Ne kadar farkındayız?
İşte buradayız.
Ve diyelim ki zamansızız.
Zamansızlık insana edebiyatı hatırlatır. Zamanı edebiyat olansa zamansızlık kadar başka şeyleri de bulur.
Çehov’un Sevinç diye bir öyküsü elime geçti.
Çehov’un bu öyküsü, bugüne dair birçok şeyi anlatıyor. Kaza eseri bir olayda küçücük bir detay kocaman bir yoruma tabii tutuluyor.
Anne baba çok ben meşhur oldum diye eve dalan evin kızının meşhur öyküsünü okuduğumuz zaman bugünün soyla medyasında kendine öyküler uyduran birçok paragrafın aynısını okur gibi oluyorsunuz.
İşte buradayım diyen o paragraflarda 19. yüzyılda o küçük kıızn eve dalarkenki şaşırtıcı sevinci, alınan her ‘like’da kadere kazınan bir falsonun da karşılığı olabiliyor.
Çehov’un öyküsündeki kahramanımız küçük bir kazanın parçası olarak gazetedeki paragrafta küçücük bir nokta olarak gezinirken “bütün Rusya beni tanıyor” artık diye sevinç çığlıkları atabiliyor.
Bütün Rusya’nın o geceye dolan ayazında biz okurlar Çehov’un bugünü nasıl gördüğünü, sosyal medya yetisi, algısı olmaksızın aslında insanı tanımakla olayı çzödüğünü teslim etmek durumunda kalıyoruz.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Bütün Rusya beni tanıyor!
Ailesi şunu sormuyor kıza? Eee, diyelim ki bütün Rusya seni tanıdı sonra ne olacak!
Hayır, onlar da şaşkın…
Onlardaki şaşkınlık kızlarının haklı olabileceği yönünde.
Olabilir mi bu? Şaşkınlığı.
Bir paragrafla dünyaları ele geçirmeyi planlayan insanın Ay’da yürüyüşten sonraki en büyük buluşu olan Facebook ve benzeri taçlar, esasen şişede durduğu gibi durmuyor.
21. yüzyıl insanını o anki sayfada benzersiz kılan, nasıl bir cümle sarfettim ama noktasındaki safsata hali, kimilerince el ovuşturulan bir noktaya taşınıyor.
Taşındı. Taşınacak. Ve çok daha fazlası.
Bir belgesel. The Great Hack… Büyük Hile… Ben büyük yarık olarak düşünüyorum bunu. Bu yarığın hileyle buluşan boyutu ise, masum ‘tanınan biriyim ben de artık’ düşünün nasıl kâbusa dönüştüğünü anlatıyor.
Bizler düş kurnalarımızda tılsımlı rüyaların içersinde altın tslarımızla tas tas yıkanırken olan oluyor. Eşitlik, dirlik ve adalete inanırken, o günkü koşullar bunu gerektirdiği için insanları satmaya karar vermiş bir grup sahneye çıkıyor. Film, ruhumuz bile duymaksızın insanlık olarak nasıl satışa çıkarıldığımızı anlatılıyor. Trump’ın başarısının ardındaki Facebook verilerinin seçim sonuçları için nasıl kullanıldığı. Bizler, bizler derken insanlık olarak, hayali aylarda adım adım yürürken dünya nasıl bir gerçeklikle burun buruna getirildiğimizi anlamak içinse belki yine sosyal medyaya bakmak gerekiyor.
Cümlelerse belli
Nedir bu başımıza gelen…
Başımıza gelen Çehov’un öyküsünde saklı.
Küçük sevinçler ararken evsiz kalışımızda.
