Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2020’nin şimdiye kadar kaydedilen en sıcak üç yıldan biri olduğunu ortaya koyan bir rapor açıkladı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 2020’nin sanayi öncesi döneme göre 1,2 santigrat derece daha sıcak olduğunu belirterek, “Uçurumun eşiğindeyiz” uyarısı yaptı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Medyascope yayınında örgütün raporunu değerlendirdi. Zeynep Timurlenk Pozut’un sorularını yanıtlayan Türkeş, “Geçmişte binlerce yılda oluşamamış bir sıcaklık artışını 200 yılda gerçekleştirdik. İklim değişikliği giderek geri dönülemez bir noktaya geliyor“ dedi.
WMO’nun 2020 Küresel İklim Raporu‘na göre, koronavirüs salgınının neden olduğu ekonomik yavaşlama dahi iklim değişikliğini ve etkilerini frenleyemedi. 2020 şimdiye kadar kaydedilen en sıcak üç yıldan biri olurken, kasırga, sıcak hava dalgaları, sel ve orman yangınları gibi aşırı hava olayları da dünya genelinde en yüksek seviyelere ulaştı. 2015’ten bu yana geçen altı yıl ise en sıcak yıllar olarak kayda geçti.
BM Genel Sekreteri Guterres: “Uçurumun eşiğindeyiz”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, raporun açıklanmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, 2020’nin sanayi öncesi döneme göre 1,2 santigrat derece daha sıcak olduğunu belirterek, “Uçurumun eşiğindeyiz” uyarısını yaptı. Küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derecede tutulması ve karbon salımının 2050’ye kadar sıfıra indirilebilmesi için hükümetlere “iddialı planlar” sunmaları çağrısı yapan Guterres, “İklim kriziyle mücadelede bu yıl, eylem yılı olmalı” dedi.
Paris İklim Anlaşması hedeflerinin karşılanması için zamanın hızla tükendiğine dikkat çeken Guterres, iklim değişikliğinin gıda güvenliğini de tehlikeye attığını söyledi. Ayrıca Guterres, iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil ekonomiye geçişin 25 milyon kişilik istihdam yaratacağını belirtti.
Prof. Dr. Murat Türkeş: “Geçmişte binlerce yılda oluşamamış bir sıcaklık artışını 200 yılda gerçekleştirdik”
Sıcaklığın çok hızlı bir şekilde arttığına vurgu yapan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, şu bilgileri paylaştı:
“Sanayi Devrimi’nden günümüze sıcaklıkların arttığını biliyoruz ama 1979-1980’den beri çok önemli bir gelişme var sıcaklıklardaki artış çok hızlı. Hemen her yıl bir önceki yıla göre rekor kırıldı. 2020 de bu rekorlara dahil oldu ve en sıcak üç yıldan biri oldu. İnsan kaynaklı küresel ısınma değeri Sanayi Devrimi öncesi ile karşılaştırdığımızda 1,2 santigrat derece arttı. Bu çok önemli çünkü çok kısa bir sürede geçmişte binlerce yılda oluşamamış bir sıcaklık artışını biz tamamını alıp söylersek 200 yılda gerçekleştirmiş olduk. Bu çok hızlı bir artış. 2020 Nisan ayında küresel ölçekte enerji ilişkili sera gazı salınımında yüzde 8’lik bir azalma olmuştu ve umut doğmuştu. Ama pandemiye rağmen bu azalma devam etmedi. Dünya atmosferdeki insan kaynaklı sera gazı salınımlarından kaynaklanan karbondioksit ve metan rekoru kırıldı, La Nina Soğuk Yılı’na rağmen. La Nina dediğimiz Güney Yarımküre’de etkili olan bir çeşit okyanus atmosfer olayına rağmen sera gazı salınımlarında da düşüş olmayınca bu rekor sıcaklık oluştu.”
“Kuzey Kutup Dairesi’nde deniz buzu seviyesi, tarihinin en düşük ikinci seviyesinde”
WMO’nun 2020 Küresel İklim Raporu’na göre, Eylül 2020’de Kuzey Kutup Dairesi’nde (Arktik) deniz buzu seviyesi, tarihinin en düşük ikinci seviyesine geriledi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Atlantik Okyanusu’nda geçen sene meydana gelen 30 fırtına en az 400 kişinin ölümüne ve 41 milyar dolar zarara neden olurken aşırı sıcak hava dalgaları, şiddetli kuraklıklar ve orman yangınları da milyarlarca dolar ekonomik kayba ve birçok ölüme yol açtı. 2020’in ilk yarısında ise büyük ölçüde hidrometeorolojik tehlikeler ve afetler nedeniyle yaklaşık 9,8 milyon kişi yerinden oldu.
“İklim değişikliği giderek geri dönülemez bir noktaya geliyor”
Prof. Dr. Murat Türkeş, okyanusların sistemin sürekliliği ve biyosferin yaşanabilirliği açısından çok önemli olduğuna dikkat çekerek “Okyanuslardaki ısı artışı sürüyor, insan kaynaklı oluşan ek ısınmanın yaklaşık yüzde 90’ı okyanuslarda tutuluyor. Okyanuslar bir yandan aşırı derecede ısınıyor, bir yandan da atmosferde birikimleri artan karbondioksitin etkisiyle okyanuslarda asitleşme gerçekleşiyor. Okyanusların ısınması, yüzey sıcaklıklarının artması ve okyanuslarda karbon tutma kapasitesinin zayıflamasıyla iklim değişikliği giderek geri dönülemez bir noktaya geliyor” dedi.
“Bugüne kadar yaptıklarımızın hepsi yanlış”
Prof. Dr. Türkeş, bu noktadan sonra alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
“Kalkınma modelimiz yanlış, tarım yanlış, ormancılık yanlış… Biz bütün bu önemli sektörlerde iklim değişikliğini dikkate almak zorundayız. İklim değişikliğiyle mücadelede tarım, orman, sanayi, enerji, ulaştırma, konut, gıda, bütün bu sektörlerde iklim değişikliğine neden olan sera gazı salınımlarını azaltacak ciddi ve uzun soluklu politikaları hayata geçirmek zorundayız. 2030 yılına kadar çok hızlı bir şekilde küresel ölçekte sera gazı salınımını en az yüzde 45 oranında, 2050 yılında ise yüzde 100 azaltmak zorundayız. Karbon ayak izini tüm yaşam alanlarında azaltmalıyız. Biz bireylere de küçük de olsa sorumluluklar düşüyor. Enerji, madde ve su tasarrufu yapmalı, karbon ayak izimizi azaltmalı, sera gazı salınımına katkı sağlayan lüks tüketim davranış biçimlerinden uzaklaşmalı, en iyi elektrik tasarrufu yapan beyaz eşyaları, ampulleri kullanmalı, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeli, günde üç öğün hazır gıda yememeliyiz, ulaştırma tercihlerimizi değiştirmeliyiz, az işlenmiş hatta ham gıda satın almalıyız. Bu yaşam tarzı dünyada benimsenebilirse zamanla sera gazı salınımını azaltabiliriz.”
