Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Boğaziçi Üniversitesi’nde atanan rektör Melih Bulu ve ekibi Senato’da birden fazla oy kullanmak istiyor, akademisyenler Senato’nun “gaspedildiğini” düşünüyor

Boğaziçi Üniversitesi’nde atanan rektör Prof. Dr. Melih Bulu’ya karşı eylemler hız kesmeden devam ediyor. Hafta içinde her gün protestolarına devam eden, Melih Bulu ve ekibinin istifasını talep eden akademisyenler, Boğaziçi Üniversitesi Senatosu’nun, rektör ve rektörün atadığı görevliler tarafından “gaspedildiğini” söylüyor.

Fotoğraf: Can Candan

Boğaziçi Üniversitesi’nde atanan rektör Prof. Dr. Melih Bulu’ya karşı öğrencilerin ve akademisyenlerin eylemleri 4 Ocak’tan beri devam ediyor. Akademisyenler hafta içinde her gün kampüsteki rektörlük binasına cüppeleriyle sırtlarını dönüyor, istifa taleplerini yineliyor. Beş aydır üniversite bileşenleri eylemlerine devam ederken, Bulu ve ekibi ise görevlerini sürdürmekte ısrarcı. Üniversiteye atandığında kendisiyle birlikte çalışacak öğretim üyesi bulmakta zorlandığı düşünülen Bulu, daha sonra yardımcılığına atadığı kişileri başka pozisyonlarda da “vekâleten” görevlendirmeye başlamıştı. Fizik profesörü Naci İnci, rektör yardımcılığına atanmasının ardından Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne vekâleten atanmış, İnci daha sonra Fen Bilimleri Enstitüsü’nün de müdürü olmuştu. Naci İnci, rektörlük ekibinde birden fazla şapkaya sahip olan tek kişi değil. Rektör yardımcısı olduktan sonra Öğrenci İşleri Dekanlığı’na getirilen Prof. Dr. Fazıl Önder Sönmez, Mühendislik Fakültesi Dekanı da oldu. Cumhurbaşkanlığı kararı ile üniversitenin bir gecede kurulan iki yeni fakültesinden Hukuk Fakültesi’nin dekanlığına üniversitenin dışından Prof. Dr. Selami Kuran getirilirken, yeni kurulan İletişim Fakültesi’nin dekanı ise rektörün kendisi oldu.

Üniversite yönetiminde iki üst organ bulunuyor. Bunlardan biri Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK), diğeri ise Senato. Senato, rektör, rektör yardımcıları, fakülte dekanları, her fakülteden birer temsilci, enstitü ve yüksekokul müdürlerinden oluşuyor. Senato, üniversiteye hangi öğretim üyelerinin alınacağına karar veren ÜYK üyelerinin seçiminde rol oynuyor. Rektörlük ekibindeki yöneticilerin birden fazla şapkaya sahip olmaları, Senato’da birden fazla koltuğu işgal etmeleri anlamına geliyor. 

21 Nisan’da yapılan Senato toplantısına, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Dr. Muzaffer Eroğlu, yeni kurulan Hukuk Fakültesi’nin “senato temsilcisi” olarak tanıtılarak katılmıştı. Toplantıda, birden fazla pozisyona sahip yöneticiler, birden fazla oy kullanma niyetinde olduklarını göstermiş, bunun üzerine senatörler toplantıyı terk etmişti. 

Üniversitede dün yapılan Senato toplantısı öncesi akademisyenler yine kampüsteki sessiz eylemlerini gerçekleştirdi. Rektörlüğe sırtlarını döndükleri esnada ellerinde “Seçilmiş Senatörlerimizin Yanındayız” yazılı dövizler taşıyan akademisyenler, daha sonra bu dövizleri rektörlük binası kapısına bıraktı. Akademisyenler, öğle saatlerindeki Senato toplantısının bitimine kadar kampüsü terk etmedi.

Medyascope’a konuşan bir senatör: “Birden fazla oy kullanmalarının yasal olduğunu söylüyorlar”

Medyascope’a konuşan senatörlerden biri, toplantıda Bulu’nun ekibinin, vekâleten atandıkları görevler dolayısıyla birden fazla oy kullanma niyetinin devam ettiğini söyledi. Senatörün aktardığına göre, yöneticiler birden fazla oy kullanmalarının hukuki olduğunu söyledi, diğer akademisyenler ise duruma itiraz etti. Gerginlik nedeniyle toplantı ertelendi. Bir sonraki Senato toplantısı, önümüzdeki çarşamba günü (23 Haziran) yapılacak.

Eylemlerinin ardından kampüste senato toplantısının sona ermesini bekleyen akademisyenler, kamuoyuna bir duyuru yaptı. Akademisyenler, “üniversitelerinin siyasî saiklerle yeniden yapılandırılmak istendiğini, atanmış yönetimin üniversite senatosunu atamalar ve görevlendirmeler aracılığı ile işlevselsizleştirmeye, fakülte ve enstitülerin senatoda gerçek anlamıyla temsil edilmesini engellemeye çalıştığını” söyledi. Akademisyenler, üniversite özerkliğini destekleyen herkesi Boğaziçi Üniversitesi’ne sahip çıkmaya çağırdı.

Fotoğraf: Can Candan

Akademisyenlerin açıklamasının tamamı şöyle

“Boğaziçi Üniversitesi Senatosu gaspediliyor

Bilimsel olarak özgür, akademik açıdan özerk, şeffaf ve hesap verebilir olması gereken bir kamu araştırma üniversitesi olan kurumumuzun, rektörün başkanlığında, rektör yardımcıları, dekanlar ve her fakülteden seçilmiş birer öğretim üyesi ile rektörlüğe bağlı enstitü ve yüksekokul müdürlerinden oluşan senatosu, 2 Ocak 2021’de  üniversitemize bir rektör atandığı günden beri gaspedilmeye çalışılıyor. 

Temel sorumluluğu üniversitemizin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetlerinin esasları hakkında karar almak olan senatomuzun, özgür ve özerk olarak çalışabilmesi, atamalar, görevlendirmeler ve vekaleten yürütülen görevler gibi yollarla engelleniyor. Bu süreçte siyasî saiklerle alınmaya çalışılan kararlar ile bir kamu üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi’ne telafisi zor, geri dönülmesi güç zararlar verilmeye çalışılıyor. 

YÖK seçilmiş dekanımızı göreve atamıyor; atanmış rektör, kendini ve kendi atadığı rektör yardımcısını dekan vekili olarak öneriyor. Bu önerinin ardından bahsi geçen atamalar, YÖK tarafından zaman kaybetmeden gerçekleştiriliyor. Atanmış rektör, seçilmiş enstitü müdürlerimizi görevlerine atamıyor, kendi atadığı rektör yardımcılarını enstitü müdürü vekili olarak görevlendiriyor. Rektör yardımcısı görevine atanmış kişi senato toplantılarında, hem Rektör Yardımcısı, hem Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü vekili, hem de Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü vekili olarak bulunuyor; tek bir kişinin üç farklı birimi temsilen senatoda bulunması yoluyla, fakülte ve enstitülerimizin senatoda gerçek anlamda temsil edilmesi engelleniyor.

Demokratik olarak işleyen bir sistem, senatoda sayısal çoğunluğu sağlamak için suiistimal ediliyor, özgür ve özerk üniversite ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.  

Bütün bu yapılanlar, sadece değerli bir kamusal kazanım olan Boğaziçi Üniversitesi’ne değil, ülke gençliğinin geleceğine kasteden girişimlerdir. Bir kamu araştırma üniversitesi olarak, tüm tarihi boyunca öğrencilerine dünya çapında nitelikli bir eğitim sunmaya odaklanmış kurumumuza yönelik bu saldırıları, ülke kamuoyuyla paylaşmayı görevimiz olarak görüyoruz. 

Boğaziçi Üniversitesi halkın malı olan kamusal bir değerdir; üniversitemizin siyasi saiklerle yeniden yapılandırılma çabalarını, senatomuzun işlevsizleştirilmeye çalışılmasını kabul etmiyoruz,  özgür ve özerk üniversite idealimizden, 2012 yılında senatomuzun kabul ettiği etik ve akademik ilkelerimizden vazgeçmiyoruz. 

Özgür ve özerk üniversite idealini destekleyen herkesi, mücadelemize destek vermeye, ülkemizin gençlerinin geleceğinin karartılmaması için bizimle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.