Çernobil’den sonra dünyanın en büyük nükleer faciası olan Fukuşima’daki nükleer santral kazasının üzerinden sekiz yıl geçti. Felaketin ardından oluşan radyoaktif toprak güvenli çuvallara dolduruluyor ancak bu zehirli atıkları transfer etmek için herhangi bir yer bulunamıyor.
Fotoğraf: Issei Kato / Reuters
Yaklaşık 70 bin işçi, son yıllarda kamusal alanlardaki radyasyonu azaltmak için milyonlarca metreküp radyoaktif toprağı 1000’den fazla koruyucu çuvala yerleştirmekle meşgul. Ancak 30 yıl boyunca dokunulmadan kalacak bu çuvalları yerleştirecek kalıcı bir mekan bulmak şu an için mümkün görünmüyor.
Fukuşima’daki nükleer santral kazasının ardında bıraktığı bu zehirli miras, şimdilik geçici bir depolama tesisinde tutuluyor. Ancak Japonya hükümetinin alanlarının nükleer bir çöplüğe dönüşmesini istemeyen yerel sakinlerle yaptığı anlaşma gereği, bu atıkların 2045 yılına kadar Fukuşima’nın dışındaki kalıcı bir bölgeye taşınması gerekiyor. Ancak şimdiye kadar, bu toksik atığı yerleştirecek herhangi bir yer bulunamadı.
Yıkılan nükleer santralin içinde çalışan işçiler, 1 milyon tondan fazla radyoaktif su birikintisini kontrol altına almak için mücadele ederken, dışarıda çalışanlar şimdilik radyoaktif toprağın yüzde 15’ini depolamış durumda.
Bu arıtma (dekontaminasyon) işleminin iki yıl daha süreceğini söyleyen Japonya Çevre Bakanlığı görevlisi Jiro Hiratsuka, henüz Fukuşima dışında kalıcı bir depolama alanı bulamadıklarını, ancak bunun ihtiyaç duyulacak alanın büyüklüğüne ve depolanan toprağın radyoaktif seviyesine bağlı olduğunu aktardı.
Yerel hükümetin verilerine göre, felaketten sonra tahliye edilen Fukuşima sakinlerinin büyük çoğunluğu, temizlendikten sonra artık “güvenli” olduğu söylenen mahallelere geri dönmedi. Sakinler, arıtma çalışmalarını başarılı bulduklarını söyleseler de, radyasyon konusunda hâlâ endişeli.
