Türkiye dün sabah 04:17’de büyük depreme uyandı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 7,7 büyüklüğünde meydana gelen deprem 10 ili vurdu. Medyascope yayınına katılan Prof. Dr. Naci Görür, iki büyük depremin tesadüf olmadığını, birbirini tetiklediğini söyledi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık’ta 04:17’de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26’da Gaziantep-Nurdağı’nda 6,4, saat 04.36’da ise Gaziantep-İslahiye’de 6,5 büyüklüğünde deprem gerçekleşti. Deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana yoğun şekilde hissedildi. Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde saat 13.24’te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AFAD Deprem Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, “Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde başka bir deprem meydana geldi. Bunların ikisi de birbirinden bağımsız depremler” açıklamasında bulundu.
Bilim Akademisi üyesi, Prof. Dr. Naci Görür, Gökçe Çiçek Kösedağı ve Şükran Şençekiçer‘e konuk oldu.
Yerbilimcilerin depremi beklediğini söyleyen Naci Görür, “2020 Ocak ayında Elazığ’da 6,8 büyüklüğünde deprem olduğunda, ben depremi değerlendirdikten sonra bütün medyaya ve kendi Twitter hesabımdan da şunu ilettim: ‘Bundan sonraki depremler için hedef haline Çelikhan, Sincik, Kahramanmaraş, Türkoğlu bölgesi girmiştir, bu bölgelere dikkat edin. Bu bölgelerdeki yerel yöneticileri ve merkezi yönetimi uyarıyorum. Bundan sonra büyük depremleri burada bekliyoruz. Nitekim de Maraş’ta en son büyük deprem 1513’te meydana gelmiştir, o günden bu güne çok büyük zaman geçmiştir. Burada çok büyük bir stres birikiminden kaygı duyuyoruz yerbilimciler olarak, burada büyük depremler olabilir.’ İrili ufaklı her depremde bir numaralı yer olarak Maraş bölgesini söyledik ama bu süreçte hiçbir yetkiliden, ‘Sizler ne diyorsunuz, ne yapmalısınız’ gibi bizimle en ufak temasları olmadı” dedi.
“Bu kadar ağır olmayabilirdi”
Deprem olduğu görünce dayanamayıp ağladığını anlatan Görür, “Üç senede çok şey yapabilirdik, bu kadar ağır bir yıkım olmayabilirdi” diye konuştu. Görür şöyle devam etti:
“Narlı fayı Ölü Deniz fayı niteliği üzerinde olan fay üzerinde meydana geldi. Burada 7,8 deprem meydana gelince o deprem daha sonra Nurhak’ın kuzeyinde doğu-batı yönünde yaklaşık devam eden Sürgü fayının doğu ucunu tetikledi ve o tetikleme sonucu da 6 büyüklükte deprem geldi. Burada iki tane büyük peş peşe deprem meydana geldi, çok ender bir durumdur. O bölgede enerjinin çok büyük ölçüde yitirildiğini düşünüyorum. Burada Malatya’nın batısında Malatya fayı, kuzeyinde Ovacık fayı, doğusunda Karakoçan fayı vardır. Bu iki büyük deprem o fay sistemlerine stres yüklemiş olmaları mümkündür ama ona çok da ihtimal vermiyorum.”
“Bu iki deprem tesadüf değil”
Dün meydana gelen iki depremin birbirini tetiklediğini söyleyen Görür, “Siz bu faylardan birinde büyük bir deprem üretirseniz o depremin enerjisi, o ilişkide olduğu faylara transfer edilir. O transfer edilen enerji de, o faylarda daha önce birikmiş enerjiyi artırarak yeni bir deprem üretmesine sebep olabilir, tetikleme dediğimiz bu. Bunlar tesadüf değil” dedi.
Bilim insanları olarak zaman zaman deprem gerçeğini hatırlattıklarını vurgulayan Görür, “Hiçbir siyaset mekanizması depremi ciddiye alıp gündem maddesine oturtmuyordu. Sanki deprem konuşmak bu ülkede tabu gibi. Dolayısıyla deprem örtü altına örtülüyordu, ben de karşı çıkıyordum. Ben, seçime gidiyoruz, ‘Bu siyasi partiler deprem konusunda halkı aydınlatmazsa oy vermeyin diye’ söylemeye başladım. Halktan da kendi can güvenliklerini talep etmelerini istiyordum. Bizim halkımız da deprem konuşmak istemedi ama bizim derdimiz korkutmak değil” diye devam etti.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Üç senedir bu depremin geleceğini anlattıklarını söyleyen Görür, “Demek ki bu bölgede elle tutulur deprem hazırlığı yapılmamış. ‘Yaptık’ diyorlarsa da bu kağıt üstünde olmuştur, arazide böyle bir durum yok. Çünkü yeni binaların kağıt gibi yerle bir olduğunu görüyoruz. Yeni yönetmeliklere göre yapılmış olması gerekiyordu bu binaların, nasıl böyle yıkıldılar? Anlamak mümkün değil. Aynı deprem bilim ve teknolojiye uygun hareket eden toplumlarda bu kadar yıkım ve can kaybına sebep olmuyor” dedi.
Marmara bölgesinde deprem beklediklerini söyleyen Görür, şöyle devam etti:
“Marmara Denizi’nin içindeki Kuzey Anadolu fayının kuzey kolunun deprem üreteceğini düşünüyoruz, güney kolunda stres birikimi var, orada da deprem olabilir. Marmara Denizi’nin güney kısımlarında yani Balıkesir, Çanakkale yörelerinde, İzmir yöresinde, Muğla yöresinde deprem beklentileri var. Kuzey Anadolu fayının Erzincan ile Bingöl-Karlıova arasında 7’nin üzerinde beklentimiz var. Hakkari yöresinde beklentimiz var. Bunlar tahmin değil, öngörü. Biz sadece jeolojik verilere göre deprem olma olasılığının en fazla olduğu yerlere işaret ediyoruz.”