Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cumartesi Anneleri 768. kez eylemde: “İbrahim Demir ve Agit Akipa dosyasındaki cezasızlık son bulsun”

Her cumartesi gözaltında kaybedilen yakınları için buluşan Cumartesi Anneleri, bugün 768. kez bir araya geldi. Galatasaray Meydanı’nın eylemlere yasaklanmasının ardından 701’inci haftadan beri İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde düzenlenen eylemlerde bu hafta, İbrahim Demir ve Agit Akipa’nın 28 yıldır ilerleme kaydedilemeyen soruşturma dosyasının akıbeti soruldu.

Cumartesi Anneleri’nin 768. haftadaki eyleminde basın açıklamasını 1995 yılında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak‘ın kardeşi Maside Ocak okudu. Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu köyünde yaşayan 36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa’nın askerler tarafından gözaltına alındığını anlatan Ocak, soruşturmanın seyrini şöyle anlattı: 

“Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı, Ağaçlı mezrasında bulunan piyade bölüğünün komutanı üsteğmen ile ilgili er ve erbaşların ‘adam öldürme’ suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdi ve 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde ‘men’i muhakeme’ kararı verdi. 2011 yılında aileler, avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulundu. Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi. Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Agit Akipa ve İbrahim Demir’in zorla kaybedilmesi ve dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’tan yeni bir soruşturma başlatıldı. Ancak yürütülen soruşturmalardan bugüne kadar bir sonuç alınmadı.”

Basın açıklamasının tamamı şöyle: 

“Gözaltında kaybetme ve faili meçhul cinayetler demokratik hukuk devletinde kabul edilemez uygulamalardır. Bu suçların cezasız bırakılması anayasayı, yasaları, uluslararası sözleşmeleri geçersiz kılarak, ağır ve ciddi insan hakları ihlallerinin tekrarlanmasına neden oluyor.

Türkiye’de toplum, gerçekleştirdiği ihlallerden ötürü devleti sorgulayabileceği araçlardan mahrum bırakılmış durumda. Yurttaşın devletle hesaplaşması görevini yerine getirmesi gereken yargı, bu hesaplaşmaya engel oluyor. Bunun yol açtığı kurumsallaşan cezasızlık kültürüne son verilsin.

Dün (13 Aralık Cuma) de, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ankara JİTEM Davası tanıklara rağmen, delillere rağmen, belgelere rağmen, kamu görevlilerinin beyanlarına rağmen beraatle sonuçlandı. Bu kararı verenler, verdirenler bilsinler ki kayıplarımıza ilişkin adli bir yargılama süreci sağlanmadığı sürece devletin unutturduğu soruları sormaya devam etme sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Bize yapılan bu kolektif zulmü ifşa etmekten vazgeçmeyeceğiz. Son derece açık ve ağır sonuçları olan ve kimsenin savunamayacağı bu zulme itirazımızı sürdüreceğiz.


768. haftamızda 28 yıllık bir cezasızlık dosyasıyla kamuoyunun karşısındayız.
36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa, Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu Köyü’nde yaşıyordu. Agit Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı.
Köylüler üzerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı. Köye giriş ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiş, bazı köylülerin evlerine el konmuş ve askerler yerleştirilmişti.


Agit Akipa ve İbrahim Demir, askerlerin okulu ve evleri boşaltmaları için Kaymakamlığa ve İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Başvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı ve karakol komutanı tarafından 'Sizi yaşatmayacağız' diye tehdit edildiler.

12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa, İdil’deki bir taziyeden evlerine dönmek için diğer köylülerle birlikte traktöre bindiler. Traktör yolda askerler tarafından durduruldu. İbrahim Demir ve Agit Akipa, Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı’na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan piyade bölüğü komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındılar.


Jandarma karakoluna giden ailelere, karakol komutanı 'Onları hiç görmedik' dedi. Bir asker gizlice aileleri 'Mağaralara gidin' diye yönlendirdi. Bölgeyi köylülerle birlikte karış karış arayan aileler, 13 Aralık 1991 günü girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaştı.

Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı Ağaçlı mezrasında bulunan piyade bölük komutanı üsteğmen ile ilgili er ve erbaşların 'adam öldürme' suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdi ve 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde 'men’i muhakeme' kararı verdi.


2011 yılında aileler, avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulundu. Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi. Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Agit Akipa ve İbrahim Demir’in zorla kaybedilmesi ve dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında 'görevi kötüye kullanmak'tan yeni bir soruşturma başlatıldı (2011/646). Ancak yürütülen soruşturmalardan bugüne kadar bir sonuç alınmadı.

Gözaltında kaybedilişlerinin 28. yılında iktidarı, adli ve idari makamları göreve çağırıyoruz:
İbrahim Demir ve Agit Akipa dosyasındaki cezasızlık son bulsun. Onların kaybedilmesine neden olanlar adil bir biçimde yargılansın. İbrahim Demir, Agit Akipa ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 69 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.