Türk Tabipleri Birliği (TTB), koronavirüs salgınının öncelikli gündem maddelerinden biri haline gelen aşı sürecine ve acil kullanım onayına (AKO) ilişkin sorulara yanıt vermek üzere 23 Aralık 2020 günü bir çevrimiçi panel düzenledi. Panelde, gazetecilerin soruları yanıtlandı.
Panelin yürütücülüğünü üstlenen Prof. Dr. Ersin Yarış açılış konuşmasında, AKO düzenlemesinin hem belirsizlik hem de bilimsel, teknik ve etik yeni sıkıntılar doğurduğunu belirtti. Panelde, AKO düzenlemesinin Sağlık Bakanlığı’nın “etkililik, güvenlilik ve kalite ile ilgili kapsamlı verilerini henüz sağlayamadığı aşılar” için de kapıyı araladığı dile getirildi.
Prof. Dr. Esin Şenol aşı geliştirme sürecine, faz aşamalarına, ruhsat-onay gelişmelerine ve AKO düzenlemesine ilişkin ayrıntılı bir sunum yaptı. Aşıların klinik aşamasında belirlilik ve güvenden ödün verilmemesi gerektiğinin altını çizen Şenol, dünyadaki AKO benzeri uygulamalarda da etkililik, kalite ve güvenlilik verilerinin sağlanmasının başat koşul olduğunu kaydetti. Şenol, AKO için “verilerin sağlanamadığı” gibi bir ifadenin asla kabul edilemeyeceğini belirterek ve yüzde yüz güvenliliğin şart olduğu vurgusu yaparak konuşmasını sonlandırdı.
Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, “Halk Sağlığı Bakış Açısıyla Aşı Sürecinin Yönetimi” başlıklı bir sunum yaptı. Aşının önemini ve aşı sürecinin temel kıstaslarını anlatarak konuşmasına başlayan Tanık, sözlerine şöyle devam etti: “Güven sağlama çok önemlidir. Böylesi bir salgın sürecinde herhangi bir yeni uygulamanın başlatılmasında uygulamanın etik, bilimsel, profesyonel standartlara uygun olması çok önemlidir. Bu bağlamda nesnel, yeterli, doğru kanıtların şeffaf biçimde sunulması ve hesap verilebilir olması gerekir. Uygulamalardan kaynaklanabilecek zararların en aza indirgenmesi de hedeflenmelidir ve bu konuda kamuoyuna bir güvence verilmelidir.”
Birleşik Krallık kişi başına beş doz aşı alırken, Bangladeş’in her dokuz kişiden biri için bir doz aşı almasında görülen eşitsizliğe de dikkat çeken Tanık, sunumunun son bölümünde ise kitlesel aşılamada standartların ne olduğu, güvenliğin nasıl sağlanacağı, ne kadar sürede bağışıklık kazanılacağı, toplum bağışıklığı sağlanamazsa neler olabileceği gibi sorulara yanıt verdi.
Prof. Dr. Murat Civaner ise salgın yönetiminin yarattığı ve hemen herkesin kafasında beliren kaygıları değerlendirdi. Süreç yönetiminin, bundan sonraki olası salgın süreçlerine örnek teşkil edeceğini belirten Civaner, “Bugün en önde olan beş aşının ikisinin arkasında devlet, üçünün arkasında kocaman şirketler var. Yeni bir pazar doğduğu da düşünülürse, ‘Bu acelenin arkasında pazar baskısı mı var?’ kaygısı doğuyor” dedi. Kaygıları gidermesi beklenen güvenlik verilerinin güvenliğini de sorgulayan Civaner, konuşmasını aşı konusundaki hukuki sorumluluğun belirsizliğine dikkat çekerek tamamladı. Panel, soru-yanıt ve eklemeler ile birlikte son buldu.
Panelin tamamını buradan izleyebilirsiniz.