“Hiç bitmeyen konumuz ‘yeni anayasa’. Milliyetçi Hareket Partisi’nden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’nin de taslağı hazır gibi. İçeriklerini henüz bilmiyoruz. Tek bildiğimiz bugünkü ‘başkancı rejim’i tahkim etmeyi amaçladıkları. Bu arada gündemi belirleyen bir diğer konu Sedat Peker’in açıklamalarıyla yeniden su yüzüne çıkan devlet-mafya (veya suç örgütleri) arasındaki ilişki. Bu ilişki yeni değil, çok daha eskilere uzanıyor ve aslında devletin hukuk dışında kalan bir faaliyet alanına sahip olduğunu bize hatırlatıyor. Yeni anayasa arayışlarının temel hedefi aslında, adı ister ‘cumhurbaşkanlığı’ ister ‘parlamenter’ olsun, belirli bir sistemi inşa etmek veya güçlendirmek olmamalı. Yeni anayasa, ancak toplumsal farklılıklara saygılı olursa, devletin hukuk dışına çıkan yönünü mümkün olduğu kadar yok edecek bir temel kuruluş işlevi görebilir. Türkiye, bugüne kadar hukukun dışına çıkan devlet unsurlarını himaye eden veya aklayan bir çizgi izledi. Bu çizginin terk edilmesi, devletin, toplumsal farklılıkları yok sayan değil bu farklılıkları siyasi birliğin kurucu unsurları olarak gören yeni bir anayasa ile yeniden inşa edilmesi yoluyla mümkün olabilir. İktidarın ve muhalefetin yeni anayasa arayışlarında bu boyutun yokluğu özellikle dikkat çekici büyük bir eksikliktir.”
Prof. Dr. Levent Köker, Hukuk ve Demokrasi’de yorumluyor…