Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TEMA Başkanı Deniz Ataç Orman Haftası’nı kutladı: “Ormanlar salgın hastalık riskini azaltıyor”

Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, 21-26 Mart Orman Haftası vesilesiyle açıklama yaptı. Ataç, doğanın salgın döneminde unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, koronavirüs salgınının, insanın gezegenle ilişkisinin önemini ortaya koyduğunu vurguladı. Ataç, ormanların korunmasının ve tahrip edilen alanların yeniden ağaçlandırılmasının gelecekteki salgın risklerini azaltacağını belirtti.

Suyun önemine de değinen Ataç, orman ve su ilişkisini şöyle açıkladı: “Dünya karasal alanının yüzde 30’unu oluşturan ormanlar akarsu akışlarının yüzde 60’ını sağlıyor. Bu da içme sularımızın büyük bölümü ormanlardan geliyor demek. Ormanların tahrip edilmesi bölgeyi daha kurak hale getirirken, suyla taşınan organik madde ve toprak nedeniyle suyun kalitesi bozuluyor.”

Orman tahribatı salgın riskini artırıyor

Deniz Ataç, ormanlara yakın yaşayan insanların, uzakta yaşayanlara kıyasla daha uzun ömürlü olduklarına ilişkin araştırmalar olduğuna değindi.

Ataç, “Ormanda vakit geçirmenin, tansiyon ve kalp atışlarını düzenlediğine, kas gerginliğini, insan tenindeki elektrik yükünü ve stresi azalttığına, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğine, kansere karşı mücadele eden hücre sayılarını artırdığına dair bulgular var” dedi.

Salgın hastalıkların yaklaşık yüzde 50’sinin başta orman tahribatı olmak üzere arazi örtüsü değişiminden kaynaklandığını belirten Ataç, “Geçmiş yıllara göre dünyada orman tahribatı azalmakla birlikte ne yazık ki hala alarm seviyesinde yüksek. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre son beş yılda dakikada yaklaşık 20 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip ediliyor” diye konuştu.

Ataç, insanların maruz kaldıkları salgın hastalıkların yüzde 75’inin hayvanlardan insanlara geçtiğini ve 1940 yılından itibaren salgın hastalıklarda artış olduğunu belirtti.

Son 20 yılda insanlığın SARS, H1N1 (domuz gribi), Zika virüsü, kuş gribi, MERS, Ebola gibi çok sayıda salgına neden olan yeni virüsle karşılaştığını hatırlatan Deniz Ataç, orman tahribatı olan alanlarda bulunan insanların sivrisinek ısırığına maruz kalma oranının tahrip edilmeyen alanlarda yaşayan insanlardan 278 kat fazla olduğunun belirlendiğini ifade etti.

“Türkiye, su stresi çeken bir ülke”

Ülkelerin yeterli suya sahip olup olmadığının değerlendirilmesinde kullanılan Falkenmark Göstergesi’ne değinen Ataç, şunları söyledi: “Bu göstergeye göre, yıllık kişi başına yararlanılabilir su miktarı 1.700 metreküpten fazla olanlar su stresi olmayan, 1.000-1.700 metreküp arasında olanlar su stresi çeken, 500-1.000 metreküp arasında olanlar su kıtlığı olan, 500 metreküpten az olan ülkeler ise kesin su kıtlığı çeken ülkeler sınıfında yer almaktadır. Türkiye, 2020 yılı kişi başına düşen 1.350 metreküp oranla su stresi çeken ülke konumundadır. Ancak su havzaları arasında, mevcut nüfus ve yararlanılabilir su miktarı bakımlarından büyük farklılıklar vardır. Örneğin nüfusun en yoğun olduğu Marmara Havzası, kişi başına düşen su miktarının 1.000 metreküpün altında olması sebebiyle su kıtlığı görülen bir havzadır. Suyun miktarı kadar kimyasal ve ekolojik durumu da önemli bir konudur. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan 8 Nehir Havza Yönetim Planı’na göre bu havzalarda izleme yapılan bine yakın yeraltı ve yerüstü sularının yüzde 83’ünde su varlıklarının kimyasal, ekolojik ve miktar açısından iyi durumda olmadığı görülmektedir.”

TEMA Vakfı’nın hazırladığı Su Kanunu Tasarısı’ndan da bahseden Ataç, “Hazırlanan Su Kanunu Tasarısı ile yaşamın sürdürülebilmesinin temelini oluşturan su varlığının havza yaklaşımı çerçevesinde, toplumun yeterli miktarda ve uygun kalitede suya erişim hakkı ile ekosistemin su hakkını sağlayacak, ekonomik ihtiyaçlarla ulusal güvenlik gereksinimlerini karşılayabilecek şekilde yönetilmesi amaçlanmaktadır. Bunun gerçekleşmesi için tasarıda belirlenen ilkelerle çizilen çerçeve kapsamında su varlığının daha verimli kullanımı sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.