Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gezi soruşturmasında tutuklanan STK yöneticisi Yiğit Aksakoğlu üç aydır Silivri Cezaevi’nde tecritte tutuluyor

Sivil toplum kuruluşu yöneticisi Yiğit Aksakoğlu, Gezi olayları soruşturması kapsamında “sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem toplantılarında görev almak” suçlamasıyla 3 aydır Silivri Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutuluyor. Avukatları kanunda böyle bir suç olmamasına karşın Aksakoğlu’nun tahliye edilmediğini ve hakkında henüz bir iddianame hazırlanmadığını söylüyor.

Bernard van Leer Vakfı’nın Türkiye temsilcisi Yiğit Aksakoğlu, 16 Kasım 2018’de iş insanı Osman Kavala’nın bir yılı aşkın süredir iddianamesiz bir şekilde tutuklu bulunduğu dosya kapsamında gözaltına alınarak tutuklandı. Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanan Aksakoğlu, bundan önce çocukların ilk yıllarının önemine ilişkin çalışmalar yürütüyordu. 

Soruşturmanın savcısı FETÖ’den ihraç edildi

Tutuklama kararı veren İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği, bu kararı Aksakoğlu’nun telefon görüşmelerine dayandırdı. Görüşmelerde geçen toplantıların içeriğine ulaşamayan Hâkimlik, toplantıların “sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem üzerine olduğu kanaatine ulaştığını” belirtti. Aksakoğlu, tutuklandıktan yaklaşık bir hafta sonra söz konusu soruşturmanın ilk sahibinin Fethullah Gülen Cemaati’ne mensup olduğu gerekçesiyle ihraç edilen firari savcı Muammer Akkaş olduğu ortaya çıkmıştı. Dosyadaki telefon görüşmelerini talep eden kişi de Akkaş’tı. Soruşturmanın Emniyet ayağında ise FETÖ’den tutuklu eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç görevliydi.

Rosa Luxemburg’un Gezi’yle ilişkisi soruldu

Emniyette Aksakoğlu’na, Osman Kavala’yı tanıyıp tanımadığı, sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylemle ilgili toplantılara katılıp katılmadığı soruldu. Telefon konuşmalarında geçen Rosa Luxemburg’a ilişkin bir toplantıyla ilgili “Lüksemburg’ta düzenlenen bir toplantıya katıldınız mı? Bu toplantıyı kimler organize etmekteydi? Toplantının Gezi Parkı olayları ile ilgisi nedir?” soruları yöneltildi.

Soruşturma kapsamında yalnızca Aksakoğlu gözaltına alınmamıştı. Aynı gün 20 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmış, aralarında akademisyen, hak savunucusu, sinemacı ve gazetecilerin de bulunduğu 14 kişi gözaltına alınmıştı. Savcılık, ifadelerini aldıktan sonra Aksakoğlu dışındakileri yurt dışına çıkış yasağı koyarak serbest bırakmıştı. İki hafta sonra da sanatçı Mehmet Ali Alabora hakkında aynı soruşturma kapsamında yakalama kararı çıkarılmıştı. 

Aksakoğlu’nun avukatı: “Suçlama yasaya aykırı”

Aksakoğlu, tutuklandıktan sonra avukatları aracılığıyla üç kez tahliye talebinde bulundu. Hâkimliğin, içeriğini bilmemesine karşın tutuklamaya dayanak yaptığı toplantıların içeriğini açıkladı. Bunlar, Alevilerle ilgili toplantılar, hükümetin o dönem yürüttüğü çözüm sürecine katkıda bulunma amaçlı toplantılardı. Ancak talepleri, gerekçesiz kararlarla reddedildi. Aksakoğlu’nun avukatı Aslı Kazan müvekkilinin tutukluluğuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Müvekkilimiz beş yıl öncesine ait telefon telefon görüşmeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmıştır. Bu görüşmelerin içeriğinde suç unsuru bulunmadığı apaçık ortadayken, ‘şiddetsiz / barışçıl eylem’ üzerine yapılan konuşmaları nedeniyle müvekkilimize TCK’nin 312. maddesindeki ‘cebir ve şiddetle hükümeti devirmeye çalışma’ suçlamasının yöneltilmesi, bırakalım hukuku, yasanın ilgili maddesine de tamamen aykırıdır.”

Cezaevinden mektup

Aksakoğlu, cezaevinden yolladığı mektupta şöyle dedi:

“1997 yılından beri gönüllü ve profesyonel olarak sivil toplum alanında çalışıyorum. O zamandan beri de hep barıştan yana oldum. Barışçıl ve şiddet içermeyen yol ve yöntemleri savundum. Hak temelli çalışan sivil toplum çalışmalarına destek verdim. Bu alanla ilgili akademik ve yarı akademik yayınlar yaptım. Son beş yıldır, 0-6 yaş arası çocuklar ve ebeveynlerine yönelik çalışmalara finansal ve teknik destek sağlayan bir vakfın Türkiye temsilciliğini yürütüyorum. Bu kapsamda üçü iktidardaki partiden olmak üzere ilçe ve büyükşehir belediyeleriyle çalışıyorum. Bu şartlar altında cebir ve şiddet yoluyla hükümeti devirmeye teşebbüs suçundan tek başına yargılanmayı üç aydır tutuklu olarak bekliyorum. Kaçmak için değil, çocuklarımı okula bırakabilmek için tahliyemi talep ettim. Yasal ve meşru barışçıl ve şiddet içermeyen sivil toplum faaliyetlerinin tutuklanma sebebi olmadığı, uzun tutukluluk ve tutuklulukta tecridin cezalandırma yöntemleri olmadığı ve adalete olan toplumsal güvenin tesis edildiği bir ülke umut etmektense vazgeçmiyorum.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.