Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Özel hastane çalışanı: “Ücretsiz izne çıkarıldım, maaşım düştü, bir maskeyi bir gün boyunca takmak zorunda kaldık”

Özel hastanelerde sağlık çalışanları ücretsiz izne çıkarılarak dönüşümlü çalıştırılıyor ve maaşları düşürülüyor. Medyascope’a konuşan bir özel hastane çalışanı, bir gün boyunca aynı maskeyi takmak zorunda kaldıklarını, hastalığa yakalananların dahi çalıştırılmaya devam ettiğini anlattı.

Sağlık Bakanlığı’nın 2019’da açıklanan son verilerine göre Türkiye’de bulunan 1534 hastanenin 577’si (yüzde 37) özel hastane. 232 bin hastane yatağının 50 bini (yüzde 21), 38 bin yoğun bakım yatağının 15 bini (yüzde 39) özel hastanelerde yer alıyor. Karmaşık cerrahi ameliyatların yüzde 52’si için tercih edilen özel hastanelerde her yıl yaklaşık 1,6 milyon ameliyat yapılıyor. Özel sağlık sektörü, 2009’dan bu yana her yıl ortalama yüzde 13’lük büyüme hızına sahip. 2018 yılı verilerine göre Türkiye’de sağlık hizmetlerinde çalışan 1 milyon 16 bin kişinin 242 bini (yüzde 23) özel sağlık kurumlarında görev yapıyor.

Sağlık alanında özel hastanelerin yeri gün geçtikte büyümeye devam ederken, salgın sürecinde özel hastanelerdeki sağlık çalışanları birçok haktan yararlanamıyor. Birçok hastanede, dönüşümlü olarak görev yapan sağlık çalışanları ücretsiz izne çıkarılarak maaşları düşürülüyor. Bu kesintilerin yanı sıra, özel hastane çalışanları maske ve eldiven gibi tıbbi ekipman konusunda da sıkıntılar yaşadıklarını söylüyor.

İstanbul’da bir özel hastanede sağlık teknikeri olarak çalışan Ahmet Dündar (*), ilk olarak izinlerin ortadan kalktığından bahsediyor: “Koronavirüs vakası ilk açıklandığı zamanlarda haftalık izinlerimizi kullanabiliyorduk ama salgın büyüdükçe izinlerimiz tamamen ortadan kalktı. Çalışma saatlerimiz düzensizleşti ve arttı. İşimiz ne zaman biterse o zaman çıkmaya başladık. Cumartesi günleri 14.00’te çıkmam gerekirken 18.00’de çıkıyordum. İlk hafta fazla mesai saatlerini izin olarak kullandırıyorlardı ama sonrasında bu da kalktı. Hafta sonu günde sekiz saat, hafta içi de 10 saat çalışıyorduk.

Sağlık Bakanlığı, 27 Mart’ta bir genelge yayımlayarak üç ay süreyle özel veya kamu fark etmeksizin hiçbir sağlık kuruluşunda çalışanların işten çıkarılmayacağını duyurmuştu. Ancak özel hastanelerde çalışanlar, ücretsiz izin yoluyla fiili bir işsizliğe ve düşük maaşlara mahkûm ediliyor. Dündar da onlardan biri: “Benim gibi, çalıştığım hastanedeki birçok sağlık çalışanı ücretsiz izinde. Normalde ücretsiz izne çıkmak için bir kağıt imzalatıyorlar, kabul ettiğinize dair. İmzalamazsanız bu sefer işyerindeki baskı artıyor. İmzalarsanız da izne çıkmış ve o parayı kabul etmiş oluyorsunuz. Ben haftalık izin alamadığım için ücretsiz izne çıkarıldım. İzin istemiştim, yönetici kendisinin daha fazla yorulduğunu söyledi ve ertesi gün de insan kaynakları beni çağırıp ücretsiz izne çıkarmak istediklerini söylediler.”

Ücretsiz izne çıkarıldı, 540 lira alabildi

Dündar ayrıca, bu süreçte ücretsiz izne çıkarılan veya işsiz kalanlar için verildiği söylenen aylık 1177 liralık ödenekten de yararlanamadığını söylüyor: “Bu süreçte sadece devletin sağladığı ücretsiz izin parasını alıyorum. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca aylık 1177 lira yatacağını söylemişti ama örneğin bana 540 lira yattı. Bir de benim için kısa çalışma ödeneğine başvuracaklardı. Bu ödenek sayesinde maaşın yüzde 60’ını alıyorsunuz. Tüm sağlık çalışanlarını bunu öne sürerek ikna ediyorlar. ‘Evde kalacaksınız ve 1600 lira gibi bir para alacaksınız’ diyorlar ama sonra da ‘Sizin için başvurduk ama çıkmadı’ deniyor. Benim için de böyle oldu. Şu an sadece 540 lirayla geçinmeye çalışıyorum.”

“Ücretsiz izne çıkarmak fırsat olarak görülüyor” diyen Dündar şöyle devam ediyor: “Bizim çalıştığımız alanda sekiz kişi var, bunlardan ikisi kendisi ayrılmak istedi. Altı kişi kalmıştık ve üç kişi iki hafta çalışıyordu, diğer üç kişi de ayın kalan iki haftası çalışıyordu. Maaşlar yarım yatıyor ve doğal olarak bu da işverenin işine geliyor. Hemşireler içinde koronavirüse yakalananlar dışında 20 kişi yönetimin talebiyle izne ayrıldı. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanıp bir taraftan da çalıştırmaya devam ediyorlardı. Diğer hastanelerde duyduğumuzdan farklı olarak bizim hastanemiz kısa çalışma ödeneği dışında kalan ücreti de ödüyordu ama bazı hastanelerde onu dahi vermiyorlarmış.”

“Bir maskeyi gün boyunca kullanıyorduk”

Maaşlardaki düşüş ve ücretsiz izin zorlamasının yanı sıra, maske gibi ekipmanların sağlanmasında da sıkıntılar olduğunu söyleyen Dündar, bir maskeyi bir gün boyunca kullandıklarını anlatıyor: “İlk başlarda maske dağıtılmadı. Hatta o dönemde çok fazla arkadaşımız istifa etti. Sağlık Bakanlığı tarafından zorunlu kılınınca herkese maske dağıtıldı. Bize haftalık paketler geliyordu ve günlük bir maske veriliyordu ki bu maske en basit olan toz maskesi. Cerrahi maskeler için dahi en fazla üç saatte bir değiştirmek gerektiği söyleniyor ama biz bir gün boyunca bunu takmak zorunda kalıyorduk. Maskelerin lastiği kopuyordu, onu bağlayıp kullanmaya devam ediyorduk.”

“Hasta olan arkadaşlarımız çalışmaya devam etti”

Dündar, virüse yakalanan sağlık çalışanlarının çalıştırılmaya devam ettiğini söylüyor: “Koronavirüse yakalan arkadaşlarımız oldu. Hasta olan hemşireler çalıştırıldı, Sağlık Bakanlığı kararını çiğnediklerini gördük. Bir örnek vereyim size: Bir arkadaşımız merdiven çıkarken nefes alıp vermede sorun yaşadı. Yöneticimizle birlikte yemeğe çıkmışlar ve ‘İn aşağı test yaptır’ diyorlar. İki gün sonra çalışırken arkadaşımız Sağlık Bakanlığı’na bağlı ilçe sağlık müdürlüğünden aranıyor ve testinin pozitif çıktığı söyleniyor. Bizim hastanemiz bile söylemiyor bunu.”

Dev Sağlık-İş’ten açıklama

DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikası da bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. “Özel hastane patronları, pandemi ile derinleşen krizin yükünü yine sağlık emekçilerine ve halkın sırtına yüklemek niyetinde” denilen açıklama şöyle devam ediyor:  “Bu kadar ticarileştirilmiş, hastalara müşteri gözüyle bakan, önleyici değil tedavi hizmetlerine yoğunlaşan, sağlık emekçilerinin güvencesiz ve korunmasız çalıştığı bir sağlık sisteminin pandemi ile mücadele etmesi mümkün değildir. Özel hastanede çalışan üyelerimizle yaptığımız görüşmeler sonucu sağlık çalışanlarının en önemli sorunları olarak, kişisel koruyucu ekipmana erişememek, ücretlerin yarıya düşmesi, ücretsiz izin ile fiili bir işsizlik durumu göze çarpıyor.”

Dev Sağlık-İş’in talepleri ise şunlar:

  • Salgınla mücadele için ve sonrasında bütün özel sağlık kuruluşları hızla kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve önkoşulsuz bütünüyle parasız olmalı. 
  • Sağlık çalışanlarının özlük hakları güvence altına alınmalı. 
  • Ücretsiz izin, zorunlu yıllık ücretli izne çıkarma uygulamaları durdurulmalı, hasta olmayan servislerde çalışan sağlık çalışanları ücretlerinde kesinti olmadan dönüşümlü çalıştırılmalı. 
  • Sağlık çalışanlarının gelirleri ve özlük hakları devlet güvencesine alınmalı. Bu güvence özel hastane ile yapılan farklı sözleşme biçimlerinden bağımsız olarak bütün çalışanları kapsamalı.
  • Özel sağlık kuruluşlarında sendika karşıtı tutumlara derhal son verilmeli. 

*Ahmet Dündar ismi görüştüğümüz sağlık çalışanının gerçek ismi değildir. İşten atılma veya mobbinge uğrama ihtimali nedeniyle müstear isim kullanılmıştır.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.