Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) koronavirüs nedeniyle büyük çoğunluğu erkek olan 350 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Salgın yüzünden eşini kaybeden binlerce kadın, Facebook’ta yas gruplarına katılarak birbirlerinin acılarını paylaşıp duygusal mücadelelerinde birbirlerine destek veriyor.
Aralık ayı sonlarında ABD’de en az 138 bin kadına karşılık, 163 bin erkek koronavirüs sebebiyle hayatını kaybetti. ABD’de koronavirüsten ölenler arasında kadınlara göre daha fazla erkek olması, kadınların salgının başka bir yüzünü görmelerine sebep oldu. Kadınlar hem ailevi sorumlulukları, mali yükleri ve çocuklarının travmaları hakkında endişe duyarken hem de eşlerini kaybetmelerinin verdiği üzüntü ile hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar. Bir yandan da Facebook’ta yas gruplarına katılarak birbirlerine destek olmaya çalışıyorlar.
Kadınlardan bazıları bitmeyen bir sağlık krizinin ortasında eşlerinin ölümleriyle başa çıkmakta zorlanıyor. Kocalarını koronavirüsten kaybeden kadınlar, Facebook’ta kurulan yas gruplarında, 11 Eylül saldırılarında eşleri ölen veya yaralanan kadınlar da dahil olmak üzere, eşleri beklenmedik ve erken şekilde ölen diğer kadınlarla iletişime geçerek deneyimlerini ve acılarını paylaşıyor.
Temmuz ayından itibaren düzenli aralıklarla video konferans yöntemi ile buluşan kadınlar, yaklaşık iki saat boyunca eşlerinin hastalık ve ölüm hikayelerini, ebeveynliklerini ve yalnızlıklarını paylaşarak bağ kuruyor.
Facebook grubunun kurucusu olan 12 yıl önce eşini lenfoma yüzünden kaybeden Sabra Robinson, kendi deneyiminden ve geleneksel yas destek gruplarından duyduğu memnuniyetsizlikten hareketle, siyah kadınları güçlendirme projelerine odaklanmış ve bu grubu kurma kararı almış. Bir proje yöneticisi olan Robinson, “Koronavirüs yayılmaya başladıkça, grup koronavirüs nedeniyle eşlerini kaybeden dullardan çok fazla talep almaya başladı. Koronavirüs devam ettiği sürece nasıl iyileşebilirler?” diyerek gruplarındaki kadınlar ile kurmuş oldukları manevi bağın öneminin altını çiziyor. Robinson’un kurduğu bu Facebook grubuna 2020’de adeta üye akını oldu.
Yas grubunda yer alan 46 yaşındaki doktor Sandra McGowan-Watts, eşi Stevan’ın koronavirüs sebebiyle onu göremeden ve ona dokunamadan yalnız başına öldüğünü anlatıyor. Jennifer Law ise eşinin Irak’ta görev yaptıktan yıllar sonra koronavirüsten ölmesine karşı duyduğu üzüntüyü, “İki ayrı ve iki tehlikeli görevden sapasağlam eve döndü ama onu öldüren bu” diyerek anlatıyor.
Grupta, kendilerini suçlu hissedenlerin sayısı da oldukça fazla. Eşi öldükten sonra, eşinin telefonunda hastane yatağında çektiği fotoğrafları bulan Mary Smith acısını, “Çok şiddetli bir travma. O kadar çok zaman yalnız başına ve biçare olarak oradaydı” diyerek dile getiriyor. 56 yaşındaki eşini koronavirüsten kaybeden Jennifer Kay Jensen de Smith ile aynı duyguları paylaşıyor: “Suçluluk duygusu her gün beni yiyip bitiriyor. Onu hastanede görseydim, onu yatıştırsaydım veya öpseydim her şey farklı olabilirdi.”
Donna Heintz, 78 yaşındaki eşi Fred’in öldüğü andan beri fiziksel ve duygusal olarak boşluğa düştüğünü şu sözler ile anlatıyor: “Sabah uyanıyorum ve yaptığım ilk şey sessizce yataktan kalkmaya çalışmak oluyor. Çünkü onu uyandırmak istemiyorum. Ama sonra bir bakıyorum ki o orada yok.”
Koronavirüs sebebiyle eşlerini kaybeden daha genç yaştaki kadınlar için ise küçük yaştaki çocuklarını tek başlarına büyütmek zorunda kalmak, salgının en zorlayıcı taraflarından biri oldu. Diana Ordonez, eşi öldükten sonra arkadaşlarına, ailesine ve bağlı olduğu kiliseye daha yakın olabilmek için evini satmak ve taşınmak zorunda kalmış. Ordonez, eşi Juan’ı “ruhumun diğer yarısı” olarak tanımlarken, beş yaşındaki kızları Mia’ya iyi bir örnek olabilme arzusuyla hayatına devam ettiğini söylüyor. Ordonez yaşadığı bu deneyim hakkında, “Çocuğunuza örnek olmalısınız. Mutlu olmalarını istiyorsanız, onlara nasıl davranacaklarını göstereceksiniz” diyerek bu işin çok yorucu olduğunun altını çiziyor.
Bazıları ise ABD Başkanı Donald Trump’a ve toplumun duyarsızlığına karşı öfkeli. Eşi Bryan’ın büyük olasılıkla bir iş gezisinde virüse yakalandığını ve hayatını kaybettiğini anlatan Mara Vaughan, Trump’ın koronavirüs krizini küçümsediğini hatırlatıyor. Toplumda birçok kişinin hâlâ maske takmadığını, güvenlik ve sosyal mesafe kurallarını uygulamaktan kaçındığını söyleyen Vaughan, “Salgını ve salgında birini kaybettiğinizi hayal edin ve sonra hayatınıza tek başına devam etmeye çalışın” diyerek toplumsal bilincin önemini vurguluyor.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Kaynak: NY Times