Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz hâkim karşısında: “Rıza Sarraf’ın ailesi 1990’dan beri ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’nin radarındaydı”

ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz, 1.5 yıllık tutukluluğunun ardından bugün yargılanmaya başlandı. Topuz savunmasında, kendisine suç olarak yöneltilen eylemlerinin Amerikan Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’ndeki (DEA) görevi kapsamında olduğunu söyledi. Topuz, ayrıca Rıza Sarraf’ın ailesinin 1990’dan beri DEA’nın radarında olduğunu belirtti.

Metin Topuz, 4 Ekim 2017’de casusluk suçundan tutuklandı. Hakkında hazırlanan iddianamede ise, 17-25 Aralık ve Selam Tevhid soruşturmalarını yürüten polislerle “yoğun” bir biçimde irtibat kurduğu, bu şekilde casusluk faaliyeti yürüttüğü öne sürüldü. Topuz’un irtibat kurduğu kişiler arasında firari savcı Zekeriya Öz, tutuklu polis müdürleri Yakub Saygılı ve Nazmi Ardıç da yer alıyor. Topuz’un WhatsApp programı üzerinden yaptığı konuşmalar da suç delili olarak dosyaya girdi. İddianamede, Topuz’un bu konuşmalarda bir ast olarak çalıştığına dair herhangi bir hitabının bulunmadığı bir şüphe olarak yer aldı. Topuz’un “casusluk, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, gizliliğin ihlali ve kişisel verileri kaydetmek” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıla kadar hapsi isteniyor.

Ağlayarak geldi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşma öncesi salonun önünde çok sayıda ABD İstanbul Başkonsolosluğu yetkilisi vardı. Bekleyenler arasında Konsolos Jennifer Davies, Büyükelçi Yardımcısı Jeffrey Hovenier dikkati çekti. ABD İstanbul Konsolosluğu irtibat görevlisi sanık Metin Topuz’un duruşma salonuna getirilirken ağladığı görüldü. 

Mahkeme ilgiyle dinledi

Mahkeme Başkanı Cem Karaca iddianameyi özetledikten sonra savunmasına başlayan Topuz, başkonsolosluğa 1982’de santral memuru olarak girdiğini, sonradan DEA polislerine irtibat görevlisi olarak yardım ettiğini söyledi. Bu polislerin Türk yetkililerle 40 yılı aşkın süredir ortak çalıştığını belirten Topuz, görevi kapsamında Türkiye ve ABD arasında yazılı ve sözlü görüşmelerde tercümanlık yaptığını belirtti. Görevinin “kontrollü teslimat” olduğunu da ekleyen Topuz, bu görevin Türkiye-ABD arasındaki uyuşturucu madde trafiğinin ortaya çıkması hâlinde alıcı ve satıcının yakalanmasından ibaret olduğunu anlattı. Mahkeme heyeti ve duruşma savcısı Topuz’un anlattıklarını büyük bir dikkatle dinledi. Topuz konuşurken, bir tercüman elindeki mikrofonla salondaki konsolosluk yetkililerine anında çeviri yaptı. 

Görevi sırasında çok sayıda devlet yetkilisi ile tanıştığını söyleyen Topuz, telefonuna özellikle vize konularında aramalar geldiğini belirtti. Topuz, 25 yıllık DEA hizmeti sırasında, yüzlerce polis yetkilisi ile görüştüğünü kaydetti ve 2007-2015 yılları arasında konuştuğu isimler arasında iddianamede cımbızlama yapıldığını söyledi. Topuz, iddianamede suç delili olarak belirtilen telefon konuşmalarını işi gereği yaptığını belirterek, bunları ne sıklıkla yaptığını da açıkladı. Topuz, kendinden başka iki tane daha irtibat yetkilisi olduğunu sözlerine ekledi. “Yaptığım görevden dolayı suçlanacağım hiç aklıma gelmezdi” dediği sırada gözyaşlarına hâkim olamayan Topuz, konsoloslukta ast-üst ilişkilerinin Türkiye’de olduğu gibi işlemediğini anlattı.

Zekeriya Öz, özel karşılama istemiş

Topuz, firari savcı Zekeriya Öz ile görüşme suçlamasıyla ilgili de konuştu. 2004’te Hummer marka ciplerin Türkiye’ye ucuza getirilmesine ilişkin Tamer Ergüven soruşturması ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ABD’den bir heyet geldiğini anımsattı. Kendisinin de bu heyetle geldiğini söyleyen Topuz, Zekeriya Öz’ün bu toplantıya davet edilmediği için bulundukları yere geldiğini, ilk karşılaşmalarının böyle gerçekleştiğini belirtti. Topuz, soruşturma savcısının ABD’ye davet edildiğini belirterek, şunları söyledi:

“Zekeriya Öz, kendisine orada bir karşılama istediğini söyledi. Hatta yapılmasını istediği şeylerle ilgili bir liste verdi. Bunları yapamayacağımızı söyleyince daveti geri çevirdi. Hatta soruşturma savcısının da gitmesine izin vermeyeceğini söyledi. Öz ile iki görüşmem bundan ibarettir.”

Topuz, anlattıklarıyla ilgili somut belgelerin Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyada mevcut olduğunu söyledi ve “Olmaz olası Tamer Ergüven dosyası” dedi. Tutuklu polis müdürleriyle görüşmelerinin DEA’daki görevi kapsamında gerçekleştiğini belirten Topuz, bu isimleri seçmediğini, makamı temsil eden kişilerle görüştüklerini söyledi. 

Marangozla konuşması delil oldu

Topuz, HTS kayıtlarında da lokasyon olarak çelişkiler olduğunu anlattı. Kendisine sorgu sırasında sorulan 101 kişiden 100’ünün kamu görevlisi olduğuna dikkat çeken Topuz, “Yalnızca biri marangoz görevlisi. Marangoz Muhittin Usta’yı yıllardır tanırım. Müşteri-esnaf ilişkimiz vardır onunla. Çevresini tanımam, özel hayatını bilmem” dedi. Marangoz Muhittin Özbaşı ile 54 telefon irtibatının tespit edildiğini anımsatan Topuz, “54 irtibatın 39’u 2017-2015 arasında yapılmış. 38’i WhatsApp mesajı” diye konuştu. 29 Temmuz 2017’de oğlunun evlendiğini söyleyen Topuz, konuşmaların oğlunun oturacağı evin mutfağının tadilatı ile ilgili olduğunu belirtti. İddianamede Muhittin Özbaşı’nın Adil Öksüz’ün kayınbiraderi ile 2015’te iletişim sağladığı suçlaması da yer alıyor.

“Özgürlüğümü, mutluluğumu ve hayallerimi istiyorum”

Topuz, Rıza Sarraf’ın Miami’de tutuklanmasıyla ilgili WhatsApp mesajlarının dosyaya delil olarak konulmasıyla ilgili olarak da şöyle konuştu: “Zarrab ailesi 1990’dan beri DEA’nın radarında olan bir ailedir. Yasa dışı özellikle uyuşturucu ticaretinden kazanılan paraları Batı’dan Doğu’ya naklettikleri ve akladıkları iddia edilir. Zarrab ailesi bu yüzden önemlidir DEA için.”

Topuz savunmasını, gözyaşları içinde şu sözlerle tamamladı: “Üzerime atılı suçları işlemedim. Casusluk yaparak vatanıma, milletime ihanet etmedim. Aşağılık bir insan değilim. Bu suçlamalar benim ve ailem için onur kırıcıdır. Ben masumum. Ailemle güzel bir yaşamım vardı. Emeklilik hayalleri kuruyorduk eşimle. Sevdiklerimden uzakta geçirdiğim 1.5 yılı bana kimse veremez. Özgürlüğümü, mutluluğumu ve hayallerimi istiyorum.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.