Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirvesi’ne katılmak üzere Bosna-Hersek’e iki günlük bir ziyarette bulunuyor.
Bölgede ekonomi, ticaret, ulaşım, girişimcilik anlamında işbirliğini artırmayı amaçlayan zirve ilk kez 1996 yılında, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da toplanmıştı. Erdoğan, bölgeye son ziyaretini yaklaşık bir yıl önce gerçekleştirmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna-Hersek Halklar Meclisi Başkanı Bakir İzetbegoviç ile görüştü. Erdoğan daha sonra, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konsey Başkanı Milorad Dodik, Konsey üyeleri Şefik Caferoviç ve Zeljko Komşiç ile bir araya geldi.
Erdoğan bugün de Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Pandorovski ile görüşecek ve Srebrenitsa Soykırımı kurbanları anısına düzenlenecek geçit törenine katılacak.
Zirve oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Balkan ülkelerinin Avrupa Atlantik kurumlarıyla entegrasyonunu desteklediğini belirtti ve Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’un Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakereleri sürecinin tüm bölgenin geleceğini ilgilendireceğini söyledi.
“Son dönemde AB’nin genişleme siyasetinin kimi dar görüşlü popülist çevrelerce esir alındığını görüyoruz” diyen Erdoğan, Avrupa kıtası genelindeki “yükselen ayrımcı ve dışlayıcı akımların” yalnızca Avrupa’nın iç barışını değil, geleceğini ve umut olma potansiyelini de tehdit ettiğini sözlerine ekledi.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci’nin, 2020-2021 dönem başkanlığını Türkiye yapacak. Erdoğan bu süreçte “bölgesel kapsayıcılığı” güçlendirileceği vurgusu yaptı.
Bölgede çok ciddi insan hareketliliği yaşandığını söyleyen Erdoğan, “Yoğun bir düzensiz göç baskısıyla karşı karşıyayız. Türkiye halihazırda 3,6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyondan fazla sığınmacıya ev sahipliği yapıyor” dedi ve Türkiye’nin “düzensiz göç” ile mücadelede Ege Denizi başta olmak üzere her alanda tedbir aldığını belirtti.
Erdoğan ayrıca, “Avrupa’ya düzensiz geçiş sayılarını yüzde 99 oranında azalttık. Böylece başta Balkan ülkeleri olmak üzere Avrupa kıtasının tamamının güvenliğine paha biçilemez bir katkı sağladık. Ancak bu zorlu süreçte Avrupalı dostlarımızdan beklediğimiz desteği ve insani tavrı göremedik” dedi ve Suriye’ye komşu bir ülke olarak Türkiye’nin ve transit geçiş ülkeleri alanı Balkanlar’ın düzensiz göçün sorumluluğunu taşımak zorunda bırakıldığını söyledi.
Kosova ve Arnavutluk’un zirveye katılmayacaklarını açıklaması tartışma yarattı
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Kosova ve Arnavutluk pazartesi günü yapılan toplantıya katılmadı. Geçen hafta sonu Kosova ve Arnavutluk temsilcileri, Bosna-Hersek’in Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirve Toplantısı’na (SEECP) katılmayacaklarını bildirmişti.
Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Taçi, diğer katılımcılardan farklı bir biçimde, egemen devlet statüsüne uygun olmayan bir davet aldıkları için zirveye katılımlarının mümkün olmadığını belirtti. Arnavutluk Dışişleri Bakanı Gent Cakaj da Kosova’ya desteğini göstermek için zirveye katılmayacağını belirtti. Cakaj, zirveyi organize edenlerin Kosova’ya tavrının kabul edilemez ve bölgedeki güven ortamı, iyi komşuluk ilişkileri ve istikrara karşıt olduğunu söyledi.
Bosna-Hersek ve Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını ve uluslararası alanda tanınmasını kabul etmemeye devam ediyor.