National Public Radio’nun haberinden alıntıdır.
Genç bir kadın, Venezüela’da kalan lösemili yeğenine para gönderebilmek için iş bulma umuduyla yürüyor.
Bir diğeri beş çocuğundan dördüyle, ailesinin karnını doyurmak için göç ediyor.
Bir baba, çocuklarından gözyaşlarını gizlemek için önde yürüyor.
Venezüelalılar ülkelerindeki gittikçe derinleşen ekonomik ve insani krizden kaçarken Latin Amerika, tarihinin en büyük mülteci dalgasıyla baş etmeye çalışıyor. Çoğu Kolombiya’ya olmak üzere, 3,4 milyon Venezüelalı başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı.
All Things Considered (Her Şey Düşünüldü) adlı hayır kurumundan bir ekip, Venezüelalı göçmenlerin en sık kullandığı rotalardan birine gitti ve birkaç yıl önce başlayıp gittikçe şiddetlenen göçe dair dramatik sahnelerle karşılaştı. Söylediklerine göre, vaktiyle çoğunluğunu iş aramaya giden erkeklerin oluşturduğu kafilelerde artık -ellerinde göç etmekten başka çare bulunmayan- çok sayıda kadın ve çocuk da bulunuyor.
Yalınayak göç eden bu insanlara şu isim veriliyor: Los Caminantes, yani “Yürüyenler.”
Çıkış yolu
Venezüela’yı yalınayak terk edenlerin çoğu için çıkış yolu sınırdaki Cucuta’da başlıyor. Çok sayıda insan nehir üzerinden sınırı geçmek için insan kaçakçılarına para ödemek zorunda.
Sınırın Kolombiya tarafı artık Venezüela’da bulunamayan ürünlerin satıldığı bir pazara dönüşmüş durumda. Seyyar satıcılar bağıra çağıra ilaç, sigara, şekerleme ve ailelerini aramak isteyenler için telefon dakikası satmaya çalışıyor.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Ceplerinde otobüs parası bile olmayan Venezüelalılar rotalarının çoğunu yürüyerek katediyor. Bavulları ve bebek arabalarıyla, küçük gelen ayakkabılarla, hatta bazen yalınayak, yürüyorlar. Bazıları Kolombiya şehirlerinde dururken bazılarının yolu Ekvador’a, Peru’ya kadar uzanıyor.
Yürüyenler’e giysi, yiyecek ve ilaç dağıtan İki Ülke Arasında Vakfı’nın kurucusu Alba Pereira, altı yıl önce hükümet kendisini düşman ilan ettiği için Venezüela’dan kaçtığını ve kurduğu vakfın günde 800 kadar kişiye giysi ve yiyecek sağladığını söylüyor. Pereira, son zamanlarda göç edenlerin profilinde değişiklik olduğunu fark etmiş, “yaşlılar, hastalar, tekerlekli sandalyeli ya da koltuk değneği kullananlar.” Kadınların çoğu hamile ya da yeni doğmuş çocukları var.
31 yaşındaki Mariu Materano şunları söylüyor: “Üniversite kantininde ufak bir kafe işletiyordum. Fakat Venezüela ekonomisi çöktükten sonra hepsi sona erdi.” Materano memleketi Trujillo’da haftada 6 bin bolivar kazandığını, fakat tereyağı fiyatının haftalık maaşının üç katına eşit olduğunu anlatıyor.
Bir buçuk hafta sonra Materano ve ailesi, yeteri kadar erzakları olmadığını fark ederek yolculuklarını yarıda bıraktılar.
Kolombiya Uluslararası Kurtarma Komitesi’nden Marianne Menjivar, “Kriz kendisini savunmasız kadınların üzerinde belli ediyor. 10 yıl önce olsa ne zaman hamile kalıp, ne zaman aile kurmak istediklerine karar verebilecek kaynaklara sahip olan çok sayıda çocuk sahibi genç kadın görüyorsunuz” diyor.
25 yaşındaki Reina Ballestero, sırt çantasıyla beraber tüm belgelerini nehre düşürmüş. Bu yüzden iş bulması hayli zor olacak.
Yol boyunca yardım
Yardım örgütleri yol boyunca aktif. Kolombiya Kızılhaçı’nın Pamplona şehri çevresinde küçük bir yardım istasyonu var. Göçmenler arttıkça istasyonu büyütmek zorunda kaldılar.
ABD yönetimi bölgedeki kriz için 200 milyon dolar yardımda bulunduğunu açıkladı. Fonların çoğu Kolombiya’ya gitti.
Marta Alarcon’un yol kıyısında bir dükkanı var. Üç yıl önce göçmenlere yiyecek, bebek bezi ve kalacak yer vermeye başladı.
Dükkandaki ziyaretçi defterinin bir sayfasında şunlar yazıyor:
“Bugün 26 Ocak 2019. Beş kişilik ailemizle, ailemiz için daha iyi bir gelecek için geliyoruz.”
“Daha iyi bir geleceğe bir adım daha atıyoruz. Ülkemizin uğraştığı acıları geride bırakarak. Fakat köklerimizi hiçbir zaman unutmayacağız.”
“Tüm kalbimle Venezüela’yı seviyorum.”
Şüphesiz ki bu kitlesel göç, normalde göç veren bir ülke olan Kolombiya’yı zorladı. ABD’nin Kolombiya Büyükelçisi Kevin Whitaker, “60’lar, 70’ler ve 80’lerde Venezüela zengin bir ülke iken on binlerce, yüz binlerce Kolombiyalı Venezüela’ya göç etti” diyor. Şimdi ise Kolombiya’da 1 milyon Venezüelalı yaşıyor. Hastaneler ve okullar dopdolu, özellikle de sınırda. Zaman zaman yerel basında Venezüelalıların suça bulaştığına dair haberler yer alıyor.
Fakat Whitaker, Kolombiyalıların tepkisinin çoğu zaman olumlu olduğunu söylüyor: “Elbette bu sonsuza dek sürmeyecek. Fakat şimdilik Kolombiyalılar Venezüelalıları iyi karşılıyor ve ellerinden geldiğince onlara yardım ediyor.”
Kolombiya baskı altında
Kolombiya Dışişleri Bakanı, 2021’de ülkedeki Venezüelalılar’ın sayısının 4 milyona ulaşabileceğini söyledi. Bu, Kolombiya’yı boğabilir. Halihazırda Venezüela, Suriye’den sonra nüfusuna oranla en çok göç veren ülke.
“Ayağı olan herkes gidiyor”
Geçen ay büyük elektrik kesintileri Venezüela’yı pençesine aldı. Kriz devam ettikçe Yürüyenler‘in sayısı artıyor.
Eşi ve iki çocuğuyla geçen kasım ayında Venezüela’yı terk eden Jennifer Guanipa “Eşim gözyaşlarını saklamak için önden yürüyordu. [Oğlumuza] ne diyeceğimizi bilmiyorduk” diyor.
Yolculuğun zorluğuna rağmen Guanipa Yürüyenler‘in sayısının artacağını düşünüyor: “Yürüyebilen herkes gidiyor. Ayağı olan herkes gidiyor.”