Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Soğuğa ve karanlığa rağmen, bu küçük Finlandiya kasabası dünyanın en mutlu yeri olabilir mi?

Finlandiyalı Jan Mattlin, küçük bir kasaba olan Kauniainen’de kötü sayılabilecek bir gün geçiriyordu. Mattlin kasabanın tren istasyonuna arabasıyla gitti ve park yeri bulamadı. Duruma canı sıkılan Mattlin, bu konuda bir yazı yazmaları için yerel gazeteyi aradı. İstediği yazı yerel gazetenin baş sayfasına çıkan Mattlin, “Burada neredeyse hiç sorunumuz yok, muhtemelen ellerinde yayınlayacak başka haber yoktu” diyor.

New York Times’da çıkan bir yazıya göre, Kauniainen isimli küçük ve zengin Fin kasabası, dünyadaki en mutlu yer olabilir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı, Finlandiya’yı 156 ülke arasında “dünyanın en mutlu yeri” ilan etmişti. Başka bir araştırmaya göre de 9600 nüfuslu Kauniainen kasabası, Finlandiya’da sakinlerinin hayatından en hoşnut olduğu yer olarak kabul edilmişti.

Dünyanın geri kalanı, Finlerin içe kapanık, melankolik ve intihara meyilli oldukları düşünür. Bir Fin atasözü de bu algıyı destekleyecek nitelikte: “Bir yabancı sokakta sana gülümsüyorsa ya sarhoştur ya yabancıdır ya da delidir.”

Helsinki Üniversitesi’nde refah araştırması yapan Profesör Frank Martela’nın ise mutlulukla ilgili farklı bir yorumu var: “Mutluluk kelimesini kullanırken neden bahsettiğimizi bilmiyoruz. Tatminden de bahsediyor olabiliriz, her gün neşeli olmaktan da. Biraz karmaşık.”

Mutluluk ölçülebilir mi? Eğer öyleyse, Finlandiyalılar o kadar neşeli olabilir mi? New York Times yazarı Patrick Kingsley, bu soruların cevabını bulmak için Kauniainen’e gitti. Kingsley’in ağzından aktarıyoruz:

“Kasabadaki mutluluk sebepleri öyle gelir gelmez gözünüze çarpmıyor. Kauniainen sevimli bir yer ama öyle baş döndürücü değil. Yılın bu zamanları sabah 9’a kadar doğru düzgün aydınlanmayan ülkede, öğleden sonra saat 3 buçuk civarı güneş kayboluyor.

Kasabadaki geç saatlere kadar açık olan barda, yaşadıkları bir yenilgi sonrası bir şeyler içen birkaç futbolcu var, alaycı fakat sessiz görünüyorlar. Aynı zamanda bir inşaatçı olan futbolculardan biri, ‘Yenildiğimizde sadece ikinci biradan sonra mutlu olabiliyoruz’ diyor.

Barmen, daha fazla gülümseyen insan bulabilmemiz için McDonald’s’a gitmemizi tavsiye ediyor, ‘başka da bir yer yok’ diyor. Aslında başka bir yer var, ama bir mutluluk arayıcısının ilk tahmin edeceği yer değil.

Kauniainen Yetişkin Eğitim Merkezi, ilk bakışta pek mutluluk vaat eden bir yer gibi görünmüyor. Fakat akşam saatlerinde eğlenen kalabalık barda değil, tam burada. Bodrum katında halılar dokunuyor ve çömlek yapılıyor. İlk katta bir koronun şarkı söylediği duyuluyor. Üst katlardakiler ise Ortodoks Hıristiyan ikonlarının replikalarını resmediyor veya yoga yapıyor.

Hem devlet hem de belediye tarafından finanse edilen bu merkez, kasaba sakinlerine akşam saatlerinde, ilgilenebilecekleri herhangi bir konuda ucuz dersler veriyor. Kasaba nüfusunun yüzde 15’i bu merkeze geliyor ve bazıları ders başına 1 dolardan daha az para ödüyor.

Finlandiya’da buna benzeyen başka merkezler de var ama Kauniainen’deki, özellikle kasabanın büyüklüğüne bakıldığında oldukça aktif.

Emekli bir iş kadını olan ve resim dersine katılan Seija Soini, böyle bir hizmetin kasabayı en çok mutlu eden şey olduğunu söylüyor. İnsanların yapacak bir şeyi olmasının iyi olduğunu söyleyen Soini, resim dersi için ise ‘Psikoterapi gibi’ diyor.

Bu küçük Finlandiya kasabasında 100’den fazla spor ve kültür merkezi var ve hepsinin masrafı bir şekilde belediye tarafından karşılanıyor. Bu merkezlerin arasında İsveççe konuşan azınlık için kulüpler, kayak alanı, çocuk müzik okulu, çocuk sanat okulu, atletizm stadyumu, buz pateni pisti, hatta kasaba sakinlerine egzersiz yaptırmayı hedefleyen bir açık hava merdiveni bulunuyor. Tek eksik polis merkezi gibi gözüküyor, zira suç oranı çok düşük olan kasabada bu pek gerekli bir şey değil.


Ülkede bütün bu hizmetlerin yanında, iyi ve ucuz bir sağlık sistemi, ücretsiz üniversite eğitimi ve ucuz çocuk bakımı var. Eğitim sistemi ise dünyaca ünlü olan Finlandiya’da çocuklar nadiren test ediliyor ve öğretmenler de nadiren denetleniyor; buna rağmen Finlandiya eğitim konusunda dünyada birinci.

Finlandiya’da tüm bunları karşılamak için vergiler yüksek fakat kasaba sakinleri, hisselerine düşeni aldıklarını söylüyor: Eşitsizliğin az olduğu bir toplum, iyi olanaklar ve güçlü bir dayanışma hissi.

Eskiden belediye konseyinin başında olan Finn Berg, ‘Mutluluk benim için hayatından ve hayatındaki imkanlardan memnun olmak’ diyor ve ekliyor: “Eğer böyle düşünürseniz, burası çok mutlu bir yer, çünkü burada bir sürü imkan var.”

Tabii bu kasabadaki mutluluğun önemli sebeplerinden biri de zenginlik. Kasabadaki düşük gelirli oranı ülkenin geri kalanıyla aynı fakat yüksek gelirli oranı, Finlandiya genelinin iki katı. Bireysel olarak daha çok kazanan daha az vergi ödüyor olsa da, kolektif olarak bakıldığında zenginler önemli bir vergi geliri getiriyor. Bu sayede belediye, ortalama bir Fin kasabasına göre kültürel aktivitelere dört kat, çocuk bakımına ise yüzde 50 daha fazla para ayırıyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.