Modern tarihin gördüğü en büyük krizlerden birini yaşıyoruz. Bildiğimiz dünyanın sonu bir kez daha gelmiş olabilir. "Salgından Sonra" haber dizimizde etkileri yaşamın her alanında hissedilen koronavirüs salgınının ardından dünya nasıl bir yer olacak sorusuna cevap arıyoruz. Bu soruyu ekonomiden siyasete, felsefeden psikolojiye, sinemadan edebiyata alanında uzman kişilere sorduk.
Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ester Ruben, artık yeniden “bu bana yeter” evresine geçmemiz gerektiğinin önemine vurgu yaptı:
“Öncelikle hepimiz günlük koşturmacamıza, trafikte geçirdiğimiz uzun ve zorlu mücadelemize son vermek ve durmak zorunda kaldık. Ve bu kadar çok koşturmanın aslında gerekli olup olmadığı üzerine düşünmeye başladık. Bizim için neyin öncelikli olduğunu düşünmeye başladık. Yoğun iş temposundan birlikte olmaya, dinlemeye vakit bulamadığımız yakınlarınıza vakit ayırmaya başladık. Kendimizle de daha çok vakit geçirmeye başladık. Bu önemli çünkü mevcut küresel kapitalist sistemin hiç sevmediği, hiç istemediği bir şey bu. Çünkü insan kendiyle baş başa kaldığında, sorgulamaya başlar. Benim hayattaki önceliklerim neler, ne yapıyorum, neden yapıyorum? Aslında ne istiyorum. Mevcut sistem insanın zamanını öyle bir doldurur ki bunları düşünmeye fırsatı kalmasın. Andre Gorz, ‘İktisadi Aklın Eleştirisi’ adlı kitabında şöyle demişti: ‘Bu bana yeter evresinden fazla mal göz çıkarmaz evresine geçildi.’ Şimdi belki yeniden ‘bu bana yeter’ evresine geçmemiz gerekiyor. Ayrıca bu virüs durumu çok açıkça şunu da gösterdi tüm dünyaya. Bir kişinin kendini koruması yetmez. Herkesin kendini koruması gerekir ki hastalık yayılmasın. Bizim korumamız sadece kendimizi değil başkalarını da korur. Bu da ben ile biz arasındaki olmazsa olmaz ilişkiyi yeniden ve güçlü bir şekilde hatırlatıyor. Benim davranışım başkalarını etkiler, başkalarının davranışı da beni etkiler. Yani kurtuluş yok, tek başına… Bu durumun dünyada ve Türkiye’de sosyal devletin güçlenmesi için bir fırsat olmasını, iş hayatında insanı önceleyen uygulamalara geçilmesini umut ediyorum.”
