Washington Post gazetesi, Hindistan’da yükselen aşırı sağcılığın gölgesinde Müslümanların yaşadığı zorlukları ele alan bir yazı kaleme aldı. Önemli bulduğumuz noktalarıyla Türkçe aktarıyoruz.
Hindistanlı Müslüman Abdullah Eşref için ülkesindeki değişim, artık yapmadığı şeyler üzerinden ölçülebilir.
Eşref, Müslüman giysileri giymekten hiçbir zaman endişe duymamıştı. Şimdi ne zaman dışarı çıksa, kot pantolon ve tişört giymeye dikkat ediyor. Ailesi önemli bir bayramdan sonra geri kalan keçi etini getirirdi, fakat bu yıl bu riski almadılar: et, kendini “inek koruma” gözcüleri tarafından inek eti sanılabilir.
Geçen yıla kadar 32 yaşındaki Eşref, diğer Müslümanlarla yakınlardaki bir parkta cuma namazı için bir araya gelirdi. Sonra Hindistan’ın ekonomik yükselişini simgeleyen bu Delhi’nin kenar mahallesinde Hindu radikaller, bu tarz açık hava toplanmalarını hedef almaya başladı. Sopalar sallayıp sloganlar attılar, dindarları itip kaktılar. Eşref şimdi polis tarafından belirlenmiş bir noktada, kayalarla dolu asfaltsız bir otoparkta ibadet ediyor.
Eski günlerde böyle değildi
Görevdeki Hindu milliyetçisi Narendra Modi iktidarından önce, Eşref’in böyle kaygıları yoktu.
Beş yıl önce 1,3 milyarlık ülkede istihdam yaratma sözüyle iktidara gelen Modi, ülkenin kurucu değerlerinden sekülerizmi reddedip Hindu milliyetçiliğini benimsedi.
Şimdi ülkedeki 200 milyon Müslüman’ın gözü, bu ay sonuçlanacak genel seçimlerde. Modi’nin partisi BJP (“Hindistan Halk Partisi”) Müslüman karşıtı bir tavır takındı.
BJP ayrıca Hindistan tarihinde parlamentoda tek bir Müslüman milletvekili bulunmayan ilk iktidar partisi.
Son yıllarda inekleri koruma bahanesiyle linç olayları dahil olmak üzere Hindu radikallerin Müslümanlara yönelik saldırılarında artış yaşandı. Modi’nin bu saldırıları kınamaması, Müslümanlardaki tedirginliğe daha da katkıda bulundu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Müslümanlar kendilerini ikinci sınıf vatandaşlar gibi hissediyor
Burada, ismi Gurgaon’dan Hindu mitolojisine atıfla “Guru-köy” olarak değiştirilen Gurugram şehrinde, son beş yılda Hindu kimliği gittikçe baskın hale geldi. Sağcı Hindular kasapların kapanması için baskı uyguluyor ve cuma namazları için kullanılan alanları sınırlamaya çalışıyor.
Kimi eleştirmenlere göre tüm bunlar, uzun yıllardır çeşitliliğiyle gurur duyduğunu söyleyen Hindistan’da, Müslümanların kendilerini ikinci sınıf vatandaşlar olarak görme riskini artırıyor.
Hindistan’da on yıl boyunca cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev yapan Muhammed Hamid Ensari, Müslümanların bu ülkenin “DNA’sında” olduğunu söyleyerek iktidardakilerin bilinçli olarak “yüzde 80’nin geri kalana karşı olduğu bir atmosfer yaratmaya çalıştığını” belirtiyor.
Bu seçimlerde söz konusu olan, dünyanın en büyük demokrasisinin yörüngesi. Modi gücünü artırarak seçimi kazanırsa, “Hindistan’ın geri döndürülemez biçimde çoğunlukçu bir devlet olacağını” söylüyor siyaset bilimci Paratap Bhanu Mehta.
Modi’nin partisi ise bu yorumları reddediyor: “Müslümanlar da Hindistan’ın bir parçasıdır” diyor ülkenin Savunma Bakanı Nirmala Sitharaman.
“Neden yer fıstığı satmıyorsunuz?”
Göz kamaştırıcı ekonomik gelişmesi nedeniyle Hindistan’ın “milenyum şehri” olarak gösterilen, içinde Microsoft, Coca-Cola ve Facebook gibi dev şirketlerin ofisleri bulunan Gurugram, tarihsel olarak bir Müslüman kentiydi. Fakat 2011’deki nüfus sayımları, 2 milyondan fazla nüfusu olan şehirde sadece 71 bin Müslüman’ın yaşadığını gösteriyor.
Modi iktidarıyla vejetaryenlik söylemi Müslümanlar için gittikçe daha da rahatsız edici olmaya başladı. Hatta zaman zaman vejetaryenlik, Hindu milliyetçileri tarafından Müslümanlara yönelik şiddet eylemleri için bahane olarak kullanıldı. Geçen sonbaharda bir grup sağcı Hindu milliyetçisi, Hinduların oruç tuttuğu dini bir bayramı sırasında kasapları dükkanlarını kapatmaya zorladı.
Şehir çarşısının 60 yıllık tarihinde bu bir ilk.
Bu olaya karışan milliyetçi örgütlerden birinin başındaki Rajeev Mittal, bayram sırasında et görmenin “hissiyatlarına zarar verdiğini” söylüyor, “Eğer kardeşlik istiyorsak neden yer fıstığı ya da yoğurt satmıyoruz?”
Yaptıklarının “tehdit” anlamına gelip gelmediği sorulduğunda, “O sizin görüşünüz” diyor.
“Herkes şok oldu”
Gurugram’daki Hindu milliyetçilerini bir araya getiren diğer bir konu ise parklarda, meydanlarda ve boş arazilerde kılınan cuma namazları. Az sayıda cami bulunan, yenilerinin yapılmasına da engel olunan şehirde Müslümanlar, başka bir seçenekleri olmadığı için dışarıda ibadet ettiklerini söylüyor.
Geçen yıl Hindu milliyetçileri, defalarca cuma namazlarına müdahale edip cemaati dağıttılar. 48 yaşındaki Şahid Han, geçen yıl bir cuma namazına Hindu milliyetçilerinin ellerinde safran rengi bayraklarla, “Zafer Rab Rama’nındır” diyerek üzerlerine geldiklerini, Müslümanları itip kaktıklarını ve seccadelerini alıp attıklarını aktarıyor.
Han, “Herkes şaşkındı, şok olmuştu. Kimse ne olduğunu anlamadı. Ne yapacağımızı bilemedik” diyor.
Gurugram’daki aşırı sağcı örgütlerden “Hindu Ordusu”nun lideri Rituraj, Müslümanlara “ibadet etmeyin demediklerini, fakat herkesin bir sınırı olduğunu söylediklerini” belirtiyor: “Müslümanlar gelebilir, çalışabilir, ama burası benim ülkem, gelip işgal edemezsin.”