Fransa’da 1974 ile 1981 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan merkez-sağ siyasetçi Valéry Giscard d’Estaing, 94 yaşında koronavirüs sebebiyle yaşamnı yitirdi. Fransa’da yeni ve modern bir dönemin başlamasına öncülük eden Giscard d’Estaing, ülkedeki Avrupa Birliği (AB) bütünleşme sürecinin de mimarlarından biriydi.
1974 ile 1981 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan Giscard d’Estaing, geçen aylarda kalbindeki rahatsızlıklar sebebiyle birkaç kez hastaneye kaldırılmıştı. Eski cumhurbaşkanı, önceki gün (2 Aralık) ailesiyle birlikteyken hayatını kaybetti.
Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan aile üyelerinden biri, Giscard d’Estaing’in koronavirüs sebebiyle sağlık durumunun kötüye gittiğini ve bu yüzden hayatını kaybettiğini açıkladı. Ailesi, Giscard d’Estaing’in vasiyeti üzerine cenaze törenini gizli düzenleyecek.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Giscard d’Estaing’in ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirirken eski cumhurbaşkanının yedi yıllık görev sürecinde Fransa’yı değiştirdiğini vurgulayarak, “Ölümü Fransa’yı yasa boğdu. O devletin hizmetkârı, ilerleme ve özgürlüğün siyasetçisiydi” dedi.
Valéry Giscard d’Estaing en son, 2019’un Eylül ayında, kendi kabinesinde başbakanlık da yapmış olan eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın cenazesinde görüntülenmişti.
48 yaşında göreve gelen Giscard d’Estaing, o dönem Fransa’da cumhurbaşkanı seçilen en genç kişiydi. 1974’te rakibi sosyalist François Mitterrand’ı yenerek cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu ancak yedi yıllık görev süresi bitince tekrar seçilemedi.
Giscard d’Estaing’in ülkeyi yönettiği dönem, İkinci Dünya Savaşı sonrası Fransa’da etkili olan de Gaulle’cü muhafazakârlığın kırılma noktası olması açısından önem taşıyor. Kürtajın yasallaştırılması, boşanma yasalarının özgürleştirilmesi ve oy verme yaşının 18’e düşürülmesi gibi radikal reformları hayatı geçiren d’Estaing ayrıca, Fransa’nın parasal birliğe girerek euro kullanmaya başlamasına da destek oldu.
Öte yandan Fransız lider, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan isimlerden biriydi. Türkiye’nin Müslüman ve Avrupalı olmayan bir ülke olduğu için AB’ye girmemesi gerektiğini savunan Giscard d’Estaing, 2002’de, Türkiye’nin AB süreciyle ilgili “Benim düşünceme göre bu Avrupa’nın sonu anlamına gelebilir” demişti.