Uluslararası Kriz Grubu, “IŞİD’e Katılıp Dönen Türkiye Vatandaşları: Mevcut Yaklaşımları Geliştirmek” başlıklı raporunu yayımladı.
IŞİD’e katılıp ülkeye geri dönen Türkiye vatandaşlarının karşılaştığı soruşturma, yargılama, ceza infaz, geri dönüş uyum uygulamalarını Medyascope’a değerlendiren Uluslararası Kriz Grubu araştırmacıları Nigar Göksel ve Berkay Mandıracı’ya göre, 2014-2016 arası dönemde devlet yetkilileri IŞİD faaliyetlerine karşı önlem almakta zorlandı ama 2016’dan itibaren tedbirler sertleşti.
Araştırmacılar, sınırın Türkiyeli ve yabancı militanların geçişine açık olması gibi konulardaki eleştirilerin güvenlik yetkilileri tarafından da kabul edildiğini aktarıyor.
Ancak günümüzde güvenlik güçleri IŞİD’e karşı kendini daha donanımlı görse bile Uluslararası Kriz Grubu araştırmacıları, FETÖ-PKK konusunda takınılan sert tavrın IŞİD’e karşı benimsenmeyebildiğini belirtiyor. Rapora göre, FETÖ ve PKK yargılamalarında mahkumiyet getiren deliller, IŞİD’le bağlantılı şahısların yargılandığı davalarda daha düşük cezalara yol açabiliyor.
Nigar Göksel, güvenlik yetkililerinin tehdit algılarındaki bu farklılığa ilişkin şunları söylüyor: “Devlet yetkililerinden bizim duyduğumuz çeşitli görüşler vardı. Bir tanesi mesela, ‘FETÖ-PKK’nın ana hedefi Türkiye Cumhuriyeti, halbuki IŞİD’in ana hedefi Türkiye Cumhuriyeti değildi’ şeklinde. IŞİD ortaya çıktı, parladı söndü, dışarıdan güçlerin onu yarattığı ve geldiği gibi gideceği algısı da var.”