Gezi Davası’nın dördüncü duruşması, 24 ve 25 Aralık günleri İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda yapılacak.
Dava kapsamında mimar, sivil toplum kuruluşu çalışanı, iş insanı, yönetmen, avukat, gazeteci, şehir plancısı ve tiyatro sanatçısı 16 kişi, 2013’te 80 ilde gerçekleştirilen Gezi Parkı eylemlerini organize etmek suçlamasıyla yargılanıyor ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisleri isteniyor.
İş insanı Osman Kavala, 1 Kasım 2017’den bu yana tutuklu bulunuyor. Şu anda davanın tek tutuklu sanığı olan Kavala’ya eylemleri finanse ettiği suçlaması da yöneltiliyor. Kavala, tutukluluğunun haksız olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu.
AYM, 24 Haziran’da yapılan ilk duruşmadan bir ay önce 22 Mayıs 2019’da Kavala’nın başvurusunu görüşmüş ve haksız tutukluluk gerekçesini reddetmişti. Karara Yüksek Mahkemenin beş üyesi muhalefet şerhi koymuştu. Bunlardan biri de AYM Başkanı Zühtü Arslan’dı. Arslan, “Kavala’nın Gezi olaylarına katılmış ve bu olayları desteklemiş olmasının tek başına bir suç işlediğini göstermeyeceğini” savunmuştu.
24 Haziran’da yapılan ilk duruşmada mahkeme, Kavala ile birlikte tutuklanan sivil toplum kuruluşu çalışanı Yiğit Aksakoğlu’nun tahliyesine karar verdi, Kavala ise tahliye edilmedi. Ancak Kavala’nın tutukluluğunun devamına ilişkin karar oyçokluğuyla alındı. Mahkeme başkanı Mahmut Başbuğ, Kavala’nın ev hapsi adli kontrolüyle tahliye edilmesiyle ilgili muhalefet şerhi koydu. Davanın 18 Temmuz’da yapılan ikinci duruşmasında da aynı karar verildi. Bu duruşmadan sonra Başbuğ, aynı mahkemenin diğer heyetinin başkanı olarak görevlendirildi.
AİHM: Kavala’nın tutukluluğu siyasi sebeplere dayanıyor
AİHM ise Kavala’nın başvurusunu 10 Aralık’ta değerlendirdi ve hak ihlali kararı verdi.
AİHM, Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 18. maddelerini ihlal ettiğine hükmetti. AİHS’in 5. maddesi başvurucunun tutukluluğunun “makul bir şüpheye dayanmadığı”, 18. maddesi ise “hukuki” değil “siyasi” sebeplere dayandığı anlamına geliyor.
Gezi Parkı eylemleri sırasında zarar gördüğünü iddia eden kişiler dinlenecek
Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar, AİHM’in kararı doğrultusunda yarınki duruşmada müvekkilinin tahliyesini talep edeceklerini belirtti. Avukat Bayraktar, aynı zamanda tanıkların da dinlenebileceğini söyledi:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Tanık olarak mahkemenin tespit ettiği bazı kişiler veya dükkanı taşlanmış, otomobiline zarar verilmiş birtakım kişiler çağrılabilir, onlar dinlenecektir. Biz, Osman Kavala’nın tahliyesi talebinde bulunacağız. Ayrıca yurtdışına çıkış yasağı getirilmiş olan sanıklar, sanıkların avukatları ya da birtakım adli kontrol tedbirlerine uğratılmış olan sanıkların vekilleri de yine verilen kararların kaldırılması yönünde talepte bulunacaklar.”
Son duruşmada ne olmuştu?
Gezi Parkı davasının üçüncü duruşması 8 Ekim’de yapıldı. Duruşmayı yeni başkan Galip Mehmet Perk yönetti. Önceki duruşmalardan daha yoğun bir jandarma ablukasında yapılan duruşmada mahkeme, çizerler Tarık Tolunay ve Murat Başol’u yasak olmadığı halde çizim yapmalarına izin vermeyerek duruşma salonundan çıkardı. Ayrıca, mahkeme başkanı Perk, sanıklara telefon konuşmalarından alınmış tapeler üzerinden sorular yöneltti ve Gezi Parkı eylemlerini “vandallık” olarak nitelendirdi.
