Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden uzun yıllardır birbirilerini tanıyan iki siyasetçi. 14 Haziran’da, Brüksel’de NATO zirvesinde yapılan toplantı iki liderin, Biden’ın ABD başkanlık koltuğuna oturduktan sonraki ilk yüz yüze görüşmeleri olarak tarihe geçti. Liderlerin buluşmasında gündem, Türkiye’nin S-400 savunma sistemlerini alması ve ardından F-35 programından çıkarılması ve takip eden yaptırımlar ile Suriye’deki durumdu. Ancak Türkiye’yi özellikle ilgilendiren ve önümüzdeki döneme damgasını vuracak konu ise Afganistan olacak gibi gözüküyor. Medyascope’tan Zeynel Yıldırım, Türkiye’nin daha etkin askeri ve siyasi rol oynamak istediği, giderek daha tehlikeli hale gelen Afganistan’daki son durumu araştırdı.
Afganistan’ın geleceği
2020 Şubat’ında ABD ve Taliban arasında imzalanan anlaşmaya göre yabancı kuvvetler, Afganistan’ı 1 Mayıs 2021 tarihine kadar terk etmiş olacaklardı. Fakat Biden yönetimi işbaşına geldikten sonra bu kararı bir müddet öteledi ve 11 Eylül 2021’i son kuvvetin çekileceği yeni tarih olarak belirledi. Buna göre, NATO kuvvetleri 11 Eylül itibariyle Afganistan’dan tümüyle çekilecek. Bu kararın beraberinde yeni sorunları da getirmesi bekleniyor.
Türk yetkililer, mayıs ayındaki NATO toplantısında Türkiye’nin, NATO kuvvetlerinin çekilmesinden sonra Kabil Havalimanının güvenliğini sağlamaya talip olduğunu müttefiklerine iletti.
Brüksel’deki NATO zirvesinin ardından konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO liderlerinin, ittifakın Afganistan’daki askeri misyonunun tamamlanmasından sonra Uluslararası Kabil Havalimanı için fon sağlamaya devam etmesi konusunda uzlaştığını belirtti. Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlama ve işletme teklifine ilişkin sorulan soruya ise Stoltenberg, “Müttefiklerimiz ile bu konuda çalışmaya devam edeceğiz” dedi ve bu konuda henüz son kararın verilmediği vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Afganistan konusunda kararlıydı. Erdoğan, Biden ile görüşmesinin ardından şunları söyledi:
“Afganistan konusundaki düşüncelerimizi çok açık net olarak sayın Biden’a ifade ettim. Türkiye eğer Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa, özellikle orada belli bir desteğin verilmesi isteniyorsa, diplomatik, lojistik, bunun yanında mali konularda Amerika’nın bize vereceği destek büyük önem arz ediyor. Ayrıca tabii ki burada Taliban gerçeğini bir kenara koymak mümkün değil. Onlarla da birçok konuları farklı atacağımız adımlarla sürdürebiliriz. Biz Pakistan’ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik, Macaristan’ı yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Bütün bunlarla birlikte, istiyoruz ki Afganistan halkı herhangi bir sıkıntı yaşamadan bu desteği kendilerine verelim. Şu an itibariyle bir mutabakat söz konusu, bir sıkıntı söz konusu değil.”
Türkiye’nin Afganistan’da 500 askeri var
2014 yılından itibaren NATO şemsiyesi altında Kararlı Destek Misyonu (KDM) adıyla Afganistan’da sürdürülen misyonda, Şubat 2021 itibariyle 36 farklı ülkeden 9 bin 592 asker görev yapıyor. Öncelikle, Afganistan’ın güvenlikle ilgili olan kurumlarına eğitim, danışma ve yardımcı hizmetlerde bulunan KDM, bunu yanı sıra Afgan ordusu, polisi ve hava kuvvetlerine de destek veriyor. Afganistan’daki NATO faaliyetlerinin, ülkenin işgalinin 20. yılında, 11 Eylül 2021’de sonlandırılması planlanıyor.
Afganistan’da bugün itibariyle 2500 Amerikan askeri kaldı. Yani Vaşington yönetimi, ülkedeki askeri varlığını neredeyse yarı yarıya azalttı. Halihazırda, 500 kişilik birliğiyle Türkiye, Afganistan’daki en büyük yabancı askeri birliklerden biri.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Bunun yanı sıra, Taliban örgütü geçen hafta yapmış olduğu açıklamayla Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlama teklifini geri çevirmişti. Taliban’ın sözcüsü, “Türkiye’nin yapmış olduğu teklif kabul edilemez ve Türkiye, diğer işgalci güçlerle birlikte Afganistan’ı terk etmelidir” demişti.
Taliban’ın açıklamasında, “Böyle bir hata yapılması halinde, örgüt bu kuvvetleri işgalci olarak kabul edecek ve geçmişte işgalcilere yaptığı gibi tepki gösterecektir. Bu, işgalci kuvvetlerin sorumluluğunda olacaktır” uyarısında bulunulmuştu.
Taliban’ın bugün için savaşmaya hazır 85 bin kişiden oluşan ve ülkenin farklı noktalarına yayılmış bir askeri gücü var. Afganistan’ın beşte biri Taliban tarafından kontrol edilirken, geriye kalan büyük bir toprak parçası üzerinde ise hükümet güçleri ve Taliban arasında hakimiyet mücadelesi devam ediyor. Dağlık ve engebeli bir coğrafyaya sahip olan Afganistan’da şehirler arasındaki ulaşım çoğunlukla kara yolları üzerinden sağlanıyor. Bu yolların bir kısmını kontrol eden Taliban, ülke içinde hakimiyetini pekiştirme arayışında.
Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Taliban’a karşı bir tutum aldığı gibi, Taliban’ı kendilerinin temsil ettiği tüm değerlere düşman bir örgüt olarak gördüğünü belirtiyor. Cumhurbaşkanı Gani, Taliban’ın gerçek niyetinin bir İslam devleti kurmak olduğunu da belirtiyor. Ülkede, barış görüşmelerinin başlamasından itibaren çatışmalar azalmadığı gibi, 2021 yılının ilk üç ayında bin 800 kişi yaşanan şiddet olaylarında ya yaralandı ya da öldü. 2019 yılında yapılan bir kamuoyu yoklamasında Afgan halkının yüzde 85’i Taliban’a karşı bir pozisyon almıştı.
Afganistan ne kadar “güvenli?”
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, 18 üye ülkeden oluşan Birleşmiş Milletler (BM) izleme ekibinin raporuna göre 2020 yılı, “Afganistan’da BM tarafından şimdiye kadar kaydedilen en şiddetli yıl’ olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, 2021 yılının ilk üç ayı bir önceki yıllın aynı dönemiyle kıyaslandığında şiddet olaylarında yüzde 60’lık bir artış yaşandığı da raporda yer alıyor. Taliban ve El Kaide arasındaki bağın halen açık şekilde devam ettiğine dikkat çekilen raporda, yabancı askeri birliklerin çekilmesiyle birlikte, Afganistan’ın yeni bir şiddet sarmalına sürüklenmesi ihtimaline de değiniliyor.
Politico.com’da yer alan bir habere göre, eski ABD Merkezi Kuvvetler Komutanı emekli General Joseph Votel, Afganistan’ın şu anki durumuyla Irak’ın 2011 yılındaki durumun kıyasladı ve Irak’ın 2011 yılında çok daha iyi bir durumda olduğunu belirtti. Votel, “Gelişmeleri 2011’de Irak’ta yaşananlarla kıyaslamak benim için zor çünkü Irak’ı 2011 terk ettik ve bir süre sonra gelmek durumunda kaldık. Ayrıca, 2011’de Bağdat’ın durumu 2021 yılındaki Kabil’in durumundan çok daha iyiydi” dedi.
Son aylarda Afganistan’ın içine sürüklendiği ve giderek daha kötüleşen şiddet sarmalı birçok ülkeyi tedirgin ediyor. Mayıs 2021’de güvenlik endişesiyle Kabil’deki büyükelçiliğini kapatma kararı alan Avustralya bu ülkelerden biri.
NATO kuvvetlerinin çekilmesiyle oluşan boşluk Afgan Ulusal Güvenlik Kuvvetleri tarafından doldurulacak. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), kuvvetlerin çekilmesinden sonra Afgan kuvvetlerinin eğitim misyonunun son erdirileceğini belirtirken, geçen hafta açılamalarda bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Afgan kuvvetlerini farklı bir yerde eğitmeye devam edeceklerini belirtti.
NATO liderler zirvesinde, ittifakın güvenlik yetkililerinin, Afgan askerinin Katar’da eğitilmesi için Doha yönetimiyle iletişim halinde olduğu belirtildi. Reuters’a konuşan kaynaklara göre Türkiye, İngiltere ve ABD, Afgan askerlerinin eğitimi için Katar’a asker göndermeye hazır. Altı hafta sürecek bu eğitim, Afganistan’a yönelik stratejik taahhüdün bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Bunun yanı sıra, ABD’nin Körfez’deki ve çevre ülkelerdeki askeri üsler üzerinden bölgedeki radikal İslamcı yapıları yakından takip edeceği ve teröre karşı savaşı da bu üsler üzerinde devam ettireceği belirtiliyor. New York Times’ta yer alan bir habere göre ise Taliban’ın büyük yerleşim birimlerini tehdit etmesi durumunda, ABD’nin Afgan ordusuna hava desteği vereceğinden bahsediliyor.
20 yıldır süren savaş
Sovyet birliklerinin 1989’da Afganistan’ı terk etmesinden sonra ülke kısa bir süre içerisinde iç savaşa sürüklendi. Taliban, bu iç savaştan güçlenerek çıktı ve 1996 yılında Kabil’i ve hükümeti kontrolü altına aldı. 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından, ABD tarafından El Kaide’yi himaye etmekle suçlanan Taliban rejimi, uluslararası koalisyonun ülkeye yönelik müdahalesinin ardından kısa sürede yıkıldı.
Afganistan’da daha sonr ABD ve NATO kuvvetlerinin önceliğinde geçici bir hükümet kuruldu. 2004 yılında yeni anayasa ilan edildi ve Hamid Karzai cumhurbaşkanı seçildi. Taliban ise yeni kurulan hükümeti dış güçlerin kuklası olarak gördü ve gayrimeşru ilan etti. Geçen zaman içinde Taliban yeniden güçlendi ve ülkenin beşte birini kontrol eder hale geldi. 2018 yılından itibaren sürdürülmeye çalışılan barış görüşmeleri Şubat 2020 yılında ABD ve Taliban arasında nihayete erdirildi. Varılan anlaşmaya göre ABD ve NATO güçleri, 11 Eylül 2021 tarihi itibariyle Afganistan’dan tümüyle ayrılmış olacak. 20 yıldır süren savaşta 40 bin Taliban militanı, 64 bin sivil ve 3 bin 500 uluslararası koalisyon askeri hayatını kaybetti.