Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kadınlar Şule Çet için adalet istedi

İstanbul Kadın Meclisleri üyeleri, Ankara’daki bir plzanın 20. katından atılarak öldürülen 23 yaşındaki Şule Çet için Beşiktaş’ta eylemdeydi. Çet’in abisi Şenol Çet ve akrabalarının da katıldığı eylemi izledik.

Eylemde İstanbul Kadın Meclisleri’nden Fidan Ataselim, Üniversite Kadın Meclislerinden Dilara Gevrek, Şule Çet’in abisi Şenol Çet konuştu.

“İdam ve hadım gibi yöntemler gündemde tutularak çözümden kaçılmak isteniyor”

Üniversite Kadın Meclislerinden Dilara Gevrek, kendisiyle yaptığımız görüşmede şunları söyledi: “Zanlılar, belirli bir irade ortaya konmadığı için, sosyal medyadaki tepkiler neticesinde gözaltına alındı. Anaakım medyada kadın cinayetleri magazinleştiriliyor. Bu bizlere yarar yerine zarar getiriyor. Medya özellikle bu cinayet haberlerini… Rezidansa çıktı, iki erkekle… Bunlar çirkin şeyler”.

“Önce bütünü görmek lazım. Bunların önlenebilir olduğunu hep söyledik. Burada yine ısrarlı takibin cezai yaptırımı olduğunu söylemek zorundayız. Öldürme teşebbüsü olmadan da kadınların tehlike altında olduğunun farkında olan merciler olursa, siyasal irade bunu durdurmak için harekete geçebilirse ölümle karşılaşılmayacak”.

“Talebimiz mevcut yasaların uygulanmasıdır. Kadınlar sözlü tacize maruz kalıyorsa, İstanbul Sözleşmesi 6284 Sayılı Kanu’na (Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi) başvurdukları ve kadın örgütlerinin de arkalarında olduğunu söylediklerinde oradaki kolluk kuvvetleri onları korumak zorunda. Bu onların yasal hakkı, bu bir yasa. Dolayısıyla bu yasayı uygulamayanlar da aslında suç işlemektedir”.

“Toplumda gerekli emsal kararlar alınmadıkça, gerekli önlemler alınmadıkça bunlar erkekler açısından kadınlara çok rahat şiddet uygulanmasını beraberinde getiriyor. (…) Çözümden kaçmak için idam, hadım gibi akıldışı ve insan haklarına aykırı yöntemleri gündemde tutmaya çalışıyorlar. Biz bunları kabul etmiyoruz. Biz gereken cezaların ve indirimlerin sınırlandırılmasını istiyoruz. Çünkü bir caydırıcı etkisi olmadığında cezaların, bu bir domino etkisi yaratıyor toplumda”.

“Ölüm bize uzaktı”

Çet’in, üniversiteyi kazanarak Ankara’ya gitmesinden önce ailesiyle birlikte oturduğu Sultangazi’den arkadaşı Dilan, Şule’nin, çocuk yaşta kanserden kaybettiği annesinin acısını hep duymasına rağmen hep hayat dolu bir insan olduğunu ve olayın intihar olduğuna başından beri inanmamış olduğunu söyledi: “Her gün annesinden bahsederdi. ‘Ben bu acıyla ayakta duruyorsam herkes durabilir’ derdi. Böyle annesinin acısına rağmen insan intihar etmeyi düşünemeyen bir insan gidip de saçma sapan bir adamın rezidansında intihar etme gibi bir olasılığı yok”.

https://www.instagram.com/p/Bjf4qWpgGwR/?utm_source=ig_web_copy_link

“Hayat dolu bir kızdı. Tamam acısı vardı, annesizlik acısıydı ama intiharı düşünmek… Bizim hayatımızda intihar kelimesi bile geçmezdi. Biz her şeyin bir çözümü olduğuna inanırdık. İdealleri olan bir insandı. Bana sürekli şey derdi, keman çalalım, bir çalgı öğrenelim… Yabancı dile, Yunancaya merak salmıştı, Yunan alfabesini ezberlemeye çalışıyorduk bir şekilde, maddi durumumuz elvermediğinden kursa gidemezdik ama kendi çabalarımızla öğrenmeye çalışırdık… Ölüm mölüm bize uzak şeylerdi. Yani inanmam gözümle görsem bile inanmam. İntihar etmedi. Kurgulamışlar.”

Ne olmuştu?

Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı 2. sınıf öğrencisi Şule Çet, cinayet zanlısı Çağatay Aksu ve Berk Akand ile doğumgünü olan 29 Mayıs’ta gittiği plazanın 20. Katından düşerek hayatını kaybetmişti. Olayın ardından soruşturma açılmış, Aksu ve Akand şüpheliler olarak gözaltına alınmış daha sonra serbest bırakılmıştı. Soruşturma zarfında bir kez daha gözaltına alınıp serbest bırakılan Aksu ve Akand Adli Tıp Kurumu’ndan alınan ve Çet’in cinsel saldırıya uğradığını ortaya çıkaran raporla birlikte 14 Temmuz’da, 3. kez gözaltına alınarak “cebir, şiddet ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “nitelikli cinsel saldırı” suçlarından tutuklandı.

Otopsi raporunda Çet’in ölümünden önce “cinsel ilişkiye zorlandığı ve zanlılar tarafından düştüğü iddia edilen pencerede kendisine ait parmak izlerine rastlanmadığı ifadeleri yer aldı.

Çet’in öldürüldüğü gece bir arkadaşını arayarak ondan kendisini aramasını ve acilen gelmesi gerektiğini söylemesini istediği, 12 dakika sonra ise ev arkadaşına gönderdiği mesajda “Buradan çıkarımıyorum, adam bana takmış. Bırakmıyor, keşke gelmeseydim” yazdığı öğrenildi.

Habertürk’ten Arzu Kaya’ya konuşan Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, soruşturma açıldıktan sonra Şule’nin bilgisayarının ve cep telefonunun incelenmediğini ve olay anının görüntülerinin henüz istendiğini belirtti. Yıldırım, zanlıların 3 defa gözaltına alındığını, ilkinde taksirle öldürmeden adli kontrol verilerek, ikincisinde ise savcının tutuklama talebine karşın hakimin adli kontrolün yeterli olduğundaki ısrarı neticesinde yeniden serbest bırakıldığını söyledi. Adli tıp raporundan elde edilen bulguların cinsel saldırı iddialarını doğruladığını söyleyen Yıldırım, davanın “kasten adam öldürme” suçundan açılması gerektiğini belirtti.

Medyada yer bulan haberlerden hareketle Türkiye’de erkek şiddetine kurban giden kadınları kayda geçiren kadincinayetleri.org’a göre ülkede 2010 yılından bu yana 1964 kız çocuğu ve kadın; babaları, erkek akrabaları, sevgillileri, kocaları ya da tanımadıkları erkekler tarafından öldürüldü.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.