Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Çokuluslu entrika: Eski Mossad ajanlarının kurduğu şirket, İran’ın Umman’daki 6 milyar dolarına el koymak için neler yaptı? Neden başaramadı?

Black Cube (Siyah Küp) eski Mossad ajanlarının kurduğu, dünyanın çeşitli başkentlerinde ofisleri bulunan, İsrail merkezli özel bir istihbarat şirketi. Şirketin ismi kamuoyunda yaygın olarak bilinmeye, geçen yıl müptezel Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein’in taciz ve tecavüz ettiği kadınları şikâyetçi olmaktan vazgeçirmek üzere bu şirketle çalıştığı ortaya çıkınca başladı.

Sonra geçen mayıs ayında İngiliz Observer gazetesi ile Amerikan New Yorker dergisi, Black Cube’un Obama yönetiminin çeşitli çalışanlarını hedef alan casusluk faaliyetlerinde bulunduğunu yazdı. Bu iki yayın kuruluşu, şirketin Trump kampanyası için çalışanlar tarafından tutulduğunu ve amacın İran’la yapılan anlaşmaya dair Obama’yı zor durumda bırakacak açıkları bulmayı hedeflediğini varsaymıştı. Haberlerinde Başkan Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı yardımcılarından Ben Rhodes ile Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Colin Kahl’ın Black Cube tarafından markaja alınmak istediğini yazmaları ertesinde konu ABD Kongresi’nde de gündem olmuş ancak soruşturma derinleştirilmemişti.
İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi ise, konuyu kaldığı yerden alıp araştırmış ve Black Cube’un Obama yönetimi çalışanlarına karşı yürüttüğü casusluk faaliyetinin esas amacının İran’a karşı bireysel olarak açılmış çeşitli tazminat davalarındaki alacakların tahsili için Tahran’ın gizli banka hesapları ve varlıklarının yerini, el koymak üzere tespit etmek olduğunu ortaya çıkardı.

Hedef İran’ın paraları

Haaretz “İran’ın 6 Milyar Dolar’ı: İsrailli Black Cube şirketi Obama’nın ekibinin peşine neden düştü?” başlıklı haberinde, Black Cube’un takip altına aldığı, Obama’nın Ulusal Güvenlik Kabinesi’nde yasal işlerden sorumlu yönetici olarak çalışan Caroline Tess’le ilgili edindiği kanıtlar üzerinden konuyu araştırmış. Buna göre, Black Cube Tess’le iletişime girip İran hakkında konuşturmayı amaçlıyormuş. Tess’le iletişim kurmak içinse onun dalış hobisini kullanarak, sıfırdan kurdukları dalışla ilgili bir internet sitesi aracılığıyla şanslarını denemişler. Fakat Tess Arjantin’de bedava dalış kampı da içeren teklifin bulunduğu maillere yanıt vermeyince operasyon akim kalmış.
Haaretz, Black Cube’un müşterilerinde İsrail devletinin istihbarat servisi Mossad’ın bire bir aynısı hizmet verdiği izlenimi yaratmak istediğini, çalışma esaslarının ve ofislerinin dahi Mossad kopyası olduğunu, örnekleriyle anlatıyor. Ama haberin asıl vurgusu, şirketin İran’ın peşine düşme sebebinin, yukarıda söz ettiğimiz tazminatların ödenmesi halinde, buradan alacakları komisyonlar olduğu.


Haaretz, terör kurbanlarının ABD mahkemelerinde İran hükümeti aleyhinde tazminat davaları açmasını mümkün kılan 1996 tarihli Flatow yasasının arka planını aktardıktan sonra, bugüne kadar açılmış ve Tahran’ın milyonlarca dolar ödemeye mahkûm edildiği mahkeme kararlarından bazılarını sıralıyor.
Elbette İran bu kararları tanımadığı için bugüne kadar kurbanların yakınlarına herhangi bir ödeme yapmamış. “Ancak ABD yaptırımları nedeniyle Tahran’ın erişemediği, dünyanın çeşitli ülkelerindeki farklı varlıkların ve hesapların yeri tespit edilebilirse söz konusu tazminatlar için dava açılarak bunlara el konulması mümkün olabilir” diye yazıyor Haaretz, İşte Black Cube’un amacı da bu “kayıp” milyon dolarları bulmak.

Umman’daki 6 milyar dolar

Nitekim Haaretz, Black Cube’un Obama ekibinin peşine düşme sebebinin, Umman’daki Bank Muscat’ta bekleyen İran’ın sattığı petrol karşılığında alacaklı olduğu, yaklaşık 6 milyar dolar karşılığı Umman riyali olduğunu yazıyor. İran bu parayı euroya çevirip tahsil etmek istemiş ama Umman riyali dolara endeksli olduğundan bu kadar yüklü bir meblağı euroya çevirmeyi hiçbir banka göze alamamış. Böyle bir işlemi ancak bir Amerikan bankasının yapabileceğini kaydeden Haaretz, İran’ın Amerikan bankacılık sistemine erişimi içinse Obama yönetiminin onayı olması gerektiğini belirtiyor. Nitekim geçen yaz konuyla ilgili olarak yürütülen soruşturmada Obama yönetiminin Wells Fargo Bank ile J.P. Morgan’ın söz konusu meblağı euroya çevirmesini sağlayacak izni vermeyi düşündüğü ancak sonuçta bu iki Amerikan bankası yasal riski göze alamadığı için işlemin gerçekleşmediği anlaşılmış. Sonuçta bu çokuluslu entrika başarısızlıkla sonuçlanmış.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.