Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Uluslararası Af Örgütü: “Ülkelerine dönen Suriyeliler işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldı”

Uluslararası Af Örgütü, ülkelerine dönen Suriyeli mültecilere dair “Eceline gidiyorsun” başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda, başka ülkelere sığınan Suriyeliler’in ülkelerine döndükten sonra gözaltına alındıkları ve işkenceye maruz bırakıldıkları belgelendi. Suriye’nin hiçbir bölgesinin dönüş için güvenli olmadığının vurgulandığı raporda, “Suriye’den ayrılan kişiler, ülkeye geri döndüklerinde, siyasi fikirlerine ilişkin algılar nedeniyle veya yalnızca ülkeden çıkmış oldukları için zulme maruz bırakılma riski altındadır” denildi.

Tecavüz, işkence ve kötü muamele belgelendi

Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, 2017- 2021 yılları arasında Lübnan, Rukban (Ürdün ile Suriye sınırı arasında kalan kayıtdışı bir yerleşim bölgesi), Fransa, Almanya, Türkiye, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden ülkelerine dönen Suriyeliler’in durumu ele alındı. Bu kişilere yönelik ciddi insan hakları ihlallerinin belgelendiği raporda, ülkeye dönenler, yakınları ve arkadaşlarının da aralarında bulunduğu 41 Suriyeli’nin yanı sıra avukatlar, insani yardım görevlileri ve Suriye uzmanlarıyla yapılan görüşmelere yer verildi.

Raporda, Suriye’ye dönenlerin, ülkeden kaçtıkları gerekçesiyle “ihanet” ve “terörü desteklemek” ile suçlandığına dikkat çekildi. Uluslararası Af Örgütü, kadın, erkek ve çocukların tecavüz ve cinsel şiddet, keyfi veya hukuka aykırı gözaltı, işkence ve kötü muamele dahil olmak üzere insan hakları ihlallerine maruz bırakıldığı 24 vakayı belgeledi. “Bazı vakalarda, geri dönenler, yalnızca köken itibarıyla Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki bölgelerden geldikleri için hedef alındı” denildi.

Hükümetin şüphelendiği kişilere acımasız cezalar uygulandığına dikkat çekilen raporda şu tespitlere yer verildi: “Uluslararası Af Örgütü, güvenlik güçleri tarafından uygulanan 14 cinsel şiddet vakasını belgeledi. Bunlardan yedisi tecavüz vakasıydı ve beşinde kadınlar, birinde genç bir erkek çocuk, diğerindeyse beş yaşındaki bir kız çocuğu tecavüze maruz bırakıldı. Cinsel şiddet, sınır geçişlerinde veya alıkoyma merkezlerinde sorgu sırasında uygulandı. Tanıklıklar, çatışmalar sırasında hükümet yanlısı güçler tarafından sivillerin ve alıkonulan kişilerin maruz bırakıldığı, kapsamlı bir biçimde belgelenmiş cinsel şiddet ve tecavüz vakalarıyla örtüşüyor.”

Rapora göre, bazı aileler, kadınların gözaltına alınma ihtimalinin erkeklere nazaran daha düşük olacağı düşüncesiyle, önce eşlerinin Suriye’ye gitmesini tercih etti. Ancak bu düşünceyle dönen 13 kadının hukuka aykırı biçimde gözaltına alındığı belirtilerek şöyle denildi: “Bu kişilerin bazıları erkek akrabaları hakkında sorgulandı. Ayrıca, üç haftalık bebeklerden, 16 yaşındaki çocuklara kadar farklı yaştaki 10 çocuk da anneleriyle birlikte gözaltına alındı. Güvenlik güçleri, beş çocuğa işkence ve diğer türde kötü muamele uyguladı. Kadınlar, Suriye’ye döndüklerinde erkekler kadar risk altına giriyor ve bu nedenle aynı düzeyde korumadan faydalanabilmelidirler.”

Raporun “İşkence ve zorla kaybetmeler” başlığındaysa, kadın, erkek ve çocukların, Suriye’ye döndükten sonra, genellikle geniş kapsamlı “terör” suçlamalarıyla gözaltına alındığı toplam 59 vakaya yer verildi. Bu vakalarla ilgili “33 vakada geri dönenler, gözaltında veya sorgu sırasında işkence veya diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldı. İstihbarat yetkilileri, gözaltındaki kişileri, iddia edilen suçları itiraf etmeye zorlamak, onları bu suçları işledikleri veya hükümete muhalif oldukları iddiasıyla cezalandırmak için işkenceye başvurdu” tespitleri paylaşıldı.

“Lübnan ve Türkiye’de hükümetler Suriyeliler’e ülkelerine dönmeleri için baskı yapıyor”

Raporda, Suriye’de çatışmaların son üç yılda önemli ölçüde azaldığı, Suriye yetkililerinin kamuoyuna yaptıkları açıklamalarla mültecileri ülkeye dönmeleri konusunda cesaretlendirdiği hatırlatılarak şöyle denildi:

“Mültecilerin kötü yaşam koşulları ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığı Lübnan ve Türkiye’de hükümetler, Suriyeliler’e ülkelerine geri dönmeleri için gittikçe daha fazla baskı yapıyor. Avrupa’da Danimarka ve İsveç, Şam ve çevresindeki kırsal bölge dahil olmak üzere güvenli kabul ettikleri bölgelerden gelen sığınmacıların oturma izinlerini yeniden değerlendiriyor. Buna karşılık, bu raporda belgelenen vakaların üçte biri dikkate değer biçimde Şam’da veya Şam bölgesinde meydana gelen insan hakları ihlallerini içeriyor.”

“Suriye’nin hiçbir bölgesi geri dönüş için güvenli değil”

Uluslararası Af Örgütü, raporun bulgularına dayanarak, “Suriye’nin hiçbir bölgesinin dönüş için güvenli olmadığı sonucuna varıldı. Ayrıca, çatışmaların başlangıcından bu yana Suriye’den ayrılan kişiler, ülkeye geri döndüklerinde, siyasi fikirlerine ilişkin algılar nedeniyle veya yalnızca ülkeden çıkmış oldukları için zulme maruz bırakılma riski altındadır” değerlendirmesini yaptı.  

“Suriyeli mültecilere sığınma sağlayan ülkeler buna devam etmeli”

Uluslararası Af Örgütü Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Marie Forestier, Suriyeli yetkililere insan hakları ihlallerine son vermeleri çağrısında bulundu:

“Esad hükümeti Suriye’yi toparlanma sürecinde bir ülke gibi göstermeye çalışıyor. Gerçekteyse Suriye yetkilileri, hâlâ milyonlarca kişinin güvenlik arayışıyla yurtdışına çıkmasına neden olan yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerini sürdürüyor. Suriye yetkililerini, geri dönen kişilerin korunmasını sağlamaya, geri dönenlere yönelik insan hakları ihlallerine son vermeye ve Suriye’deki herkesin, insan haklarına saygı gösterilmesini, haklarının korunmasını ve gereğinin yerine getirilmesini güvence altına almaya çağırıyoruz. Suriyeli mültecilere sığınma sağlayan ülkeler buna devam etmeli ve Suriye hükümetinin katliamlarına karşı devamlı koruma sağlamalıdır.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.