Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 124. haftasında, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklama yaptı. 823. haftanın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Açıklamada, “2021 yılı herkes için hukukun ve adaletin yılı olsun” temennisinde bulunan Ocak, kayıplara ve adalete ulaşmakta kararlı olduklarını dile getirdi.
2020 yılının ağır insan hakları ihlalleri, hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve koronavirüs salgının gölgesinde geçtiğini belirten Ocak, Türkiye’nin özgürlüklerin en çok gerilediği ülkelerden biri olduğunun altını çizdi:
“Türkiye, Dünya Özgürlükler Endeksi’nde 100 üzerinden 32 puanla ‘özgür olmayan ülkeler’ kategorisinde değerlendirildi ve dünyada son 10 yılda özgürlüklerin en çok gerilediği üç ülkeden biri oldu. Artık Türkiye’de insanlar, vatandaşlığın getirdiği hukuksal ve siyasal statülerini, anayasal güvenceye bağlanmış temel hak ve özgürlüklerini kaybetmiş durumdalar. Haklar ve özgürlüklerle ilgili tüm talepler iktidar tarafından terörle ilişkilendirilerek cezalandırma gerekçesine dönüşüyor.“
823 haftadır Cumartesi Anneleri olarak sürdürdükleri hakikat ve adalet taleplerinin 2020 yılında da devleti yönetenler nezdinde karşılık bulmadığını söyleyen Ocak, “Aksine kayıplar gerçeğini ifade etmek ve kamuoyu oluşturmak için toplanma hakkımızı kullandığımız iletişim mekânımız Galatasaray, bize yasaklı olmaya devam etti. Bununla da kalmayıp Galatasaray’da ifade ve toplanma özgürlüğümüzü kullandığımız için hakkımızda dava açıldı. Oysa ifade ve toplanma özgürlüğünün kullanılabilmesi için kamusal mekânların herkese açık olması, asgari bir zorunluluktur. Kamusal alanların topluma kapatılması demokrasinin, ifade ve toplanma hakkının inkârıdır” dedi.
Türkiye’nin karanlık bir dönemden geçtiğini ancak umutsuzluğa yer olmadığını belirten Ocak şunları ekledi: “Biz insan olmakta ısrar ettiğimiz sürece umut hep var olacak. Yok etmeyi hedefleyen zulme karşı küllerimizden bir kez daha doğma kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. İyiliğe, umuda, hakikate ve adalete dair duyulması, bilinmesi gerekenleri söylemeye devam edeceğiz.”