Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Fatma Girik kolay olunmuyor – Dr. Caner Fidaner Medyascope için yazdı

Fatma Girik’i dolu dolu yaşanmış bir ömrün ardından, 24 Ocak 2022’de kaybettik fakat ondan geriye kalan sadece mavi gözleri ile gülümsemesi değil. 1942’de doğmuştu, ilk kez kameranın karşısına geçtiğinde yaşı sadece on ikiydi (İstiklal Uğruna, Yön: Rahmi Kafadar, 1954). “Babalar ve Evlatlar” (2012) adlı mini dizideki son rolüne gelene kadar yüz seksenden fazla afişe adı yazıldı. Türk sinemasının efsane isimlerinden biriydi ama bu Fatma Girik’in aktivist ve siyasetçi yanını unutmamıza yol açmasın.

1942’de İstanbul, Sultanahmet’te doğdu. Cağaloğlu Kız Lisesi mezunudur. 1950’li yıllarda hem sinema ile hem de hayat arkadaşı Memduh Ün ile tanıştı. Başrolde oynadığı ilk film, üvey annesi tarafından iftiraya uğrayan bir genç kadını canlandırdığı “Leke” (Yön: Seyfi Havaeri, 1957) olarak kayda geçti. Oyunculuğunun dikkat çektiği ilk film ise Memduh Ün’ün yönettiği “Ölüm Peşimizde” (1960) oldu.

Ödüller, ödüller…

1960’lı yıllar Fatma Girik için ödüller dönemidir. Antalya’da iki kez altın portakal aldı; 1965’te “Keşanlı Ali Destanı” ile, 1967’de “Sürtüğün Kızı” ile. Adana’da da üç yıl üst üste, şu filmlerle Altın Koza sahibi oldu: 1969’da “Ezo Gelin”, 1970’te “Boş Beşik”, 1971’de “Acı”. Ödül aldığı filmlerden de anlaşılacağı gibi Fatma Girik, Türk sinemasının gerçekçi köy filmlerinde büyük başarı göstermiştir.

1970’li yıllarda daha çok Yeşilçam filmlerinde karşımıza çıkan Fatma Girik, 1978 yılının “1 Mayıs”ında elinde megafonuyla Sinema Emekçileri kortejinin başında yürümüştü. Daha sonra onu Kemal Sunal ile birlikte çektiği “Kanlı Nigar” (1981), “Postacı” (1984), “Japon İşi” (1987) gibi filmlerde izledik. Bu arada, Fatma Girik’in “Ezo Gelin” filmindeki oyunundan çok etkilenen Kemal Sunal’ın kendi kızına “Ezo” adını verdiğini hatırlatalım. Fakir Baykurt’un romanından uyarlanmış “Yılanların Öcü” filmindeki (1985) “Irazca Ana” da sanatçıyı unutulmaz yapan rollerden oldu.

Fatma Girik 1989 yerel seçimlerinde Sosyaldemokrat Halkçı Parti’den, İstanbul – Şişli Belediye Başkanlığı’na aday oldu, seçimleri kazandı ve 1994’e kadar belediye başkanlığını yürüttü. Ancak bir sonraki dönem yeniden aday olmaktan yarı yolda vazgeçti, sinemacılığa devam edeceğini açıkladı. Bu sözünü de tuttu ve 2012’ye kadar televizyon dizilerinde rol almaya devam etti.

Kısa anlar, küçük anılar

Biz onu oyunculuğuyla tanıyor olsak da sinemada başka işler de yaptı. Örneğin, çoğu Kemal Sunal’la çekilmiş altı filmde yapımcı olarak imzası vardır, Kemal Sunal’ın başrolde olduğu bir filmin (“Garip”, 1986) senaryo ekibinde yer almıştır. Bir filmin de sanat yönetmeni olmuştur (“Gün Ortasında Karanlık (Anne)”, 1991). 

Başka oyuncular gibi Fatma Girik de bir dönem şarkıcılık yaptı, kırkbeşlik plakları bile çıktı. Arif Cevizci arkadaşım o günlerden bir anısını aktarıyor: “Şarkıcılık yaptığı dönemden Fatma Girik’le çekilmiş bir fotoğrafım var. Sene 1978 veya 79, ben Bursa’da gazinolarda fotoğrafçılık yapıyordum. Hem sahnedeyken Fatma Girik’in fotoğrafını alırdım hem de onu izlemeye gelenlerin masalara yaklaştığında, masadakilerle birlikte fotoğrafını çekerdim, çektiklerimi aynı gece tab eder sonra izlemeye gelenlere satardım, anı olsun diye. O da bana yardımcı olurdu; şarkı söylerken mümkün olduğunca çok sayıda masaya yaklaşırdı ki çok fotoğraf çekebileyim. Beni küçük bir emekçi olarak çok sevmişti. Başındakiler gibi güzel çiçekler içinde uyusun.”

Fatma Girik’in insan ilişkilerinde yardımsever, alçakgönüllü ve dost canlısı olduğu biliniyor. Arkadaşım Onur bir anısını şöyle anlatıyor: “Bir akrabam eşi ve kızıyla, Bodrum Akyarlar’da, o sıralarda sayıları üçü beşi geçmeyen küçük otellerden birinin lokantasını işletiyordu. O zamanlar şöhretinin doruğunda olan Fatma Girik de orada kalıyor. Kızı bir gün leğende havlularını yıkayacak, Fatma Girik onu görüyor, ‘Ver şu havlularını kız, ben de tam çamaşır yıkayacaktım, seninkileri de aradan çıkartayım’ diyor. Nasıl yani, olurdu olmazdı, derken, kapıyor elinden havluları, kendi leğeninde bir güzel yıkıyor.”

Şu üç filmi hatırlayalım

Fatma Girik’in filmografisinden, çok bilinenler dışındaki üç filme dikkat çekmek istiyorum: “Erkek Fatma” (Yön: Ülkü Erakalın, 1969) ve “Şoför Nebahat” (Yön: Süreyya Duru, 1970), “toplumsal cinsiyet” teriminin henüz bilinmediği dönemlerde bu kavramı gündeme getirmiştir. “Gün Ortasında Karanlık (Anne)” (Yön: Memduh Ün, 1991) filmindeki Dr. Güzin karakteri ise klasik ‘kutsal annelik’ anlayışını sorgular.

2017’de sağlık sorunları ile uğraşmaya başladı. Kalça protezine giden bir osteoporoz sonrasında bağışıklık sorunları ve organ yetmezlikleri yaşamaya başladı. Son olarak yakalandığı Covid’in yol açtığı akciğer enfeksiyonu ardından, 79 yaşında hayata veda etti. 

Sanatçının bir dizi onur ödülü var. 2001’de İstanbul Uluslararası Film Festivali, 2002’de SİYAD, 2007’de Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Ödülleri, 2014’te Nurnberg Türkiye – Almanya Film Festivali tarafından verilmiş onur ödülleri yanında 2007’de Ankara Uluslararası Film Festivali’nden “Aziz Nesin Emek Ödülü” aldı.

Eh, ne diyelim, kolayına Fatma Girik olunmuyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.