2007 yılında polis tarafından gözaltına alınan ve Beyoğlu polis karakolunda öldürülen Nijeryalı mülteci Festus Okey’in davası 11 yıl sonra yeniden görülecek. 12 Aralık 2018’de Çağlayan Adliyesi’nde yapılacak duruşmaya Okey’in ağabeyi Tochukwu Gameliah Ogu da ilk kez katılacak. Bugüne kadar Okey’in vurulmasına ilişkin olarak hiçbir sanık ceza almadı ve soruşturma pek çok ihmal ve hukukdışı uygulamayla ilerledi. Avukatları uzun bir mücadelenin ardından Okey’in abisine ulaşmayı ve davayı yeniden gündeme taşımayı başardı. Festus Okey, tabutunun üzerindeki “Gidiyoruz, teşekkürler Türkiye” yazısıyla akıllara kazınmıştı.
20 Ağustos 2007’de gözaltına alınan ve Beyoğlu polis karakolunda polis tarafından vurulan Festus Okey’in davası, avukatlarının uzun uğraşları sonucunda, ağabeyi Tochukwu Gameliah Ogu’un da katılımıyla yeniden görülecek. Pek çok insan hakları aktivisti ve platformu Festus Okey davasını yıllarca takip etmiş, dava pek çok hukuk dışı uygulama ve ihmallerle ilerlemiş, Okey’i vuran polis memuru hiçbir ceza almazken davayı takip etmek isteyen pek çok aktiviste soruşturma açılmıştı.
Futbolcu olmayı hayal ediyordu
Festus Okey, futbolcu olma hayaliyle İstanbul’da yaşayan Nijeryalı bir sığınmacıydı. 20 Ağustos 2007 tarihinde, polis tarafından gözaltına alındı ve Beyoğlu polis karakolunda gözaltındayken bir polis memuru tarafından vuruldu. Ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Festus Okey’in ateş edilme mesafesini kanıtlayacak delil niteliğindeki kanlı gömleği ise hastanede kaybedildi.
Okey’e ilişkin emniyet tarafından ilk dosya kendini vuran polis memuru Cengiz Yıldız tarafından açılmış, Okey vurulduktan 20 gün sonra da yine Yıldız tarafından gözaltı tutanağına Okey’in üzerinde uyuşturucu madde bulunduğuna dair bir madde eklenmişti.
Olayın üstü kapatıldı, sanık polis memuru korundu
Okey’i vuran polis memuru Cengiz Yıldız hakkında dava açıldı fakat dava yıllarca süren bir hukuk garabetine dönüştü. Sanık polis memuru mahkeme tarafından 2011 yılında taksirle adam öldürmekten 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkûm edildi fakat hükmün geri bırakılmasına karar verildi ve Yıldız hapse girmedi.
Üye hakimlerden biri, sanık polisin olası kastla adam öldürmekten 20 yıl ceza alması gerektiğini savundu ve karar temyiz edildi.
Gözaltı tutanağı, Okey vurulduktan sonra tutuldu
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Ertuğrul Mavioğlu’nun bianet’teki 27 Kasım 2007 tarihli haberine göre, Okey’in davasında pek çok gariplik ve hukuk dışı uygulama yaşandı. Okey’in gözaltı tutanağındaki gariplikler bu hukuk dışı uygulamaların başında geliyor. Festus Okey’in olay tutanağı Okey’in vurulmasından sonra, 21.08. 2007 tarihinde saat 01.10’da düzenlenmiş. Tutanağı düzenleyense yine Okey’in ölümüne neden olan ekip ve sanık polis Cengiz Yıldız’ın da tutanağın altında düzenleyicilerden biri olarak imzası bulunuyor. Okey’in vurulmasından sonra bu ekibin nezarethaneye konulması gerekirken yine Okey’e ilişkin ilk soruşturma da bu ekip tarafından yapılmış.
Öte yandan Okey’i vuran Yıldız’ın el svapları alınmış ve hazırlanan rapora göre barut izi bulunamamış. Bu durumsa sadece polis memurunun elini yıkaması halinde mümkün. Şüphelinin elini yıkamasına izin verilmiş olması ise ağır bir ihmal. Tüm bunlar “Olayın üstü mü örtülüyor?” şüphesini güçlendiriyor.
Olay savcıdan üç saat gizlendi
Festus Okey’in 20 Ağustos 2007’de saat 17.47’de Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği’ne girip, 18.07’de yaralı vaziyette çıktığına dair kamera görüntüleri mevcut. Bu da Okey’in bu saatler arasında vurulduğunu açıkça gösteriyor. Fakat belgelere göre olay savcılığa 21.10’da haber verilmiş. Yani polisin, olayı tam üç saat boyunca savcılıktan sakladığı anlaşılıyor.
Nezarethanenin kullanılmadığı iddiası doğru değil
Dosyadaki bilgilere göre, Okey, avukatların müvekkilleri ile görüşme yapması için tahsis edilen odada öldürüldü. Oysa üst araması için nezarethanenin kullanılması gerekirdi. Bu açığı kapatmak için Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği 01.04.2007 tarihinden itibaren nezarethanenin kullanılmadığına dair bir yazıyı dosyaya ekletmiş. O bölgede görev yapan avukatlar, nezarethanenin tadilata girmediğini biliyor. Üstelik Okey ile birlikte gözaltına alınan Mamina Oga’nın nezarethaneye konulmuş olması, nezarethanenin kullanıldığını net bir biçimde ispatlıyor.
Kamera bazı görüntüleri çekip bazılarını çekmemiş
Tanık olarak ifadesi alınan Mehmet Aldemir isimli polis olayı görmediğini, kamerada izlediğini ifade etmiş. Ancak kamera kaydı bulunmuyor. Emniyet ise, bilgisayarın kaydetme özelliğinin bulunmadığını söylüyor. Fakat bilgisayarda karakola giriş çıkış görüntülerinin bulunduğu açıklandı. Bilgisayar, giriş çıkış görüntüleriyle diğer görüntüler arasında ayrım yapmayacağına göre Okey’in vurulduğu anı gösteren kamera kayıtlarının sonradan silinmiş olabileceği güçlü bir ihtimal.
Soruşturmanın en önemli materyali olan gömlek kayıp
Davaya yönelik en büyük ihmallerden biri de Festus Okey’in vurulduğu sırada giydiği gömleğin kaybolması. Gerek karakola giriş-çıkış gerekse de hastaneye giriş sırasındaki kamera görüntülerinde mevcut olmasına karşın, delillerin arasında bu gömlek yok. Polise göre gömlek hastanede kayboldu. Gömlek bu soruşturma için, silahın hangi mesafeden ve hangi açıdan ateşlendiğini göstermesi bakımından çok önemliydi.
Bir garip dava süreci: Festus’u vuran polis memuru dışındaki herkese ceza verildi
Bu süreçte, mahkemenin önceliği delillerin karartılması değil de Festus’un kimliğinin saptanması olduğu için duruşmalar sayısız kere ertelendi.
Festus Okey’in davası, insan hakları için çalışan aktivistler, Göçmen Dayanışma Ağı (GDA) gibi organizasyonlarca senelerce takip edildi. Bu süreçte kimileri davaya müdahil olmak istese de bu talep defalarca kez reddedildi ve müdahil olmak isteyen kişiler hakkında “mahkemeye hakaret” ve “adil yargılamayı etkileme” gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
Festus Okey’in avukatları yıllar süren çabalar sonucu Okey’in Nijerya’daki ağabeyi Tochukwu Gameliah Ogu’ya ulaşmayı başardı. Ogu’nun davaya müdahillik talebi reddedildi. Gerekçe ise mahkemenin Ogu’nun Festus Okey ile akrabalık bağını gösteren DNA raporunu yetersiz bulması oldu.
11 yıl sonra yeniden, Festus Okey için adalet çağrısı
Üst mahkeme geçtiğimiz haftalarda Festus Okey’in ağabeyinin davaya katılmasını reddeden mahkeme kararının bozularak, kimlik bilgisi ve DNA raporları alındıktan sonra karar verilmesi gerektiğine hükmetti. Bu karara uyan İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi yeni bir duruşma günü verdi. Okey’in davası 12 Aralık 2018’de İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek.
Pek çok insan hakları ve mültecilerle dayanışma platformu da Festus Okey için adalet istemiyle ortak bir metin hazırladı. Hazırlanan çağrı metni ve imza atan insan hakları platformları ise şöyle:
Ardıç Dayanışma Derneği
Göçmen Dayanışma Ağı / Ankara
Göçmen Dayanışma Ağı / İstanbul
Göçmen Dayanışma Mutfağı
Halkların Köprüsü (Halklararası Dayanışma Köprüsü Derneği)
İnsan Hakları Derneği – Mülteci Komisyonu
Sınır Tanımayan Kadınlar – Göçmen Kadınlarla Dayanışma Grubu
Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği
Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP)