İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM’deki grup toplantısında serbest bırakılır bırakılmaz ABD’ye giden Rahip Brunson konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “yargının başına çuval geçirmekle” suçladı. Akşener, rejim muhalifi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda kaybedilmesini de Türkiye’nin egemenlik haklarına saldırı olarak nitelendirdi.
Meral Akşener, İYİ Parti Grubu’ndaki konuşmasına “Türkiye’de bir Erdoğan hayaleti dolaşıyor” diyerek başladı ve şöyle devam etti:
“Kurumsuz ve kuralsız, hukuksuz tek adam yönetiminde az zamanda öyle şeyler gördük ki insan hayret ediyor. Tek kelimeyle anlatmaya kalksam derim ki: Türkiye’nin üzerinde Erdoğan’ın hayaleti dolaşıyor. ‘Türkiye öyle bir uçacak ki tutabilelene aşk olsun’ diyorlardı. Sonuç; dolar, enflasyon, faiz, işsizlik, yağ, zeytin, domates uçtu, damat uçtu, yandaş uçtu ve sonunda papaz uçtu.”
“Bu papaz ajan değilse; FETÖ’cü, PKK’lı değilse niye içeri attınız?”
Rahip Brunson’ın mahkeme tarafından hüküm verilip ABD’ye gitmesi konusunda ise Akşener, 2003’te Kuzey Irak’ta ABD askerlerinin Türk askerlerinin başına çuval geçirilip gözaltına alınmalarını hatırlattı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Yargımızın başına çuvalı bizzat sen geçirdin” diye seslendi. Akşener’in Brunson konusunda söyledikleri şöyle:
“Bu papaz meselesi öyle bir mesele ki sussam olmaz, söylesem memleket bizim. Yaptığından utansa, devlet aşkına susacağız. Ama bakıyoruz pişkinlikte sınırları yok. Yine inkar edip ‘Ajan demedim, ajans dedim’ diyecek, ‘casus demedim, bir sus dedim’ diyecek. ‘Bu fakir bu görevde olduğu sürece alamazsın’ diyordun, biz de içimizden ‘Atma Recep din kardeşiyiz’ dedik. Yine endişemizde haklı çıktık. Buradan soruyorum. Bu papaz ajan değilse, FETÖ’cü, PKK’lı değilse niye içeri attınız? Yok eğer bu suçları işlediyse niye bıraktınız? Bağımsız mahkemeler masalını geç Sayın Erdoğan, bize yutturamazsın. 12 Ekim’den önce ABD’de hazırlıklar yapıldı, papazı karşılayacak komite hazırdı, uçak piste çekildi. Ajanlık yok, aldığı ceza örgüt üyeliğinden öyle mi? Kimi kandırıyorsunuz. ‘Al papazı ver papazı’ diyordun, papazı verdin gitti, peki kimi aldın? FETÖ’nün elebaşını alabildin mi, PKK’nın elindeki iki istihbaratçımızı alabildin mi? Yargımızın başına çuvalı bizzat sen geçirdin.”
“Erdoğan’ın abileri, Dolmabahçe rıhtımında, alkışlarla Amerikan 6. filoyu karşılıyordu”
Meral Akşener, Erdoğan’ın gündeme getirdiği İsmet İnönü’nün ABD bayraklı fotoğrafına ilişkin de “ABD’den aldığın hizmet madalyası seni neci yapar” diye sordu? Akşener’in sözleri özetle şöyle:
“Şimdi, sayın Erdoğan CHP üzerinden, Cumhuriyetin kurucu iradesine saldırıyor ya, ben bir noktayı hatırlatayım. Öncelikle, Cumhuriyetin kurucu iradesi saygıyı hak eder. Bunu bir kenara yazın. Bir tarih öğretmeni olarak hatırlatmak isterim ki; “İsmet İnönü’nün elinde Amerikan bayrağı var” dediği günlerde, sayın Erdoğan’ın abileri, Dolmabahçe rıhtımında, alkışlarla Amerikan 6. filoyu karşılıyordu. Meclis Başkanı yaptığı İsmail Kahraman abisine danışmadan bu mevzulara girmesin, batar. Tuttuğu bayrak, İsmet İnönü’yü Amerikancı yapıyorsa, Siyonistlerden aldığı hizmet madalyası Tayyip Erdoğan’ı neci yapar? Bu polemik, gereksiz, ve yaralayıcıdır ve iki tarafın da beslendiği bir polemiktir.. Olan, tarihi şahsiyetlerimize olmaktadır.. Her iki tarafı da, bu boş yarışa, karşılıklı olarak son vermeye çağırıyorum.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Suudi Arabistan egemenlik haklarımıza saldırdı”
Akşener grup toplantısında, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması olayına ilişkin de Erdoğan’ı hesap kitap yapmakla suçladı. İYİ Parti lideri Akşener şöyle konuştu:
“Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaldırılması karşısında, tek söyleyebildiği şu oldu: Sessiz kalamayız. Hepsi bu. Sözcüsü de diyor ki; “Suudi Arabistan’la ortak çalışacağız.” Neyi çalışacaksın? Tilkiyi, kümese bekçi mi yapacaksın? Kilerdeki peynir için, fareye nöbet mi yazacaksın? Sicili Türk düşmanlığıyla dolu bir başkası da, “Bu konuda Suudi Arabistan’ı fazla suçlamayalım” diyor. Sanırsın gazeteci Kapalıçarşı’da kayboldu. Bu insan konsoloslukta kayboldu, konsoloslukta. AK Parti’nin Suudi sicili, en başından beri bozuk. Otel odalarına, ayaklarına gittiler. Devlet şeref madalyası verdiler. Milli yas ilan ettiler. Şimdi de, Türkiye’ye haydutça meydan okumasına sessiz kalıyorlar. Beyler, kendinize gelin; Suudi Arabistan, hem insan hayatına hem de egemenlik haklarımıza, açıkça saldırmıştır. AK Parti’nin sessizliği karşısında, işi bir adım daha ileri götürüp, Türkiye’nin aklıyla alay etmiştir.
Son gelişmelerden anlaşılıyor ki, Erdoğan işi Amerika’ya havale etti. Bu olay vesilesiyle, haddini aşıp; ‘Bizim devlet de eskiden böyle işler yapardı’ diyerek, her fırsatta Türk’e ve devletine kin kusanlara, bunların ne olduğunu hatırlatayım: Suud, Türk’e karşı İngiliz atı olarak ortaya çıkmıştır. Suud, kutlu coğrafyada, emperyalizmin kuklası ve maşasıdır. Suud, Mısır’da darbe destekçisi, Türkiye’de 15 Temmuz alçaklığının şakşakçısıdır. Suud, Suriye’de PKK’nın, 100 milyon dolarlık bağışçısıdır. Cemal Kaşıkçı’yı daha önce Amerika’daki bir operasyonla kaçırmak istedikleri ortaya çıktı. Ama önlemişler. Peki, bizim devletimiz ne yapıyor? Bizim istihbaratımız ne yapıyor? Bu hazırlık bile bilinirken, ülkemizde böyle bir operasyonu engelleyememek, aynı zamanda hayati bir güvenlik zafiyetidir. Ülkemize yapılan bu küstah saldırı, asla karşılıksız bırakılmamalıdır. Sayın Erdoğan, hesabı kitabı bırak, gereğini yap.”
“Kıtlıkla baş başa kalacağız “
İYİ Parti grup toplantısında yaşanan ekonomik sıkıntılara da değinen Akşener, kıtlıkla baş başa kalınma tehlikesine dikkat çekti:
“Ekonomik krizin öncü sarsıntıları bile vatandaşı buhranın içine itti. Herkesin izlediği bir TV kanalında, Türkiye ile alay edilen programlar yayınlanıyor. Erdoğan’ın dolara endekslediği köprülere, otoyollara zabıta mı gönderelim? Daha önce de ifade ettim, doğru teşhis tedavinin ilk adımıdır. 16 yıldır süren borçlanma ekonomisinin sonuna geldik. Türkiye’nin altına döşedikleri dinamitleri borç parayla örtmüşlerdi. Şimdi o perdenin açıldığı zamana geldik. Milletin yaşadığı sıkıntıya ancak damat kadar ciddiyetle yaklaşabilen bir iktidar var. Elektrik faturasından TRT payını kaldırın diyoruz, ses yok. Adaleti tesis edin vatandaş adalete güvensin diyoruz, ses yok. Bizi dinlemiyor ama ABD’nin her sözünü dinliyor, yerine getiriyor.
Geçen hafta açıklanan cari açık rakamlarını yandaş medya yorumlamaktan aciz. Türkiye uzun bir aradan sonra cari açık vermedi. Borazanlar yeni ekonomik programın zaferi diye verdi. Şimdi sorarım size eylül ayında açıklanan program nasıl oluyor da ağustos rakamlarına etki ediyor? Bir çuval un kaça para olmuş, bir koli yumurta kaça? Onun umurunda değil. Gübreden, mazottan, sütten, mamadan haberi yok. Her türlü felaketi seninle yaşadık. Daha kötüsü ne olabilir? Aklını başına devşir, rızkı veren Allah’tır, Allah! Damat ekonomik programdan sonra bir de enflasyonla mücadele planı açıkladı. Yeni bir internet sitemiz de oldu. Enflasyonu kimin hortlattığını öğrendik. Meğerse bunu yapan bakkalmış, marketmiş, esnafmış! Orada yazan bu. Bu açıklanan enflasyonla değil, esnafla mücadele planı. Seçimlere yatırım yapmayı bırak, memleketin geleceğine yatırım yap. Gittiğiniz yol, yol değil. İndirimde baskı için valilere genelge yolluyorsun. Esnaf yeni ürün alamaz hale gelecek; raflar boşalacak ve 40 yıl aradan sonra kıtlıkla baş başa kalacağız.”