Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TÜBİTAK’ın Kanal İstanbul’a 14 maddede karşı çıktığı rapor ortaya çıktı: “Batı Karadeniz kıyı şeridi feda edilecek”

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığı’na bağlı altı bilim insanının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Kanal İstanbul ile ilgili rapor yazdığı ve raporda projeye karşı çıkıldığı ortaya çıktı. 27 Kasım 2019’da Bakanlık ile paylaşılan raporda projenin Marmara Denizi’ndeki ekosisteme etkisi, tarama çalışmalarının riskleri paylaşıldı ve Karadeniz kıyısının proje için feda edileceği belirtildi.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, Kanal İstanbul’a 14 maddede karşı çıktı. Paylaşılan raporun birinci maddesinde projenin ÇED raporunda dip taraması sonucu çamur ve organik karbon konusunda gerekli planlamanın yapılmadığı, tarama ve döküm faaliyetinin yaratacağı çevresel etkilerin önlenmesine yönelik tedbirlerin açık olarak belirtilmediği yazıldı. Marmara Denizi’ne boşaltılacak malzemenin çamur ve organik karbon seviyesi oldukça yüksek. Ayrıca, taranacak malzemenin 50 milyon metreküpünün Küçükçekmece Gölü’nden geleceği ve buradaki zararlı türlerin, biyolojik içeriğin, Marmara Denizi’ne etkisinin ayrıca değerlendirilmesinin zorunlu olduğu belirtildi. 

ÇED raporunda bu husus, “Düzenli depolanarak bertarafı yapılabilir” şeklinde yer alıyor ancak TÜBİTAK’ın hazırladığı raporda yüksek hacim ve malzemenin gölden taranacağı göz önünde bulundurularak deniz bilimleri uzmanlarından görüş alınması gerektiği aktarıldı. Ekolojik rapor ÇED aşamasında hazırlanmadı ve bu konuda bir çalışma yapılmadı.

Proje için Karadeniz’den Marmara’ya tek tabakalı su akışı olacağı ancak kuzey rüzgarları döneminde su girişinin artacağı veya güneyli rüzgarların baskın olduğu dönemlerde ise su girişinin azalacağı raporda belirtildi. Yağışlarda da karadan kanal suyuna ek su girecek. Karadeniz’den Marmara’ya girecek su iki kattan fazla olabilir ve mikroskobik canlıların direkt taşınmasına sebep olabilir. Diğer taraftan da kanal inşaatı sırasındaki kazılardan dolayı suya yoğun besin maddesi karışacak. TÜBİTAK’ın hazırladığı raporda, bu yüklerin hiçbirinin ÇED raporunda tartışılmadığı belirtildi.

“Batı Karadeniz kıyı şeridi feda edilecek”

TÜBİTAK, proje için kurgulanan hidrodinamik modelin Marmara Denizi’nin ekosistemine uygun olmadığını vurgularken, çok kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Raporda uyarıldığı üzere, proje tamamlanırsa Karadeniz’de yapılacak liman ve dolgu alanları buradaki habitatı kökten etkileyecek. Bu bölgedeki biyoçeşitliliğin iyi seviyede olduğu belirtilen raporda şu uyarıda bulunuldu: “Batı Karadeniz kıyı şeridimiz, özel doğal plaj özelliği ile korunması gereken yegâne bir bölge iken, kazılar sırasında çıkacak malzemenin bertarafı için feda edilecektir.”

Barselona Sözleşmesi’ne de vurgu yapılan raporda, ÇED’de yer alan derin sulara boşaltımın uluslararası ölçekte sorun teşkil etmediği yönündeki iddialar da eleştirildi: “Bize ait olan iç denizi koruma ve yaşatma sorumluluğu sadece bizlerde iken, bunun tam tersi bir fikir ve argümanlardan uzak durulması kuvvetle gereklidir.”

TÜBİTAK ayrıca, hafriyat atıklarının deniz dolgusu olarak kullanılmasıyla ilgili çamurun yayılmasına karşı tedbirlerin açıklandığı ancak deniz ekosistemini etkileyecek önlemlerden bahsedilmediğini de açıkladı. 

Tatlı su etkisi araştırılmadı, sosyal etki alanı sadece kanal etrafı gösterildi

Raporda projenin eleştirildiği diğer hususlar şöyle:

– Su ihtiyacının her geçen gün arttığı ve iklim değişikliğine bağlı etkilerin beklendiği dikkate alındığında su kaynaklarımızı daha iyi korumamız gerektiği oldukça açıktır. Buna rağmen, yapılması planlanan Kanal’ın tatlı su aküferlerine etkisinin araştırılmamış olduğu görülmüştür.

– Kanal’a duyulan ihtiyacın yalnızca gemi trafiğine ve kazalara bağlanmış olduğu görülüyor. Böyle büyük bir proje ve yatırım için ekolojik, sosyal ve ekonomik fayda maliyet araştırılması yapılması gerekmektedir.

– Sosyal etki alanı olarak sadece dar bir alanda Kanal etrafı gösterilmiştir. Oysa etki alanı tüm Marmara Denizi ve etrafındaki yerleşimlerdir.

– Kanal işletmesinin deniz suyuna etkisi olacaktır, bunun da tabloda işaretlenmesi gereklidir.

TÜBİTAK’ın raporunda son olarak, proje için pek çok disiplinden uzman akademik personelden destek alınmasının faydalı olacağı belirtildi. 

Kılıçdaroğlu çalıştayda TÜBİTAK’ın ortaya koyduğu tehlikelere dikkat çekmişti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul Çalıştayı’nda şunları söylemişti: “TÜBİTAK, bizim saygın kuruluşlarımızdan birisidir. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu. Bu kurumun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verdiği bir rapor var. Raporu hazırlayan, MAM dediğimiz, Marmara Araştırma Merkezi Başkanlığı var. 14 madde halinde bu projenin ne kadar yanlış olduğunu orada sayıyor. 14 madde halinde. Altı sayfa, altında da altı bilim insanının imzası var. Bana inanmayabilirsin, diğer bilim insanlarına da inanmayabilirsin. Ama sana bağlı bir kurum. TÜBİTAK dediğimiz, Türkiye’nin gözbebeği olan bir kurum. Ona da soruyorlar ne diyorsun diye, Kanal İstanbul’la ilgili. 14 madde halinde tek tek bu projenin ne kadar yanlış olduğunu sayıyor. Tavsiyem; eğer bulamazsan o raporu ben sana göndereceğim. Ama diyorsan ki, ‘Sen gönderdiğin zaman ben inanmıyorum, Putin’e göndereyim, o sana göndersin.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.