve yol arkadaşları olduğunu ifade etti. Karan’ın partiye uzun yıllar emek verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Karan’a Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Kılıçdaroğlu, 17 yaşındaki Deniz Selin Üstündağ’ın eskrimde Avrupa şampiyonu olduğunu anımsatarak, Üstündağ’ı kutladı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan bölümler:

“Yerel medya adeta sahipsiz. Bu medyanın büyük beklentileri var”

“Bütün demokrasilerde medya önemli bir güçtür. Gelişmiş demokrasilerde 4. güç olarak algılanır. Medyanın temel özelliği gücü sürekli halk adına sorgulamaktır. Gücü elinde tutanlar daha sağlıklı karar almak zorunda kalırlar. Bizde bir yaygın medyamız var. Bir de yerel medya var. Yerel medya adeta sahipsiz. Bu medyanın büyük beklentileri var. 3 yıldır Basın İlan Kurumu ilanlarına zam yapılmadı. Geçinemiyorlar. Binlerce kişi çalışıyor yerel medyada, gazetelerde ve televizyonlarda. Ayakta kalmak için olağanüstü çaba harcıyorlar.

Biz yerel medyanın da yaygın medyanın da güçlü olmasını isteriz. Bağımsız olmasını, özgürce yazmasını ve eleştirmesini isteriz. Demokrasiye sahip çıkmak gibi medyaya da sahip çıkmak zorundayız. Baskılara hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. İktidarın yaptığı her şeyi alkışlayan bir medya grubunun en çok demokrasiye zarar verdiğini de kimsenin unutmaması gerekir. Demokrasi hepimiz için geçerli bir kuraldır. Düşüncelerimizi özgürce ifade edeceksek, haklarımızı rahatça yargıda arayabileceksek bunun özü demokrasiden geçiyor.”

“MESAM’a kayyım konusunda da  kanunu takmıyor”

“Demokraside iktidarı yönetenler hukuka uygun davranmak zorundadırlar. MESAM diye bir örgüt var, bir tüzüğü var. Yasal dayanağı var ve kurulur. Sanatı ve sanatçıyı desteklemeyen hiçbir iktidar yoktur dünyada. Darbe dönemleri hariç sanat ve sanatçıya her ortamda önem verilmiştir. Yüceltmek her toplumun ortak amaçlarından birisidir. Sanatçı özgür olmalı, özgürce düşüncesini dile getirmeli. Sanatın 7 dalını da desteklememiz gerekir. Elbette sanatçının da hakları vardır. Mart ayında olağan kogresini yapacaktı. Kongresini yapmadan Kültür Bakanlığı MESAM’a kayyum atadı. Kurala uyarsanız atayabilirsiniz. Verilen görev ve yükümlülüklerin yerine getirilmediği ya da tarifelerin esaslera göre düzenlenmediği durumlarda ben önce bir uyarı yazısını yazarım diyor bakanlık. Ve 30 gün beklerim. Kural yerine gelmemişse 2. bir yazı ile tekrar uyarırım. Yine 30 gün beklerim, kural yerine gelmemişse kayyum atarım diyor. MESAM yönetim kurulu görevden alındı. Telefon ettim, size uyarı yazısı geldi mi? Hiçbir yazı gitmemiş. Yani, kanunu takmıyor. Kültür Bakanlığı yasaya uymazsa ne olacak? Bütün bunlar sanatı ve sanatçıyı korumak içindir fakat hiçbir uyarı yapılmadan MESAM yönetim kurulu bir yazı ile değiştiriliyor. Sordum, dava açacak mısınız diye tabii ki dediler. Bugün dava açacaklar. Kültür Bakanı’na sormak isterim. Sen sanatı ve sanatçıyı korumakla görevlisin. Yasanın dışına çıkmazsın. Kültür Bakanlığı açıkça suç işlemiştir.”

“6 bin 665 kişinin sınav harçları hala yatmadı”

“7 Şubat 2018 itibarıyla hapishanelerde 235 bin 888 tutuklu var. Tutuklulardan 69 bin 301’i öğrenci. Kimisi açık öğretim ortaokul, kimisi açıköğretim lise ve fakültelerinde. Son derece güzel bir uygulama. Mahkum veya tutuklu ama kendisini eğiterek hayata tutunmaya çalıştı. Güzel bir iş yapılıyor. Bu tutukluların sınav ve kayıt ücretlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yürütüyor. Bu kuralı getirenlere de teşekkür ederiz. Ama açıköğretimde okuyan 6 bin 665 kişinin sınav harçları hala yatmadı. Ben Bakan’dan rica ediyorum, eski uygulamayı sürdürün.”

“Kritik şeker fabrikaları sorusu: Hangi uluslararası şirketlerle anlaşma yaptın”

“Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi toplumun hemen hemen her kesiminin karşı çıktığı bir uygulama. Konu gündeme gelir gelmez bir komisyon oluşturduk. Bütün şeker fabrikalarını gezeceksiniz dedik. Hepsi karşı hangi partiden olursa olsun. Şeker fabrikaları sıradan fabrikalar değildir. Özelleştirilmesine karşıyız. Özelleştirerek siz aslında bir anlamda cumhuriyetten intikam almaya çalışıyorsunuz. Şeker fabrikalarına sahip çıkmak demokrasiye cumhuriyete emeğe ve alın terine sahip çıkmak demektir. Gayet açık ve net başta Recep Bey Binali Bey olmak üzere soru soruyorum hangi uluslararası kuruluşlarla oturup bir anlaşma yaptınız ve bu metni neden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizliyorsunuz? Kiminle oturdunuz Türk şeker politikasının geleceğini belirlediniz? Binali Bey nişasta bazlı şekerlere kota getireceğiz diye zaten var kota. Yüzde 15. Almanya’da yüzde 1,69. Bazı ülkelerde de yasak. Kansere obeziteye yol açıyor.”

 “Türkiye şu anda bir hukuk devleti değildir”

“Eğer hukuk devletini yok ederseniz, baskıcı bir dikta yönetimini getirirsiniz. Türkiye şu anda bir hukuk devleti değildir. Neden değildir? 15 Temmuz darbe girişiminden sonra BM’ye bir yazı gösterildi. İkisi çok önemli. Tutulanlara insanca davranmayacağım diyor. Adil biçimde yargılamayacağım diyor. Darbe girişiminden sonra pek çok insan mağdur edildi. Bütün mağdurların sesi olmaya özen gösterdik. Gökhan Açıkkollu, bir öğretmen, 15 Temmuz’dan sonra tutuklanıyor. Gözaltı sırasında hayatını kaybediyor. Gözlatına ilaçların verilmediği bize gelen bilgiler yönündeydi. Hasta ise insülini vereceksiniz, nitekim bu adam öldü. Şimdi bu vatandaşın işkence sonucu öldüğü ortaya çıktı. Eşi Mümine Açıkkollu ile arkadaşlarımız konuştular. Hainler mezarlığına gömülecekse vereceğiz demişler. Diyanet fetva veriyor, hainlerin namazı kılınmaz diyor. Mezarlığa defnedemedik, bahçemize defnetmek zorunda kaldık diyorlar. Bu bir dram değil midir? İşkence sonucu hayatını kaybediyor. Hainlerin tazminat davası açma hakkı var. Biz de o ailenin sonuna kadar yanında olacağız. Yargılanmadığı için suçlu mu değil mi belli değil. Bir tek Allah’ın kulu çıkıp bu ülkede “adalet vardır” diyemez?”

“Adalet yok adalet'”

“Uluslararası bir toplantıda konuşuyor Adalet Bakanı. Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsızdır HSK bunun sigortasıdır diyor. Erdoğan, Yargıtay’ın 150. yılı sempozyumunda bir konuşma yapıyor. “Eğer bir ülkede halk bunalmış ve ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir” diyor. Günaydın Recep Bey, günaydın. Nihayet öğrenebildin. Yargı yok yargı. Adalet yok adalet.”

Kılıçdaroğlu: Vatandaş “Faizci Tayyip” demekte haklı

“Her sefer söyledim. Vatandaşın kahvede söylediği söz faizci Tayyip. Faizci Tayyip. 149 milyar doları sanayiciye mi, çiftçiye mi, emekliye mi, memura mı verdiniz? Yurt dışındaki bir grup tefeciye veriyorsunz. Vatandaş tefeci Tayyip demekte haksız mı? Kime ödedin bu parayı? Bir grup tefeciye ödedin. O nedenle sana tefeci Tayyip diyorlar. Şikayetçi olmayacaksın arkadaşım. Çözüm bulacaksın çözüm. Faiz sorununu çözemezler, çünkü yakayı tefeciye kaptırmışlar. Faizi düşür, doları, parayı getirmem diyor. Yakayı tefeciye kaptırmış vaziyette.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.