Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ormanlar ile ilgili kanun hükümleri AKP iktidarı ile birlikte 2003-2020 arasında 27 kez değiştirildi – “Devlet ormanı” sayılan 6,5 milyon dönüm arazi, orman niteliğinden çıkarıldı

1956 yılında çıkarılan ve bugüne kadar toplam 46 değişiklik yapılan 6831 sayılı Orman Kanunu’nda, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde 2003-2020 yılları arasında 27 kez değişikliğe gidildi. Yapılan değişiklikler ile ormanlık alanlarda yapılaşmaya izin verildi, yanan alanlar turizm amaçlı yapılaşmaya açıldı. Cumhurbaşkanına ormanlık alanların sınırlarını değiştirme yetkisi verildi. Bugüne kadar yapılan kanun değişikliklerinin neler olduğunu ve ne anlama geldiğini sizin için derledik. 

Türkiye’de hukuki olarak “orman” sayılan, hemen hemen tümü devlet mülkiyetinde 22,7 milyon hektar arazi var. Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki “devlet ormanı” sayılan arazilerin çoğunluğu kıyı yörelerinde ya da dağların kıyılara bakan yamaçlarında bulunuyor. Hukuksal olarak “orman” sayılan yerlerin tümü devletin gözetiminde ve “devlet ormanı” sayılan arazilerin ise tümü 1937 yılında bu yana devlet (Orman Genel Müdürlüğü-OGM) tarafından yönetiliyor. 1956 yılında çıkarılan 6831 sayılı Orman Kanunu başta olmak üzere hukuksal olarak “orman” sayılan arazilerin yönetimiyle doğrudan, yanı sıra dolaylı olarak ilişkili çok sayıda hukuksal düzenleme var. 

2019 yılı içinde yaklaşık 1,100 hektar arazi de artık hukuksal olarak “orman niteliğini kaybetmiş” sayıldı

OGM’nin verilerine göre Türkiye’de 2003 yılından 2019 yılı sonuna dek 24,5 milyon hektarlık arazide “orman kadastrosu” çalışması yapıldı, 20,5 milyon hektar hukuksal olarak “orman” sayılarak tapuya tescil edildi. Ancak “orman” sayılabilen 2,2 milyon hektar arazinin tapuya “orman” olarak tescili henüz yapılmadı. “Orman kadastrosu” yapılan çoğu yörede henüz sonuçlanmamış onbinlerce dava dosyası bulunuyor. 2003-2019 yılları arasında “devlet ormanı” sayılan yaklaşık 650 bin hektar (6,5 milyon dönüm) arazi, 6831 sayılı kanunun ikinci maddesinin “B” bendi uyarınca “orman niteliğini yitirmiştir” gerekçesiyle artık hukuksal olarak “orman” sayılmıyor. Ayrıca, yine 2019 yılı içinde yaklaşık 1,100 hektar arazi de artık hukuksal olarak “orman niteliğini kaybetmiş” sayıldı.

İşte değişiklik yapılan kanunlar ve kanunların sayısı:

2644 sayılı Tapu Kanunu’nda (1934) 2003-2020 yılları arasında toplam 10 kez, 6831 sayılı Orman Kanunu’nda (1956) 27 kez, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nda (1983) yedi kez, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda (1985) 19 kez, 3213 sayılı Maden Kanunu’nda (1985) 19 kez, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda (1987) 13 kez, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nda (1990) 12 kez, 4342 sayılı Mera Kanunu’nda (1998) 21 kez, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi İyileştirme Kanunu’nda (2005) sekiz kez, 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Kanunu’nda (2001) 20 kez, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Değerlendirilmesi ve Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’da (2012) 10 kez, 7255 sayılı Gıda Kanunu’nda dört kez değişikliğe gidildi.

“Haziran ayından beri ormanlara girmek yasak ama bu kurala uyulmadı”

Yüksek Orman Mühendisi Yücel Çağlar

1994-2001 döneminde TÜBİTAK Tarım, Ormancılık ve Gıda Teknolojileri Grubu Yürütme Komitesi’nde ormancı üye olarak görev yapan Yüksek Orman Mühendisi Yücel Çağlar, yaşanan yangınlar ve yangınların yayılmasının nedenlerini Medyascope’a değerlendirdi. Çağlar, “27 kez değiştirilen ormanlar ile ilgili kanun hükümlerini konuşarak mevzuya başlamak gerek. Bu mevzuatın bir kısmı devlet ormanı sayılan arazilerin kullanımı ya da tahsisi şeklinde kullandırmaya yönelik. Orman arazileri 2000’li yıllarda madencilik, enerji, orman sınırlarının dışarısına çıkarma, arazilerin satılması gibi sebeplerle ‘değerlendirmeye’ açıldı. Bütün bunlar, ormanlardaki turizm tesisleri, madencilik, son zamanlarda artan ağaç satımı ile birlikte, yaylaların kiralanmasıyla herkesin istediği gibi girebileceği bir noktaya getirilmiştir. Bu hiçbir şekilde olası yangın tehlikelerini artırmanın dışında bir sonuç vermez” dedi.

Yangınların ardından art arda alınan ormana giriş yasaklarına da değinen Çağlar, “Şimdi, ‘30 gün süreyle ormanlara girmek yasaklandı’ deniliyor. Yangın mevsiminde, hazirandan beri yasaktı zaten. Ama bu yasak turizm yatırımcılarının girmesiyle, madencilerin girmesiyle uygulanamadı. Türkiye’de zaten ekolojik nedenlerden dolayı yangın tehlikesi var. Ama bu boyutlarda, bu şekilde yayılması bu anlattığımız nedenlerden dolayıdır” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.