Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İBB’ye özel teftişi hukukçular Celal Ülgen ve Ali Gül değerlendirdi: “İçişleri Bakanlığı’nın bir soruşturma üzerinden insanları terör örgütlerine üye olmakla itham etmesi akıl alır bir şey değil”

İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) işe alınan bazı çalışanların “terör örgütleriyle iltisaklı” olduğu yönünde ihbar, şikâyet ve tespitler üzerine özel teftiş başlatıldığı duyurdu. Bakanlığın açıklaması siyasette yeni bir tartışmanın fitilini ateşlerken, avukatlar Celal Ülgen ve Ali Gül, özel teftişin hukuki boyutunu Medyascope‘a değerlendirdi.

Avukat Celal Ülgen: “Suç örgütüne iltisaklı kişiler var ise önce İBB Başkanlığı’na bildirilmeliydi”

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasının hukukta karşılığı olmadığını belirten Avukat Celal Ülgen, “Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınmış ve herhangi bir suç örgütüne iltisaklı kişiler var ise eğer önce bu konunun gizli bir yazı ile İBB Başkanlığı’na gönderilmesi ve bu konuda bilgi istenmesi gerekirdi. Önce kamuoyuna açıklanmaması lazımdı, bu yapılmadı. Hadi bu yapılmadı, bu kişilerin adli makamlara bildirilmesi ve bu konularda inceleme yapılması istenirdi. Kamuoyuna deklarasyon yapmadan önce müfettiş incelemesi yaptırılır ve bu inceleme sonucu kamuoyuyla paylaşılabilir. Bu da yapılmadı. Demek ki o zaman yapılabilecek şeyler yapılmadı, yapılmaması gerekenler yapıldı Türkiye’de” diye konuştu.

“İktidar, oyların CHP’ye gitmesini engellemek için mutlaka bir olay yaratmak istiyor”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bugünkü (27 Aralık) açıklamasını “geri dönüş açıklaması” olarak nitelendiren Ülgen, “Yaptıkları hatadan vazgeçip bir dönüş var. ‘Geri dönüş var, demek ki bu konudan vazgeçtiler’ diyebilir miyiz? Diyemeyiz çünkü bu siyasi iktidarın ne yapacağı, hangi yönü tercih edeceğini önceden kestirmek zor. Bir tek amacı var siyasi iktidarın. Olağanüstü şekilde yıpranmış oyların CHP’ye gitmesini engellemek için mutlaka bir olay yaratmak istiyorlar” dedi. 

“Soylu’nun açıklamasıyla özel teftişten rutin teftişe dönüştü”

Soylu’nun bugünkü açıklamalarıyla İBB’ye yönelik özel bir teftişin rutin bir teftişe döndüğünü söyleyen Ülgen, şöyle devam etti: “Diyelim ki İBB çalışanlarından biri ile ilgili iddia doğru. 88 bin kişinin çalıştığı bir işyerinde normaldir ama bunların ne zaman işe girdiğini, nasıl girdiğini henüz bilmiyoruz. Bunlar ortaya çıktığında daha somut şeyler söyleyebiliriz. Bütün bu olanların üstüne Süleyman Soylu’nun açıklaması olayı biraz daha gevşetti, rahatlattı. Özel bir teftişten, rutin bir teftişe dönüştürdü diyebiliriz. Önümüzdeki günlerde bu işin somut verileri alındığında daha net yorum yapabileceğiz.”

Avukat Ali Gül

Ali Gül: “Akıl alır bir şey değil”

İBB gibi kurumların işe alımlar sırasında kişilerin sadece adli sicil kaydına ulaşabildiğini ve kişiler hakkındaki soruşturmalardan haberdar olmadığını vurgulayan Avukat Ali Gül ise şunları söyledi:

“İçişleri Bakanlığı bunu daha önce de yapmıştı. Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan eylemlerde de öğrenciler ile ilgili böyle bir açıklama yapmışlardı. Bu, Türkiye’de devlet geleneğinde olan bir şey değil. Hukuka da tamamen aykırı. İçişleri Bakanlığı’nın söylediği şey: ‘Bu kişiler hakkında bir iddianame var, soruşturma var, teftiş var gibi kesinleşmiş karar olmadan yalnızca iddia makamlarının elinde çeşitli kanıtlar olduğunu’ söyleyen bir açıklama. Normal şartlarda İçişleri Bakanlığı’nın böyle bir soruşturma üzerinden insanları teröristlikle, terör örgütlerine üye olmakla itham etmesi akıl alır bir şey değil. İçişleri Bakanlığı’nın elinde buna dair bilgiler var ise bunları yargı makamları ile paylaşır. Yargı makamları bu kişiler hakkında dava açar. Dava neticesinde de eğer ceza alırlarsa çalıştıkları kurumlara bilgi verilir. Bu kişiler böyle bir durumda işten çıkartılabilir. İBB’den gelen açıklamalarda da vardı: ‘Bu kişilerin adli sicil kaydı bomboş. Hiçbir sabıkaları yok.’ Bir insanı işe alırken onun hakkında soruşturma olup olmadığını öğrenemezsiniz. Kamu kurumu bile olsanız bunu öğrenme şansınız yok. Ancak MİT veya diğer güvenlik ile ilgili kurumlarda kişi hakkında bir soruşturma varsa görünebilir. İBB’nin birilerini işe alırken onlardan isteyebileceği yegâne şey, adli sicil kayıtlarını getirmesi olur.”

“Hükümet İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı görevden alıp kayyum atayamaz”

Gül. özel teftişin hukuki hiçbir dayanağı olmadığını da şu sözlerle dile getirdi:

“İçişleri Bakanlığı böyle bir açıklama yapamaz. Daha önce Boğaziçili öğrencilere de ‘terörist’ dedi. O kişiler hakkında hiçbir soruşturma başlatılmadı. Hiçbir ceza da çıkmadı. İçişleri Bakanlığı’nın ‘terörist’ dediği yüzlerce kişi sokaklarda dolaşıyor. Bu insanları bulmak ve takip yürütmek İBB’nin işi değil. Haklarında herhangi bir karar olmayan insanlar ile ilgili İçişleri Bakanı’nın böyle açıklamalar yapması büyük bir ayıp ve terbiyesizlik. İBB’ye kayyum atamak gibi bir niyetleri olabilir fakat bunun için belediye başkanı hakkında bir soruşturma bulunması gerekir. Sadece soruşturma bulunması da yeterli değil, soruşturmanın belediye başkanının göreviyle ilgili olması ve belediye başkanı görevdeyken soruşturmanın etkin yürütülememesi gerekir. İstanbul’da böyle bir durum yoktur, hükümet İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı görevden alıp kayyum atayamaz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.