Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Boğaziçi Üniversitesi’nden “Salgının aile yaşantısına yansımaları” raporu: “Belirsizliklerle başa çıkabilen ebeveynler, koronavirüs kısıtlamaları sırasında duygu durumunu koruyabildi”

Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Mine Göl Güven ve ekibinin yürüttüğü, koronavirüs salgını ve karantina sürecinin çocuklu ailelerin yaşamlarına yansımalarını ortaya koyan araştırmanın üçüncü raporu yayımlandı. Evlerde izole olunan 15 Mart – 1 Haziran döneminin bitiminde 323 ebeveynden toplanan veriler analiz edildi. Raporda koronavirüs öncesi ve karantina dönemine yönelik ebeveyn ve çocukların duygu durumları, eş ve çocuklarla ilişkiler, ebeveynlerin ve çocukların birlikte geçirdikleri zaman ve eğitime yönelik görüşleri, sosyalleşme yöntemleri ve salgın öncesi ve sonrasında çocukların uyku, beslenme, egzersiz ve ekran kullanımı gibi günlük yaşantılarındaki farklılıklara yönelik bulgular paylaşıldı.

 Raporun ayrıntıları şöyle:

Araştırmaya göre belirsizliklere karşı dirençli olma becerisi ebeveynlerin koronavirüs salgını sürecinde duygu durumlarını düzenleyebilmeleri ile ilişkili. 

Kendini iyi hissedenler koronavirüs kısıtlamaları sırasında da genelde iyi hissetmeye devam etti. Genelde endişeli ve korkulu ruh haline sahip çocukların, karantina dönemi duygu ve davranışlarında da ebeveynleri tarafından benzer durumda oldukları gözlendi.

Araştırmada ebeveynlerden genel anlamda duygusal durumlarına yönelik kendilerini değerlendirmeleri istendi. Ebeveynler, benzer bir değerlendirmeyi koronavirüs sürecine yönelik de yaptı. Bulgular, duygu durumlarını olumlu değerlendiren katılımcıların koronavirüs ile ilgili duygularını düzenlemede de sıkıntı yaşamadıklarını gösterdi. Raporda, çocuklarını genel anlamda korkulu ve endişeli olarak tanımlayan ebeveynler, çocuklarının kısıtlamalar sırasında duygu ve davranışlarına yönelik olumsuz değerlendirme yaptı. Karantina döneminde kendi duygusal durumlarını olumsuz olarak değerlendiren ebeveynler, çocuklarının da duygu ve davranışlarının sorunlu olduğunu belirtti:

“Covid-19 Aile Araştırması’na, Türkiye’nin 39 farklı ilinden 4 – 12 yaşları arası çocuğu olan 323 ebeveyn çevrimiçi anket sorularını yanıtlayarak katılım gösterdi. Cinsiyet dağılımına bakıldığında katılımcıların yüzde 90’ını kadınların oluşturduğu görüldü. Araştırmaya katılan ebeveynler yüzde 84’ü üniversite veya üzeri eğitime ve yüzde 71’i asgari ücretin üzerinde bir gelire sahip olduklarını belirtti.”

“Koronavirüs kısıtlamaları sırasında ilişkinin niteliği mutlu etti”

Araştırma katılanlardan edinilen sonuca göre eş ile olan ilişkinin niteliği, eş ile yaşanan mutluluğu getirdi, çocukla yaşanan ilişkinin niteliği de çocukla mutluluğu sağladı. Bunun yanı sıra ilişkiler arasında da benzer bir bağ görüldü. Katılımcıların eş ve çocukları ile olan ilişkilerindeki memnuniyet, bu ilişkilerindeki mutluluklarını ifade etmeleriyle sonuçlandı. Örneğin eş ile yaşanan mutluluğun çocukla yaşanan ilişkinin niteliğini belirlediği görüldü. 

Karantina sürecinde çocukla geçirdikleri zamanın nitelikli olduğunu düşünen ebeveynler, çocuklarının duygu ve davranışlarını da olumlu olarak değerlendirdi.

Araştırmaya katılan ebeveynler, çocuklarıyla nitelikli zaman geçirdiğini ve eğitime yönelik etkinlikler yaptıklarını söyledi, çocukların bu süreçte olumlu duygu ve davranış özelliklerini daha çok öne çıkardı. Karantinada duygu durumunu koruyan ebeveynler de zaman ve eğitim süreçlerini olumlu yönde değerlendirdi. 

Rapora göre belirsizliklere karşı güçlü olan ebeveynler, karantina döneminde nitelikli zaman ve eğitim süreçlerini daha iyi yönetti. Genel anlamda korkulu ve endişeli olarak tanımlanan çocuklar, karantina sırasında ebeveynle geçirilen zaman ve eğitim sürecini de olumsuz yaşadı.

Gelir düzeyi kimlerle ve nasıl görüşüldüğü üzerinde etkili oldu mu?

Araştırmaya katılanlardan edinilen bilgiye göre gelir düzeyi arttıkça ebeveynlerin sosyalleşmek için WhatsApp grupları, sosyal medya kullanımı, tekli görüşme ve çoklu görüşme gibi sosyal platformları daha fazla kullandıkları saptandı. Çocukların ise kimlerle görüştükleri ile gelir düzeyi arasında bir ilişki belirlenemedi.

Çocuklar kimlerle nasıl sosyalleşti?

Çocukların yaşları arttıkça arkadaşlarla ve öğretmenlerle görüşmenin daha sık olduğu bulgusuna ulaşıldı. Çocukların yaşları arttıkça arkadaşlarıyla çevrimiçi sosyalleşmesinin azaldığı görüldü. Çarpıcı bir bulgu ise yaşla birlikte çevrimiçi oyun platformları kullanımında artış, ebeveynle oyun oynanmasında ve arkadaşlarla çevrimiçi sosyalleşmede azalma oldu. 

Kız ve oğlan çocukları arasındaki fark oldu mu?

Kız çocukları oğlan çocuklarına kıyasla daha çok akrabalarla çevrimiçi sosyalleşti, telefonda konuştu, kendi başına bir şeyler öğrendi ve ev işleri yaptı. Oğlan çocukları kız çocuklarına kıyasla daha çok çevrimiçi oyun platformlarında ve ekran başında eğitim dışı etkinliklerde bulundu.

Alışkanlıklar ve gelir düzeyi arasındaki ilişkiler incelendiğinde, daha düşük gelire sahip olan ebeveynlerin çocuklarının uyku, beslenme ve egzersiz düzenlerinde rutine göre sapmalar olduğu belirlendi. Bunlar sırasıyla şöyle:

  • Daha geç yatıp daha geç kalkma
  • Gün içindeki öğün miktarlarında artış 
  • Arada sırada, akla geldikçe egzersiz yapma

Ailenin gelir düzeyi arttıkça çocukların daha düzenli egzersiz yaptığı fark edildi.

Çocukların koronavirüs kısıtlamaları sürecindeki ekran kullanımının, ebeveynlerin gelir düzeyi ile ilişkili olmadığı saptandı. Raporda katılımcıların gelir düzeyi arttıkça uyku düzeni, gelirdeki değişim, fiziksel sağlık ve psikolojik sağlık alanlarında kendilerini iyiye doğru değerlendirdikleri gözlemlendi. Egzersiz, çalışma düzenleri, yeme – içme alışkanlıkları ve boş zaman aktiviteleri ile gelir arasında bir ilişki bulunmadı. Çocuklarda ise beslenme ve egzersizle yaş arasında bir ilişki bulunamazken, yaşla birlikte uyku düzeninde sıkıntılar ebeveynler tarafından daha çok dile getirildi.

Araştırmanın tüm raporlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.