Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Şule Çet davasında bilirkişi: “Düşmeden önce boğulmuş olması muhtemel”

Şule Çet davasının üçüncü duruşması bugün Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Şule Çet’in bir plazanın 20. katından atılarak hayatını kaybettiği iddia edilen olayda, yanında olan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand hakkında “cinayet, cinsel saldırı ve hürriyetten yoksun bırakma” suçlarıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Davanın üçüncü duruşması, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Hakan Kar’ın bilirkişi olarak dinlenmesiyle başladı. Hakan Kar, Adli Tıp raporuna göre, Şule Çet’in tırnak altında Berk Akand’ın dokusuna rastlandığını, bunun tokalaşma ya da aynı cisimlere temasla olamayacağını, boğuşmayla mümkün olabileceğini aktardı. Berk Akand vekili Paşa Büyükkayaer ise Adli Tıp raporunda “tırnak altı” ifadesinin yer almadığını, ”tırnak örneği” ifadesinin yer aldığını ve bunun tokalaşmayla oluşabileceğini söyledi.

Bilirkişi Hakan Kar ayrıca, Şule Çet’in anal bölgesinde yer alan sıyrıklar ve ekimozların düşme ile gerçekleşemeyeceğini, o bölgeye bir travmayla meydana gelebileceğini ve bunun da cinsel ilişkinin somut delilleri olduğunu düşündüğünü söyledi. Kar, mahkeme heyetinin izniyle olay yerinde keşif yaptıklarını ve biyolojik lekelere rastladıklarını, bu lekeleri araştırmak istediklerini söyledi. Kar son olarak, Adli Tıp raporunda Şule Çet’in hyoid kemiğinin kırıldığının yer almasını değerlendirerek, “Bu kemiğin kırılması düşme olaylarında yüzde 5 ila yüzde 7, boğma olaylarında ise yüzde 68 ila yüzde 92 arasında gözlenir. Şule Çet’in aşağıya düşmeden önce boğulmuş olması muhtemeldir” dedi.

Çağatay Aksu vekili Levent Ekmen ise, Hakan Kar’a yönelik, “İki santimetrelik bir sıyrıktan bahsederek ‘Anal ilişki kesin olarak gerçekleşmiştir’ diyorsunuz. Bu fissür (sıyrık) kabızlıktan dolayı olamaz mı?” diye sordu. Hakan Kar ise, “Fissür değil, ekimoz var. Ekimozlar ve noktasal kanama alanları var. Bunun kabızlık ile olması imkansız” dedi.

Çet’in arkadaşı: “Şule’nin yükseklik korkusu vardı”

Daha sonra Şule Çet’in arkadaşı Zehra Akdağ tanık olarak dinlendi. Akdağ iyimser bir insan olduğunu söylediği Çet’in olayın ertesi günü doğum günü olduğunu ve buna yönelik planlar yaptığını söyledi. Akdağ, “Şule’nin yükseklik korkusu var, bir AVM’ye gittiğimizde bile terasta yemek yemek istemezdi” diyerek Şule’nin atlayarak intihar etmiş olmasını olası görmediğini ifade etti.

Sanığın arkadaşı: “Berk’le gece 3.30 gibi konuştuk, tedirgin değildi”

Akdağ’ın ardından sanık Berk Akand’ın arkadaşı Gözde tanık olarak dinlendi: “Berk benim 15-16 yıllık arkadaşım, abi kardeş gibiyiz. O gece buluşacaktık, bana gelecekti. Ben onu beklerken o Çağatay’la karşılaşmış ve buluşamayacağımızı söyledi. Gece 03.30 gibi Berk’i aradım, konuştuk; sıkıntılı, tedirgin bir hali yoktu.”

Çağatay Aksu’nun adli sicili ve olay yeri keşfi 

Daha sonra Şule Çet’in avukatlarından Onur Tatar söz aldı. Bir önceki duruşmada sanık vekillerinin “Şule Çet’in psikolojik durumunun kötü olmasına dersleri sebep olmuş olabilir, trankskriptini incelemek gerekiyor” sözünü hatırlatan Tatar, “Bir de Çağatay Aksu’nun adli sicil kaydına bakalım: Trafik ihlali, dolandırıcılık, uyuşturucu… Hepsi var” dedi.

Müdahil vekillerinden Ferhat Gebeş ise, olay yeri keşif raporunu anlattı. Şule Çet’in camın zemine izdüşümünden 4 metre uzağa düştüğünü söyleyen Gebeş, bunun intiharla mümkün olamayacağını, Çet’in aşağıya atıldığını öne sürdü. Sanık Berk Akand vekili Paşa Büyükkayaer ise 1,5 santimlik bir eğimin bile o yükseklikten 4 metre uzağa düşmeyi doğurabileceğini savundu. Gebeş, Şule Çet’in bir ayağında çorabının olmamasının sebebini sordu, ayakkabısının dirseğinin altında olmasını ise ayakkabısının daha önce atılması olarak değerlendirdi. Gebeş son olarak, Şule Çet bulunduğunda, giydiği kazağın göbeğinden sutyenine doğru içe katlanacak şekilde durduğunu ve bunun kazağın sonradan giydirilmiş olmasının bir göstergesi olabileceğini ifade etti.

Sanık Çağatay Aksu: “Doğaüstü güçlerimin olduğunu düşünüyorum”

Bunun üzerine sanık Çağatay Aksu söz aldı. Aksu, müdahil vekillerinin “senaryo yazdığını” savundu, “Ben doğaüstü güçlerimin olduğunu düşünüyorum; dokunmadan tecavüz etmek, boğmak, aşağı atmak gibi. Tanıklara itibar edilmemesini rica ediyorum, yeni senaryo için de başarılar” dedi.

Şule Çet’in aile avukatı Umur Yıldırım: “Neden 112’yi, 155’i aramadılar?”

Müdahil vekillerinden avukat Umur Yıldırım, ilk celsede Berk Akand’ın Samsung marka telefon kullandığını söylediğini, ancak polise Huawei marka telefon verdiğini ve bunun da bir delil karartma olduğunu ifade etti. Yıldırım ayrıca, sanıkların bazı kişileri aradıklarını ancak 112 gibi, 155 gibi acil durum telefonlarını aramadıklarını belirtti, “Şule Çet intihar etmiş olsa neden buraları aramasınlar?” diye konuştu.

Şule Çet’in erkek arkadaşı Furkan Çınkır detayı

Sanık Berk Akand vekili Paşa Büyükkayaer, Şule’nin erkek arkadaşı Furkan Çınkır’ın olaydan bir buçuk ay sonra balkonda sarkarak verdiği pozu ve yazdığı “Oha çok yüksek korkuyorum” yazısını ve Şule Çet’in elinde bir tutam saç bulunduğunu hatırlattı, Furkan Çınkır’a yoğunlaşılması gerektiğini söyledi. 

Büyükkayaer ayrıca, Şule Çet’in arkadaşı Lilia’nın, Şule’yle mesajlaşmalarını mahkemeye sunduğunu ancak HTS kaydına göre Lilia’nın sunduğu mesajların eksik olduğunu ve bunun incelenmesini istedi. Mesajların arasında Şule Çet’in Lilia’ya “Ağzıma s..tı ağzıma. Keşke gelmeseydim buraya” sözleri vardı.

Son olarak sanık Berk Akand vekili İskender Fatih Balkış söz aldı, “Şule’nin iki yıldır bir ilişkisi var ve buna rağmen iki erkek ile plazada olmasını saklaması konusunu düşünmenizi istiyorum. Şule istediği saatte istediği kişiyle olabilir, bizim konumuz Furkan’ın bundan haberdar olmaması” dedi. Balkış da, Furkan Çınkır’a odaklanılması gerektiğini savundu. Balkış, “Bu dosyanın burada olmasının sebebi Şule Çet’in attığı mesajlardır. Ancak o mesajlardan sonra eğlendiği görüntüler ortaya çıktı. Büyük ihtimalle tutukluluk hallerinin devamına karar vereceğinizi düşünüyorum ama müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” diye konuştu.

Tutukluluğa devam kararı

Mahkeme heyeti daha sonra kararını açıkladı: Şule Çet’in psikolojik durumu ile ilgili raporun okunmasına, dudak okuma uzmanlarıyla asansör görüntülerinin incelenmesine, sanıklara ve maktule ait telefon kayıtlarının çözümü için emniyet müdürlüğüne yazılan yazının cevabının beklenmesine, Şule Çet’in ev arkadaşı Lilia’yla mesajlaşmasında “kayıp” mesajların ortaya çıkarılmasına yönelik Lilia’nın mahkemeye zorla getirilmesine, Hakan Kar’ın olay yerinde yaptığı incelemede biyolojik lekeler tespit edildiğinden bu lekelerden DNA tespitinin mümkün olup olmadığına dair 17 Temmuz 2019’da inceleme yapılmasına, alınan örnekler DNA tespitine uygunsa duruşma günü beklenmeksizin rapor aldırılmasına, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına…

Bu sırada sanık Berk Akand’ın vekilleri Paşa Büyükkayaer ve İskender Fatih Balkış mahkeme heyetine Şule Çet’in erkek arkadaşı Furkan Çınkır’ın da zorla getirilmesini ve Lilia’yla çapraz sorgusunun yapılması gerektiğini söyledi. Ancak mahkeme heyeti bu talebi kabul etmedi.

Sanık Berk Akand’ın hakareti kavga çıkarıyordu

Kararın açıklanmasının hemen ardından sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand mahkeme salonunun dışına çıkarılırken ellerini kaldırarak salondakilere selamlama şeklinde bir hareket yaptı. Buna izleyicilerin tepkisi sert oldu. O sırada Berk Akand arkasını dönüp ellerini kaldırarak hakaret edercesine bir söz söyledi. Sanıklar dışarı çıkarıldı ancak bu kez sanık yakınları ve izleyiciler arasında kavgaya varabilecek tartışmalar yaşandı. Polis ve jandarma olayların büyümesini engelledi. Bir sonraki duruşma 16 Ekim 2019’da yapılacak.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.