Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kobani davasında aralarında Ayhan Bilgen’in bulunduğu dört sanık tahliye edildi

Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobani davasında, eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ile birlikte dört kişi, yurtdışına çıkış yasağı tedbiri ile tahliye edildi. Duruşmaya yarın devam edilecek.

“2011’de atılan tweet ile 2014’te yaşanan olaylar arasındaa nasıl bağ kurdunuz?”

6-8 Ekim 2014’te yaşanan ve kamuoyunda “Kobani olayları” olarak da bilinen olaylara ilişkin davanın üçüncü duruşmasının ikinci oturumu bugün Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. HDP’nin RTÜK Üyesi Ali Ürküt’ün sorgusu ile başlanan oturumda, Ürküt, koronavirüs salgınından dolayı avukatları ile görüşemediğini söyleyerek ek süre talep etti. Avukat Cihan Aydın, mahkeme heyetine, “2011’de atılan tweetlerle 2014’te yaşanan olaylar arasında nasıl bir illiyet bağı kurdunuz? 2900 müşteki koymuşlar önümüze. Aynı tarihler arasında yakılan yıkılan binlerce HDP binasına ilişkin bir tespitiniz ya da girişiminiz var mı? Hayır yok” dedi.

Avukattan mahkeme heyetine: “Burası sınıf değil, siz öğretmen değilsiniz”

Avukat Sezin Uçar, mahkeme heyetinin avukatları savunma konusunda uyarması üzerine heyete şöyle seslendi: “Burası bir sınıf değil, siz de öğretmen değilsiniz. Savunma makamı olarak yargılamaya etkin olarak katılma hakkımızı kullanmak istiyoruz. Sizden söz istediğimizde, verilmesi gerekiyor. Dün avukat arkadaşımıza ‘Mikrofonu kapatırım’ dediniz. O arkadaşımız AİHM kararını okuyordu. AİHM kararını tanımayan ender yargıçlardan birisiniz. Bizim tarafımızca reddedilen bir hâkimsiniz.” Mahkeme başkanı ise iddianamedeki sıralamaya göre sorguyu sürdürmek istediğini söyledi.

Sanıklardan Bülent Parmaksız söz alarak, savunma yapmayacağını ama birkaç söz söyleyeceğini belirtti. Parmaksız bugünün 15 Haziran 1970’teki işçi eylemlerinin yıldönümü olduğunu hatırlattı ve “örgütlenmenin bir hak olduğunu, bu direnişin insanlık için büyük bir kazanım olduğunu” söyledi. Sanıklardan Alp Altınörs ise, söz hakkını kullanmak istediğini, mahkemenin buna engel olmamasını istediğini belirterek, “Daha ayağa kalkmadan neden savunmama engel oluyorsunuz?” deyince mahkeme başkanı, “Söz hakkını kesmiyoruz. Sırayla veriyorum” dedi.

Avukatlar,  “Müvekillerimize her söz vermenizin ardından bize de söz vermek zorundasınız” deyince mahkeme başkanı, “Avukatları dinlemiyorum” diyerek sorgulamaya devam etti.

“Burada Murat Karayılan ile eş pozisyondaymışım gibi yargılanıyorum”

Sanıklardan Can Memiş, savunmasında soruşturmanın 2014’te açıldığını, ifadelerin 2015’te alınmaya başlandığını, kendisinin 2017’de ifadeye çağrıldığını belirterek şunları söyledi: “Bu davada Murat Karayılan ile eş pozisyondaymışım gibi tutularak yargılanıyorum. Gizli tanıkların 2019’da verdiği ifadenin ardından dokuz ay beklendi. Gözaltına alınmadan dört gün önce bakan yardımcılarının katıldığı etkinliğe katılıyorum ama gözaltına alınmama sebep olan iddianamede suçlandığım konulara bak. O zaman neden beklediler? Eskişehir’de Emek ve Demokrasi güçleri oturma eylemi yapmış ve savcı bunu delil olarak iddianameye koymuş. Oturma eyleminde ne gibi suç unsuru vardır?” dedi. Avukat Fikret İlkiz ise CMK hükümlerine göre yapılması gerekenlerin dışında başka taleplerinin olmadığını ifade ederek şöyle dedi: “Can Memiş’e ‘MYK dışında başkaca bir göreviniz var mı?’ diye sordunuz. Halbuki mahkeme heyeti olarak bu dosyayı çok iyi bildiğinizi söylediniz. Bu soruyu yanlışlıkla bile olsa soramazsınız.  Kişi temel hak ve özgürlerini korumaktan kaynaklanan temel yükümlülükleri yerine getiren bir iddianame yok. Tam aksine, hemen yetişmesi gerektiğine siyaseten inandıkları için böyle bir iddianame hazırlandı. Bağırıp çağırarak, ‘Avukatları dinlemiyoruz’ diyerek müvekkilimi kargaşa içinde sorgulamaya zorladınız. Usule ilişkin talepleri dinleyecektiniz ama sonra ‘Savunmaları alacağız’ dediniz. Biz hakikatlerin ortaya çıkması için savunma olarak her aşamada varız. Bizim anlamadığımız sorular sordunuz dünkü celsede. Diyorsunuz ki, ‘İstediğiniz rejim nedir, tweetlerin ölüme neden olabileceğini düşündünüz mü?’ Yani düşüncesinizi soruyorsunuz. Düşündüklerini soramazsınız! Zaten iddianame üzerinden düşündükleri yargılanıyor.”

Oturuma aradan sonra devam edildi. Sanıklardan Berfin Özgü Köse savunmasında, iddianamede şahsına yönelik hiçbir itham bulunmadığını, hakkındaki iddianamede delil olmamasının sebebinin, delil oluşturacak bir şey olmamasından kaynaklandığını söyledi. Köse, sözlerine şöyle devam etti: “Ben siyaset yapma hakkımı kullandım. Kadınlar, çocuklar katledilirken buna duyarsız kalamazdım. Atılan tweetlerin şiddet çağrısı olmadığı AİHM kararında da ortaya konulmuştur. İddianameye delil olarak konulan ANF haberi aleyhte mi konuldu lehte mi? Çünkü habere bakınca şiddet çağrısı içermediği gayet açık. Bunu açıklamanız gerekiyor.”

Avukat Nuray Özdoğan, sekiz aylık tutukluluğun somut gerekçesi olması gerektiğini, ama bu gerekçelerin oluşmadığını söyledi. “Yargı mensubu eliyle delil yaratılarak oluşturulmuş bir dosya ile karşı karşıya olduklarını” söyleyen Özdoğan, “Bu dehşet verici bir durumdur. İsnat ettiğiniz suçlar tutuklu yargılamayı gerektirmiyor, müebbet hapis talep ediyorsunuz! Burada adil bir yargılama süreci görmüyoruz” dedi.

Sanıklardan Cihan Erdal da kendisine destek verenlere teşekkür etti: “Söz konusu olan hissetmek değil, beraber hissetmektir. Etrafımızda iyilik çemberi oluşturan, başkasının üzerine titreyen herkese iyi ki varsınız demek istiyorum. 19 Eylül 2014’te Demirtaş’ın HDP sitesinde yayınlanmış bir açıklamasını Facebook’ta paylaşmışım. Haberin içeriğinde de suç teşkil edecek bir şey yok. Bu nasıl benim 37 kez müebbetle yargılanmama neden oluyor? Genç, Yeşil Sol Parti’den gelen bir insan, bir LGBTİ aktivisti olarak HDP MYK’sında yer aldım. HDP’nin ‘Türkiyelileşme’ aksına katkıda bulunmaya çalıştım. İnanıyorum ki birbirini önyargısız dinleyen yurttaşlar, ülkenin kaderini yok sayılanlar lehine değiştirebilir. O dönemin MYK’sını şöyle tarif edebilirim: Bir liberalle bir sosyalistin, bir muhafazakârla bir LGBTİ’nin aynı masada durduğu, temsil ettiği bir birliktelikten bahsediyorum. Aralarında menfaat olmayan bir MYK. Ben de orada kendi kimliğimle yer aldım. HDP MYK toplantısına biri dışarıdan gelecek, girecek, kimse ‘Hayrola kardeşim?’ demeyecek! Bu ancak vasat bir dizi senaryosu olur. Katıldığım toplantılardaki gözlem, bunu söylememi zorunlu kılıyor.”

Cihan Erdal, 6-8 Ekim’den 14 ay sonra emniyetten arandığını ve ertesi gün gidip ifadesini verdiğini, altı yıl sonra bir baskınla evden gözaltına alındığını da belirterek, “Yeni bir delil, makul şüphe olarak değerlendirilebilecek hiçbir şey yoktu” diye konuştu.

“Birbirinizin yüzüne bakabilmek için AİHM kararlarını uygulayın”

Avukat Arif Ali Cangı, “IŞİD gibi barbar bir örgütün saldırıları sırasında bütün dünyanın ayağa kalktığını, 1 Kasım’ın Dünya Kobanî günü ilan edildiğini” hatırlatarak, mahkeme heyetine “Avrupa Komitesi 22 Haziran’da toplanacak ve AİHM kararı uygulanmadığı için tedbirler alınacak. ‘Biz yapmadık onlar yaptı’ diyecek bir haliniz olmayacak. Hukukun geleceği açısından, birbirinizin yüzüne bakacak halinizin kalması için AİHM kararını uygulayın” diye seslendi.

“Siyaset mahkeme salonuna girerse adalet oradan çıkar”

Avukat Levent Pişkin, söz konusu davada bir iddianamenin olmadığını, bir polis fezlekesi olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Fezleke iddianameye dönmüş, polis savcıya talimat verir hale gelmiş. Sizin burada yargıladığınız HDP’nin çokluğudur. Türkiye’deki tek tipleşmeye hizmet eden bir yargılamadır bu. Siyaset mahkeme salonuna girerse adalet oradan çıkar. Adalet oradan çıkmasın diye mücadele ediyoruz. Müvekkilim Cihan Erdal’ın üç paylaşımı 2019 tarihine ait. Kuantum fiziği dahi bunu açıklamakta zorlanacak. Bu paylaşımların 2014’te meydana gelen olaylara nasıl etkisi olduğu anlaşılmamaktadır.”

Bugünkü oturumun ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal’ın yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartı ile tahliyesine karar verdi. Duruşmaya yarın sabah devam edilecek.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.