Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

New York Times editörleri yazdı: “Salgın sürecindeki başarısız liderlik acı verici bir şekilde ortada, ABD’li öğrenciler hiç iyi durumda değil”

Türkiye’de okullar 16 Mart 2020’den bu yana kısa aralıklar dışında kapalı kaldı. 2021-2022 Eğitim ve Öğretim Yılı’nda yüz yüze eğitime başlanmasına karar verildi ve 6 Eylül 2021’de okullar açıldı. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da salgın döneminde yüz yüze eğitimde önemli aksaklıklar yaşandı. Bu konuda en fazla tartışma yaşanan ülkelerden biri de Amerika Birleşik Devletleri (ABD). The New York Times editörleri, ABD’nin şu ana kadarki eğitim politikalarının sonuçlarını inceleyen ortak bir makale kaleme aldı. Enes Kerim Şafak, “The School Kids Are Not Alright” isimli bu makaleyi Medyascope okurları için çevirdi.

Koronavirüs salgınının en üzücü yönlerinden biri, valilerin ve eyaletlerdeki eğitimden sorumlu yetkililerin, modern eğitim tarihinde yaşanan en büyük aksaklığı yönetme sorumluluğunu göstermediklerini görmek oldu. ABD’deki hemen hemen her okul, 2020 Mart’ında kapandı ve yüz yüze eğitimin yerine uzaktan eğitime geçildi. Öğrencilerin sadece çok az bir kısmı, 2020’nin sonbaharında okullarına geri döndü. Çevrimiçi eğitim neticesinde ortaya çıkan öğrenme problemleri, neredeyse tüm öğrenciler için çok büyük bir felaket oldu.

Yetkililer okullardan çok restoran ve barlarla ilgilendi

Sürecin en başından bu yana yetkililer, 50 milyondan fazla çocuğun geleceğini ellerinde tutan okulları güvenli bir şekilde yeniden açmaya odaklanmaktan ziyade restoran ve barların yeniden açılmasıyla ilgilendi. Süreci yürütmedeki başarısız liderlik, acı verici bir şekilde ortaya çıkmaya devam ediyor. Nitekim eyaletler, yüz yüze eğitim için olmazsa olmaz denilen halk sağlığı politikalarını uygulamadan, başka bir eğitim yılına giriyor. Maalesef, süreci yönetmedeki bu başarısızlıklar, koronavirüsün son derece bulaşıcı Delta varyantının gittikçe arttığı ve salgının yaşamımızın kalıcı bir özelliği haline geldiği bir zamanda birleşiyor.

Gelin, kâr amacı gütmeyen Halk Eğitimini Yeniden Keşfetme Merkezi isimli bir kuruluş tarafından yapılan ve yeni eğitim ve öğretim yılına yönelik eyalet bazındaki analizine bakalım. Yapılan bu analiz, pek çok eyaletin okullara yüz yüze eğitim için talimat verdiğini ancak öte yandan öğrencilerin güvenli bir şekilde eğitim alması için gereken politikaları uygulamadığını gösteriyor. Örneğin bu aydan itibaren, eyaletlerin yaklaşık dörtte biri aşı gerekliliğini yasakladı, böylelikle öğrencilerin sağlığını önceleyen yerel yetkilileri zor durumda bıraktı. Ağustos başı itibarıyla, sadece 29 eyalet öğrencilerin maske takmasını tavsiye etti, ki bu sayı geçtiğimiz sonbaharda 44 idi. Üstelik dokuz eyalet maske takma gerekliliğini yasakladı. ABD Başkanı Joe Biden da geçen günlerde, eyaletleri sınıflarda maske takmayı yasaklama kararından caydırmak için çalışacağını duyurdu.

Eyalet liderlerinin, istisna olmayacak şekilde öğretmenlerin aşılanmasını gerekli kılarak öğrencileri koruması akıllıca olacaktır. Bu arada, eğitim kadrosunun ne kadarının aşılandığını bilmek isteyen veliler, yalnızca birkaç eyaletin bu bilgiyi kamuya açıklaması gerçeğinden ötürü engelleniyor.

Valiler ve diğer seçilmiş yetkililer, okulların kapanması nedeniyle öğrencilerin maruz kaldığı öğrenme problemlerini görmezlikten geliyor. Bu problemler, öğrencilerin normal bir akademik yılda olmaları gereken seviyeden ne kadar geride olduklarını ortaya koyan araştırmalar ve raporlarla gün ışığına çıkıyor.

Kâr amacı gütmeyen N.W.E.A adlı bir kuruluşun yapmış olduğu araştırmaya göre, Latin Amerika kökenli öğrenciler 2019’un ilkbaharına nazaran 2021’nin ilkbaharında matematik sınavlarında yüzde 17 daha az puan elde ettiler. Aynı şekilde, siyah öğrenciler yüzde 15 ve yerli öğrenciler de yüzde 14 daha az puan aldı. The New York Times gazetesinde Sarah Mervosh’un belirttiği üzere salgın, ırksal ve sosyoekonomik eşitsizliğin yarattığı dezavantajları daha da artırdı ve bunun neticesinde öğrenciler arasındaki eğitim açığını bir uçuruma dönüştürdü.

Salgın eşitsizlikleri artırdı

Bir danışmanlık firması olan McKinsey’in hazırladığı raporda da benzer bir alarm veriliyor. Raporda, diğer sonuçların yanı sıra, salgının mevcut fırsat ve başarı eşitsizliğini genişlettiğini ve lise öğrencilerinin okulu bırakma olasılığının artırdığı vurgulanıyor. Rapordaki bazı bulgular şöyle:

“Salgından kaynaklanan yıkım, bir neslin umutlarını bastırıyor ve fırsatlarını daraltmakla tehdit ediyor. Salgının uzun vadeli etkileri, üniversiteye gitmelerini ve nihayetinde bir aileyi geçindirmelerini sağlayan bir iş bulma şanslarını azaltabilir. Araştırmacılar, eğitim boşluğunun giderilmesi için gerekli adımlar atılmazsa, öğrencilerin yaşamları boyunca daha az kazanacağını söylüyor. Yapılan hesaplamalara göre, ABD’deki öğrenciler iş hayatına atılınca şu anda yaşanan eğitim eksikliğinin ABD ekonomisine zararı 122 ile 188 milyar dolar arasında olacak.”

Bahsettiğimiz bu bulgular, okullarda yaşanan kapanmaların etkisini küçümseyenleri paylar nitelikte. Bu küçümsemelerin en “grotesk”i, “Bu tür raporlar, eğitim testleriyle uğraşan şirketler tarafından para kazanmak uğruna yazılıyor” söylemi.

Birleşmiş Milletler’deki (BM) hak savunucuları, geçen ay tüm dünyadaki hükümetleri, vaka sayılarını ve bulaşı azaltma stratejileri yerine yüz yüze eğitimi uzun süre boyunca durdurdukları için uyardı. UNESCO ve UNICEF tarafından yayımlanan bu resmi bildiri, eğitimin kısıtlanması ve okulların kapanması ile etkilenen çocukların, gelişim süreçlerinde bir daha kurtulamayacakları problemler yaşama riskine maruz kalacaklarını belirtti. Bildiride ilkokulların ve ortaokulların kapatılmasının, salgının asıl nedenleri arasında olmadığına dikkat çekildi ve hükümetlere yüz yüze eğitime mümkün olduğunca çabuk dönülmesi yönünde çağrıda bulunuldu.

ABD’deki araştırmalar, salgın sırasında yoksul öğrencilerin daha da fazla acı çektiğini gösteriyor. Bunun nedeni, yoksulların okullarının kapalı kalma olasılığının yüksek gelirli öğrencilere hizmet veren okullara nazaran daha fazla olması. Bu durum, yoksul öğrencileri uzaktan eğitime daha da bağımlı hale getirdi. Ulusal Eğitime Erişim ve Seçim Araştırmaları Merkezi tarafından son zamanlarda yapılan bir çalışmaya göre, siyah ve Latin çocukların oranının daha yüksek olduğu bölgelerdeki okulların uzaktan eğitim olasılığının daha fazla olduğu.

Araştırmacılara göre uzaktan eğitim, okul kaydının silinmesinde oldukça önemli bir faktör. Örneğin, Stanford Üniversitesi’nden Profesör Thomas S. Dee ve ekibinin yapmış olduğu çalışmaya göre, katı bir şekilde uzaktan eğitim uygulayan okullarda, yüz yüze eğitim veren okullara nazaran yüzde 42 daha fazla kayıt silindi. Bunun da ötesinde, The New York Times’ın yapmış olduğu bir araştırmada belirttiği üzere, yerel okullara kaydolması beklenen bir milyondan fazla çocuk ne yüz yüze ne çevrimiçi olarak okullara kaydolmadı. Kayıp öğrenciler daha çok genç sınıflarda yoğunlaştı, en büyük düşüş ise 340 binden fazla öğrenci ise anaokullarında.

En iyi koşullarda bile bu durum, ülkede yaşayan pek çok çocuğun hazırlıksız bir şekilde birinci sınıfa başlayacakları anlamına geliyor. Daha kötü bir senaryoda ise, üst sınıflarda okulla bağlantısını kaybeden öğrencilerin bir kısmı, yetkililer onları tekrar topluma kazandırmak için organize bir çaba göstermediği müddetçe sınıflarına geri dönmeyebilir.

Öğrenme felaketi

Görünen o ki, öğrencilerin başına gelen bu öğrenme felaketinin düzeltilmesi bir akademik yıldan daha uzun sürecek. İlk olarak, eyaletler ve yerel yönetimler, yeni akademik materyaller ile çocuklara yardımcı olmak için yoğun planlar oluşturmalı ve açıkça belirtilen hedeflere yönelik ilerlemeyi, gidişatı ölçmek için sistemler tasarlamalıdır. Bu projeleri hayata geçirmek kolay olmayacak. Ancak unutulmamalıdır ki, her şey yolundaymış ve olağanüstü önlemlere gerek yokmuş gibi davranırsak, eğitim felaketine davetiye çıkarmış olacağız.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.