Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da, ordunun pazar gecesi (31 Ocak) yönetime el koyarak 8 Kasım’daki seçimleri kazanan Aung San Suu Çii ve Ulusal Demokrasi Birliği (NLD) hükümetinin yetkililerini tutuklamasına yönelik tepkiler büyüyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Myanmar ordusunu ülkeye yaptırım uygulamakla tehdit ederken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Avrupa Birliği (AB) ile birlikte Hindistan ve Japonya da dahil olmak üzere çok sayıda ülke darbeye tepki gösterdi.
ABD Başkanı Joe Biden, Myanmar’da ordunun yönetime el koymasını demokratik geçişe ve hukukun üstünlüğüne yapılan bir saldırı olarak nitelendirerek, gelişmeleri takip ettiklerini belirtti. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki de “ABD, Myanmar’da son yapılan seçimlerin sonuçlarını değiştirmeye ve Myanmar’daki demokratik geçişe engel olma girişimlerinin karşısındadır. Bu yönde atılan adımlar geri döndürülmezse sorumlulara karşı harekete geçecektir” açıklamasında bulundu.
AB ülkelerinin yanı sıra Avustralya, Japonya ve Hindistan da Myanmar’daki darbeyi kınadıklarını açıkladı.
BMGK ise Myanmar’da yaşananları ele almak için salı günü (2 Şubat) toplanma kararı alırken Reuters’ta yer alan habere göre, diplomatların en önemli endişelerinden biri, ülkede uzun yıllardır kötü muameleye maruz bırakılan Rohingya Müslümanları ve diğer etnik azınlık grupların akıbeti.
BM sözcülerinden Stephane Dujarric, Myanmar’ın Arakan eyaletinde yaklaşık 600 bin Rohingya’nın kaldığını ve bunların 120 binin kamplarda yaşam mücadelesi verdiğini belirterek “Bu olayların onların durumunu daha da kötüleştirmesinden endişeliyiz” dedi.
Myanmar’ın Arakan eyaletinde 700 binden fazla Rohingya Müslümanı, 2017 yılındaki olaylar sebebiyle Bangladeş’e kaçmak zorunda kalmıştı.
Çin, Myanmar’daki darbe hakkında kınama mesajı yayımlamadı ancak ülkedeki tüm tarafların anayasaya saygı göstermesi çağrısında bulundu. Çin’in Xinhua haber ajansı da pazar gecesi gözaltına alınan çok sayıda hükümet yetkilisinin ve bölgesel sorumlunun salı günü itibariyle serbest bırakıldığını duyurdu. Tayland yönetimi ise Myanmar’da yaşananlarla ilgili yorum yapmayı reddetti.
Öte yandan NLD partisinin yürütme kurulu, tüm tutukluların “mümkün olan en kısa sürede” serbest bırakılmasını talep etti. Partinin üst düzey yetkilisi May Win Myint, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda orduyu seçim sonuçlarını kabul etmeye ve pazartesi günü (1 Şubat) toplanması planlanan ancak darbe nedeniyle toplanamayan yeni parlamentoya da izin verilmesi çağrısında bulundu.
Myanmar’da pazar gecesinden bu yana kesintilerin yaşandığı telefon ve internet hatları normal bir şekilde hizmet vermeye başlarken bankalar da tekrar açıldı.
Ne olmuştu?
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Myanmar ordusu 1962 yılında darbe yaparak iktidarı ele geçirdikten sonra, 1990 yılında yapılan seçimlerde Aung San Suu Çii’nin partisi ezici bir çoğunlukla seçimleri kazanmış ancak ordu seçim sonuçlarını kabul etmeyerek sivil bir hükümetin kurulmasını engellemişti.
2015 yılında yapılan seçimlerde de Çii’nin partisi NLD ve ordu tarafından desteklenen USDP işbirliği yapmış, sivil hükümet ve ordu arasındaki güç paylaşımına dayanan bir hükümet kurulmuştu.
Ülkede 8 Kasım Pazar günü yapılan ve 90’dan fazla partinin katıldığı seçimlerde, 75 yaşındaki Myanmar Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii’nin liderliğindeki Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi (NLD), ordu tarafından desteklenen Dayanışma ve Kalkınma Birliği Partisi’nin (USDP) önünde seçimleri kazanmıştı. USDP, NLD’nin oy sayımı devam ederken seçimleri kazandığını açıkladığını öne sürerek, sonuçlara itiraz etmişti.
Son olarak geçen pazar günü ordu, yönetime el koyarak ülkede bir yıl için olağanüstü hal ilan etmiş ve aralarında ülkenin lideri Aung San Suu Çii’nin de bulunduğu çok sayıda hükümet yetkilisini tutuklamıştı.
