Anayasa Mahkemesi (AYM), 2013 yılında Taksim’de yapılan bir basın açıklaması ve yürüyüş sırasında polis tarafından darp edilen mühendis Bülent Barmaksız’ın başvurusunda, eziyet yasağının maddi ve usule ilişkin boyutlarının ihlal edildiğine karar vererek, Barmaksız’a 65 bin lira tazminat ödenmesine hükmetti.
İstanbul’da bir tekstil firması bünyesinde çalışan işçiler, işten çıkarılmalarını protesto etmek amacıyla 4 Mayıs 2013 tarihinde Taksim Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi’nin önüne yürümek ve basın açıklaması yapmak istedi. Polisin eyleme müdahale ettiği sırada mühendis Bülent Barmaksız yaralandı. Barmaksız olaydan altı gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusuna bulundu.
Dört yıl sonra “Kovuşturmaya gerek yok” kararı verildi
Başsavcılık önce dört kadın polisi şüpheli olarak belirledi, daha sonra 2017 yılında şüpheliler hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi. Bunun üzerine Barmaksız 2018 yılında avukatı aracılığıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. “Bir gösteriye yapılan polis müdahalesi neticesinde yaralanma meydana gelmesi ve bu olaya ilişkin açılan ceza soruşturmasının etkili yürütülmemesi nedeniyle eziyet yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkin” başvuruda mahkeme kararını açkladı.
“Çok sayıda kayıt bulunmasına rağmen sadece MOBESE kaydı incelenmiş”
AYM kararının gerekçesinde, toplumsal bir olaya yapılan müdahale sırasında olay yerinde görüntü kaydı yapan çok sayıda kamu görevlisi veya sivil kişi ile işyeri güvenlik kamerası bulunması güçlü bir olasılık iken başsavcılığın sadece MOBESE kayıtlarıyla sınırlı bir inceleme yaptığı belirtildi. Görüntülere ilişkin bilirkişi raporunda gösteri alanında bulunan kişilerin maskeli olması nedeniyle şikâyetçilere ait dosyadaki fotoğraflarla görüntülerdeki kişilerin eşleştirilebilmesinin mümkün olmadığı belirtilmesine rağmen başvurucuya sözkonusu görüntüler izletilip yaralanmasına sebep olan eylemler ile eylemleri gerçekleştiren kolluk görevlilerini tespit etmesi imkânı sağlandığı belirtilen kararın gerekçelerinde şöyle denildi:
“Başsavcılık tarafından dört yılı aşkın süredir sorumluların tespitinin yapılamamış olduğu, yaklaşık son üç yıldır soruşturmanın daimi aramada beklediği, bu süre içinde olayın faillerinin tespitine ilişkin esaslı bir işlem yapılmadığı dikkate alındığında soruşturmada uzun zamandır ilerleme kaydedilmediği kanaatine varılmıştır. Eziyet boyutuna varan yaralamaya sebep olan kolluk görevlilerinin makul sayılamayacak bir süre içinde soruşturma makamları tarafından kimliklerinin dahi tespit edilememesi, buna mukabil soruşturmada daimi arama kararı verilmesi nedeniyle soruşturmanın özenli ve süratli yürütülmesi yükümlülüğünün yerine getirilmediği değerlendirilmiştir. Farklı tarihli olaylara ilişkin soruşturmaların -şikâyet tarihlerinin aynı olması dışında aralarında bir irtibat bulunmamasına rağmen- birlikte yürütülmesinin soruşturmadaki özensizliğe sebep olan faktörlerden biri olduğu da ayrıca vurgulanmalıdır. Dolayısıyla maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için gerekli delillerin toplanması ve değerlendirilmesi konusunda Başsavcılıkça yapılan soruşturmada anayasanın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan eziyet yasağı açısından gerekli özenin gösterilmediği anlaşılmıştır.”
AYM kararının gerekçelerinde, olayda kolluk görevlilerinin göstericilerin yürüyüşüne izin vermemesinin ve güç kullanarak gösteriyi dağıtmasının, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına müdahale olduğu görülmekle birlikte somut başvurudaki asıl meselenin kolluk görevlilerinin göstericileri dağıtırken uyguladığı gücün kötü muamele yasağını ihlal edip etmediğinin tespit edilmesi olduğu belirtildi. Soruşturma dosyasındaki birtakım eksikliklerin gösterinin seyrini ve müdahalelerin gerçekleşme koşullarını incelemeyi engellediği de görüldüğü belirtilen kararda şöyle devam edildi:
“Somut olayda ihlalin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı açıktır. Dolayısıyla eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için eziyet yasağının maddi ve usul boyutunun ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 65.000 TL ödenmesine karar verilmesi gerekir.”
AYM, anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan eziyet yasağının maddi ve usule ilişkin boyutlarının ihlal edildiğine, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma açılmasına ve Barmaksız’a 65 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.