Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Haritalar “Kuzey”i neden hep yukarıda gösterir?

Haritaların geçmişten günümüze kuzeyi hep yukarıda göstermesinin ardında, dünyayı nasıl algıladığımızın hikâyesi, biraz tarih, biraz astrofizik ve psikoloji yatıyor. Geçmişten günümüze birçok haritacı, haritalarını düzenlerken yaşadıkları coğrafyanın ve kültürlerinin izlerini haritalarına eklemiştir. Çoğu insan kuzeyi “yukarı” güneyi “aşağı” olarak algılıyor.  Psikolog Brian Meier, “iyi=yukarı” algısının insanların haritada farklı bölgelere atfettiği değeri etkilediğine dikkat çekiyor. Yani iyiler yukarıda (kuzey), kötüler aşağıdadır (güney). Haritaların tarihine baktığımız zaman insanların kendilerinden “daha düşük” ülkelere daha az önem verdiklerini düşünmek çok da zor değil.

Modern zaman haritalarının iki boyutlu tasvirlerinde “kuzey” her zaman haritanın yukarısında yer alır. Haritaların ilk keşfedildiği çağlarda şimdi olduğu gibi kuzey her zaman yukarıda değildi. Kuzeyin genel olarak bir haritanın tepesine yerleştirilmesine katkıda bulunan en büyük faktörler arasında pusulanın icadı ve manyetik kuzeyin buluşu gelebilir. 

Avrupa’da 1200-1500’lerde pusulanın keşfi ve kullanımı, en üstte kuzey olan birçok modern zaman haritasını büyük ölçüde etkiledi. Kuzeyin genel olarak bir haritanın tepesine yerleştirilmesine katkıda bulunan en büyük faktörler olarak gösterilen bu buluşlar dışında, başta Avrupa’da olmak üzere toplumların benmerkezciliği yer alır.

Benmerkezcilik, sizin merkezdeki durumunuzun etrafında dönen bir görüşten veya perspektiften başka bir görüşe sahip olmamaktır. Dolayısıyla, haritacılıkta ve coğrafyada, benmerkezci bir toplum, kendisini ya bir dünya tasvirinin merkezine ya da tepesine yerleştiren toplumdur. Bir haritanın üst kısmındaki bilgiler genellikle hem daha görünür hem de daha önemlidir. Avrupa’nın kendini dünyanın bir güç merkezi olarak tanımlamasından dolayı Avrupalı harita yapımcılarının Avrupa’yı (ve kuzey yarıküreyi) haritaların en üstüne koyması içgüdüsel bir davranıştı. 

Pusulanın yaygın kullanımından önce çoğu haritada, doğu yukarıya yerleştirilirdi. Bunun sebebi güneşin doğudan doğmasıydı.

Birçok haritacı, haritanın üst kısmında odak noktası olmasını istedikleri şeyi gösterir ve bu nedenle haritanın yönünü etkiler. İlk Arap ve Mısırlı haritacıların çoğu, haritanın üst kısmına güneyi yerleştirdiler. Çünkü bildikleri dünyanın çoğu kuzeyde olduğundan, dikkatleri kendi bölgelerine çekmek istediler. 

Kuzey Amerika’nın pek çok ilk yerleşimcisi, esas olarak seyahat ettikleri ve keşfettikleri yönden kaynaklanan batı-doğu yönelimli haritalar oluşturdu. Kendi bakış açıları, haritalarının yönünü büyük ölçüde değiştirdi. 

Londra’daki Queen Mary Üniversitesi’nden harita tarihçisi Jerry Brotton’a göre, “Geçmişte kuzey karanlığın geldiği yer olduğu için haritanın üst kısmına pek konmamıştır. Güneşin battığı yer olduğu için batının da yukarıda olması pek mümkün değildir.”

Muhammed İdrisi’nin 1154’te hazırladığı haritanın tersine çevrilmiş hali.

Fakat Çinliler’in pusulayı kullanmalarına rağmen kuzeyi haritanın yukarısında gösterme sebepleri Kuzey Yıldızı veya pusula değildir. Çin İmparatoru’nun kuzeyde yaşıyor olması ve tebaasının ona aşağıdan bakmaları için kuzey hep yukarıya yerleştirilmiştir.  

Antik Mısır’ın haritalarında ise yukarısı her zaman doğuyu gösterirdi. Bunun sebebi ise güneşin doğudan doğmasıydı.

İlk İslami haritalar ise Müslümanlığın doğduğu yer olan güneyi üstte gösteriyordu. Hıristiyanlar’ın haritalarında ise merkezde Kudüs olmak üzere Cennet Bahçesi doğuda olduğundan doğu yukarıdaydı.

Haritalar yapıldıkları bölge ve kültüre göre farklılık gösteriyorken ne oldu da herkes kuzeyi üste koymaya karar verdi? Bu durumu, yönünü Kuzey Yıldızı’na göre belirleyen İtalyan kâşif Kristof Kolomb ve Portekizli kâşif Ferdinand Macellan’a dayandırma eğilimi ağır basabilir. Fakat Brotton, 12 Haritada Dünya Tarihi adlı kitabında o dönemi, “kimsenin nereye gittiğini bilmediği bir dönem” olarak tanımlıyor.

1569’da Gerardus Mercator’un hazırladığı dünya haritası kuzeyi esas alan harita açısından bakıldığında önemli bir dönüm noktası olmuştu. Ve ayrıca Dünya’nın küre şeklinde olabileceğine dair görüşü haritalarında ilk hesaba katan kişiydi.

Belki de bunun nedeni, o dönem çoğu keşif işini Avrupalılar’ın yapıyor olmasıydı. Kuzey yarıkürede çok daha fazla kara parçası ve insan vardı. Nedeni her ne olursa olsun, kuzeyi haritanın yukarısına yerleştirme fikri böylece akıllara yerleşmiş oldu.

1973’te NASA, Dünya’yı fotoğraflamıştı. Fakat çekilen fotoğrafta, astronot havada döndüğü için güney yukarıdaydı. Ama NASA insanların aklını karıştırmamak adına fotoğrafı düzeltme kararı almıştı.  

Dünya bu şekilde fotoğraflanmış fakat NASA “kafa karışıklığı yaratmasın” diye fotoğrafı tersine çevirmiş.

Uzmanlar Dünya’ya uzaydan bakıldığı zaman herhangi bir yönün yukarıda ya da aşağıda oluşunun anlamsız olduğunu belirtiyor. Çünkü uzayda kuzey veya güney yoktur. Güneş Sistemi’nde Dünya da diğer gezegenlerle aynı düzlemde yer alır.

Samanyolu Galaksisi’nin diğer kısımlarıyla karşılaştırıldığında Güneş Sistemi 63 derece eğimlidir.

Gökbilimciler yıldız ve gezegenlerin komşularıyla benzer şekilde konumlandığını söylüyor. Fakat Londra’daki Imperial College Üniversitesi’nden astrofizikçi Daniel Mortlock bunun evrende çok küçük bir alan açısından doğru olduğunu belirtiyor. Mortlock ayrıca uzayda “aşağı” ya da “yukarı” diye bir şey olmadığını söylüyor.

İçinde yaşadığımız gezegene farklı bir yerden bakmanın zamanı geldi belki de. Psikoloji alanındaki veriler (kuzeyi yukarıda gören algının dünyada “yukarıda olan değerlidir” gibi) düşünce sistemimizin kirlendiğini gösteriyor. Çoğu insan kuzeyi ‘yukarı’ güneyi ‘aşağı’ olarak algılıyor.

Psikolog Brian Meier, “Kuzey yukarıdadır ve yukarı iyidir” algısının insanların haritada farklı bölgelere atfettiği değeri etkilediğine dikkat çekiyor.

Dünyada bugün keşfedecek pek bir şey kalmadı. Fakat yine de Fransız yazar Marcel Proust’un deyimiyle, “Sahip olduğumuz dünyaya yeniden ama farklı bir gözle bakabiliriz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.