Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sedat Pişirici ile Ekonomi Tıkırında (125): Perşembenin gelişi…

AKP Genel Başkanı ve 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve Fiyat İstikrar Komitesi kurulmasını öngören kararnameleri, geçen hafta çarşamba günü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürülüğe girdi. Hemen ardından perşembe günü ise elektrik ve doğalgaz zammı geldi. Ekonomi Tıkırında’nın 125. yayınında Sedat Pişirici son ekonomik düzenlemeler ile son zamları ve Haziran 2021 enflasyonunu değerlendirdi.

Ne demiş atalarımız: Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir. Bakın geçen çarşamba (30 Haziran 2021) neler oldu?

Resmi Gazete’de iki tane cumhurbaşkanı kararnamesi yayınlandı. İlki, “Ekonomi Koordinasyon Kurulu” kurulmasına ilişkin. AKP Genel Başkanı ve 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Ekonomi politikalarının eşgüdüm içerisinde daha bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmasını ve daha etkin uygulanmasını sağlamak, ekonomik istikrarla ilgili gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek üzere” bir “Ekonomi Koordinasyon Kurulu” kurmaya karar vermiş. Erdoğan’ın hükümette bir Hazine ve Maliye Bakanı var, bir Ticaret Bakanı var, Cumhurbaşkanlığı’nda bir Strateji ve Bütçe Başkanı var. Bir de üzerine, “Ekonomi Politikaları Kurulu” var, hani Sedat Peker’in acayip ilişkilerini ifşa ettiği Korkmaz Karaca’nın da üyesi olduğu kurul. Ama bütün bunlar yetmemiş olacak ki Erdoğan bir de Ekonomi Koordinasyon Kurulu kurmaya karar vermiş.

Bu kurulun başkanı, “cumhurbaşkanının görevlendireceği cumhurbaşkanı yardımcısı” olacakmış. Cumhurbaşkanının halen bir tane yardımcısı var, onun da işi başından aşkın. Acaba ekonomik işler için yeni bir cumhurbaşkanı yardımcısı mı atanacak? Bitpazarına nur mu yağacak acaba?

Kurulun üyelerine bakalım: Hazine ve Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, Ticaret Bakanı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı. Ağır kurul. Bu ağırlığın hareket etmesini zorlaştıracağı düşünülüyor olacak ki kurul ayda bir toplanacakmış. Ha bir de kurul, gerektiğinde toplantılarına gündemle ilgili olarak, diğer bakanları, kamu görevlilerini, özel sektör, sivil toplum kuruluşu, meslek kuruluşu, sendika ve üniversite temsilcilerini davet edebilecekmiş. TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD vs için katılmaktan büyük memnuniyet duyacakları yeni bir etkinlik daha! 

Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun görev ve yetkileri şunlar:

-Ekonomi politikaları alanında genel koordinasyonu sağlamak.

Ekonomi politikaları koordinasyonunun kaybetmiş, herkes kafasına göre takılıyor demek ki!

-Ekonomi politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında görev ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve eşgüdümü sağlamak ve takip etmek.

Bakın burası muğlak kalmış, bir açıklama getirilmesi gerekiyor. “Ekonomi politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında görev ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar” hangileri? Kurulun üyesi olan bakanlıklar ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı dışında kurum ve kuruluşlar mı kastediliyor?

Bir diğer görev:

-Türkiye ekonomisi ve küresel ekonomi ile ekonomik istikrar ve kalkınma konularında gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek, gerektiğinde politika uygulamalarına yönelik etki analizleri yaptırmak ve alt çalışma grupları oluşturmak.

Yani Türkiye ekonomisini izlemek için yeni personel, küresel ekonomiyi izlemek için yeni personel, ekonomik istikrar ve kalkınma konularında gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek için yeni personel, politika uygulamalarına yönelik etki analizleri yaptırmak için için yeni personel, alt çalışma grupları için yeni personel.

Çarşamba günü Resmi Gazete’de yayınlanan ikinci cumhurbaşkanı kararnamesi ile de “Fiyat İstikrar Komitesi” kuruldu. Erdoğan’ın amacı, “Fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine ve sürdürülmesine katkı sağlamak”mış. Zaten görevi “fiyat istikrarını sağlamak” olan bir Merkez Bankamız vardı o ne olacak? Fiyat İstikrar Komitesi’nin üyesi olacak. Kararnamede de yazıyor: Fiyat İstikrar Komitesi’nin üyeleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın koordinasyonunda, Hazine ve Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, Ticaret Bakanı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı ve Merkez Bankası Başkanı.

Bu komite de tıpkı Ekonomi Koordinasyon Kurulu gibi gerek duyduğunda ilgili sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin ve özel sektörün temsilcilerini toplantılarına davet edebilecek. Komitenin görev ve yetkileri ise şöyle:

-Para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdümü gözetmek suretiyle fiyat istikrarını sağlamaya yönelik yapısal politika önerileri geliştirmek.

“Faiz sebep enflasyon netice” denile denile çoktan aşınmış Merkez Bankası bağımsızlığına bir darbe daha.

-Fiyat istikrarını tehdit eden riskleri izleyerek alınması gereken tedbirleri belirlemek ve ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak.

Fiyat istikrarını tehdit eden riskler ne acaba?

-Kamu tarafından belirlenen ya da yönlendirilen fiyatların, fiyat istikrarı odağında uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak.

Bakın bu taa belediyelerin otobüs bileti ücretlerine kadar gider. 

Sonuç olarak, Eylül 2018’de New York’ta düzenlenen Türkiye Yatırım Konferansı’nda “Türkiye, serbest piyasa ekonomisinin kurallarından taviz vermeden, yatırım ortamını güçlendirmeye devam edecektir” diyen; Mayıs 2019’da, 75. TOBB Genel Kurulu’nda “Türkiye, serbest piyasa ekonomisi ilkeleri çerçevesinde gelişecek ve büyüyecektir” diye konuşan; Kasım 2020’de partisinin grup toplantısında “Elbette tüm bunları serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, şeffaflığı ve öngörülebilirliği artırmak suretiyle yerli ve uluslararası yatırımcıları harekete geçirerek yapacağız” diye cümle kuran; Haziran 2021’de, Kilis Yukarı Afrin Barajı ve İçme Suyu İsale Hattı Açılış Töreni’ndeki konuşmasında “Türkiye’nin serbest piyasa kurallarından asla taviz vermediğini”’ savunan Erdoğan, Fiyat İstikrar Komitesi’nin görev ve yetkilerine bakılacak olursa, serbest piyasadan, kendine bağlı piyasaya geçmeyi tasarlıyor.

Türkiye ekonomisi 2018 yılından beri krizdedir. Koronavirüs salgını ve salgınla mücadele etmek için alınması gereken tedbirler ve fakat bu tedbirlerle birlikte verilmeyen ekonomik destek nedeni ile de kriz giderek derinleşmiştir. Bu kriz ne Ekonomi Koordinasyon Kurulu kurarak ne de Fiyat İstikrar Komitesi oluşturarak aşılabilir.

Bir ekonomik kriz sırasında başta devlet, kemerleri sıkmak, tasarruf tedbiri almak iyidir, önemlidir. Erdoğan’ın imzası ile yine 30 Haziran Çarşamba günü yayınlanan tasarruf tedbirleri genelgesi bu açıdan bakınca iyi bir hamle gibi duruyor. Ancak daha en başında, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını bağladığı söylenen tedbirlerden cumhurbaşkanlığı ile TBMM’nin muaf tutulması şüphe uyandırıyor, insanın aklına “imam yellenirse cemaat ne yapmaz” özdeyişini getiriyor. Genelge incelendiğinde görülen ise kamuyu tasarruf tedbiri almaya yönlendirirken, çaktırmadan belediyeleri zapturapt altına alma, parasını pulunu kısma, yenini ve yerini daraltıp oynamasını engelleme arzusu. 

Ha bir de tasarruf tedbirleri genelgesi basını sıkıntıya sokacak gibi görünüyor. Çünkü genelge kamu kurum ve kuruluşlarının (basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç) günlük gazete almasını, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olmasını engelliyor; mevzuattan kaynaklanan zorunluluklar gereği yapılan veya kurum faaliyetleri ile doğrudan ilgili olan tanıtım giderleri hariç, ilan-reklam vermeyi yasaklıyor. Buna da herhalde Erdoğan’ı ve Cumhur İttifakı iktidarını canla başla destekleyen gazeteler, televizyonlar, radyolar ve web siteleri üzülecektir.

Genelgede tedbir çok ama ben en çok şuna güldüm: Bedeli kurum ve kuruluşlarca karşılanmak suretiyle satın alınan mal veya hizmetler karşılığında tahakkuk eden her türlü ayni veya nakdi menfaatin (havayolu şirketlerince sağlanan uçuş milleri vb.), şahıslarca tasarruf edilmesi önlenecek, kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılması sağlanacak. Birileri uçuş millerini iç ediyormuş demek ki!

“Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir” demiş ya atalarımız, perşembe ne geldi? Elektriğe %15 zam. Doğalgazda konut tarifesine %12, sanayi tarifesine %20, elektrik üretim santrallerinin tarifesine %20,2 zam. Ama bu zamlar, 30 Haziran’ı 1 Temmuz’a bağlayan gece yarısı, yani 30 Haziran Çarşamba, 1 Temmuz Perşembe’ye döndüğünde geldi. Benim de içime düştü mü bir kuşku? Acaba bu zamları haziran enflasyonunu etkilemesinler diye mi 1 Temmuz’da açıkladılar Acaba zamlar kayda “1 Temmuz’da yapıldı” olarak geçsin diye mi uğraştılar?

Ama öyle olsa da olmasa da bugün açıklanan haziran ayı enflasyonu, soruya yer bırakmadı. Yıllık enflasyon haziranda patladı. Tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 17,53, gıda fiyatları enflasyonu %19,99, üretici fiyatları enflasyonu %42,89 arttı. Yıllık enflasyon artışı geçen ay (Mayıs 2021) TÜFE’de %16,59, gıda fiyatlarında %17,04, ÜFE’de %38,33’tü.

Haziran 2021’de, enflasyon sepetindeki 415 maddeden 55’inin ortalama fiyatı düşmüş, 54’ünün ortalama fiyatı değişmemiş, 306’sının ise ortalama fiyatı zamlanmış. Mayıs 2021’de, enflasyon sepetindeki 415 maddeden, 259’unun fiyatı zam görmüştü.

Tüketici fiyatları enflasyonu bugünümüzü ilgilendiriyorsa, üretici fiyatları enflasyonu da geleceğimizi ilgilendiriyor. Aylardır %30-35 giden üretici fiyatları enflasyonu artışı, haziranda 40’ın üzerine çıktı (%42,89). Bu artış, kaçınılmaz olarak önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarına yansıyacak. Üretici fiyatları enflasyonu verileri içinde yer alan sanayinin dört ana sektöründen imalat sanayiinde ise yıllık enflasyon artışı haziranda %45,87. Bu da iğneden ipliğe pek çok sanayi malının fiyatını yükseltecek.

Erdoğan geçen hafta sadece Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve Fiyat İstikrar Komitesi kurup tasarruf genelgesi yayınlamaya karar vermedi. Elektrik zammı açıklandıktan iki gün sonra da (3 Temmuz 2021 Cumartesi) Türkiye’nin elektrik iletim şebekesini satmaya karar verdiğini duyurdu. Erdoğan’ın Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren kararı ile Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ), özelleştirme kapsamına alındı. TEİAŞ, kurumun web sitesinde belirtildiği üzere, “üretilen elektriğin tüketiciye dağıtımını sağlayan ve dağıtım şebekesine aktarımından sorumlu kritik faaliyeti” yürütüyor. Kritik faaliyet; Erdoğan bu kritik faaliyeti özelleştirecek.  

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in bir süredir ifşa ettiği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 5 Haziran 2021’de Afyon’da şöyle diyor: “Görecekseniz, temmuz ayından itibaren ülkemin ekonomisi öyle bir atağa kalkacak, öyle bir sıçrayacak ve büyüyecek ki etrafımızdaki Almanya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si, İtalya’sı ve hele o her şeye burnunu sokan ABD’si de çatlayacak, patlayacak.”

Kendisi ve bakanlığı yeni kurulacak Ekonomi Koordinasyon Kurulu ile Fiyat İstikrar Komitesi’nin üyesi değil ama Soylu, Erdoğan hükümetinin bir üyesi. Kabine toplantılarında filan duymuş olmalı ki ekonominin temmuzdan itibaren atağa kalkacağını iddia ediyor. Ama bugün, yani 5 Temmuz itibarı ile zamlar ve enflasyon atağa kalkmış görünüyor. Soylu’ya ya yanlış bilgi veriyorlar ya gözden çıkardılar da gaz veriyorlar.

Aksi gibi bugün de kabine toplantısı var. Zamların ve enflasyonun yarattığı hoşnutsuzluğu gidermek için Soylu’nun görevden affı kabul edilir mi dersiniz? Birkaç saat sonra belli olur. Ama asıl belli olan şudur. İstenildiği kadar kurul, komite kurulsun, onlarca değil yüzlerce-binlerce tasarruf tedbiri alınsın, para bulmak için kritik kurumlar satılsın, serbest denilen piyasanın eli ayağı bağlansın, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.