Çocuk Hakları Merkezi’nden çocuk gelişim uzmanı Ezgi Koman, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Trabzon’da katıldığı açılış töreninde sahneye çıkarılan bir çocuğun Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “hain” ifadesinin ne anlama geldiğini, verilen tepkileri, yapılması gerekenleri, çocuk haklarının ve çocuğun sözünün bu denklemde nereye düştüğünü Medyascope’a anlattı. Çocuk hakları bakımından hak ihlalinin söz konusu olduğunu söyleyen Koman, “Çocuk orada başka bir şey söyleseydi büyük olasılıkla o mikrofon ona tutulmayacaktı. Mesela yoksulluk hakkında konuşsaydı ona yine mikrofon verilecek miydi? Yoksullukla ilgili konuşsaydı bugün tepki verenler yine tepki verecekler miydi, bu da çok önemli. Samimi olmamız gerekiyor” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Trabzon’da katıldığı açılış töreninde sahneye çıkarılan bir çocuk, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Arkadaşlar, Bay Kemal, cumhurbaşkanı amcamın karşısında kim? O adam hain, hain. Burada adam, en iyi adam. Ona oyunuzu verin” dedi.
Peki yaşananlar çocuk hakları açısından ne anlama geliyor, çocukların yetişkinler tarafından araçsallaştırılması hangi dönemlerde artıyor, çocukların siyasal katılım hakları korunuyor mu, çocukların sözlerini ve haklarını nasıl korumak gerekiyor?
Çocuk Hakları Merkezi’nden çocuk gelişim uzmanı Ezgi Koman, bu soruları Medyascope için yanıtladı. Koman, yaşananın çocuk hakları açısında bir ihlal olduğunu ve çocukların araçsallaştırılmasına örnek teşkil ettiğini söyledi. Çocukların siyasete katılım hakkı olduğunu hatırlatan Koman, çocuğun nefret söylemi içeren cümleleri içselleştirilmiş olması ihtimalinin nefret ikliminin sonucu olduğuna dikkat çekti. Koman, yetişkinlerin, beğensinler ya da beğenmesinler, çocukların sözlerini gerçekten dinlemesi gerektiğini anlattı.
“Yetişkinlerin çocukları araçsallaştırmasının bir örneği”
“Aslında çocukların yetişkinler tarafından nasıl araçsallaştırıldığının bir örneğini daha gördük” diyen Koman, şunları söyledi:
“Bunu ilk kez görmedik. Özellikle seçim öncesinde, kitleyi tutmak için çocukları kullanma meselesini çok görüyoruz. Seçimlerde çocukların yer aldığı videoların yaygınlaştırılması, siyasetçilerin çocuklarla fotoğraf vermesi… Bu da bunun bir örneği. O çocuklar toplumda hak ve özgürlüklere sahip bireyler olarak görülmediği için çok kolay araçsallaştırılabiliyorlar. Toplumda o duygusal durumu yaratacak nesneler olarak görülüyorlar.”
“Çocuğun söyledikleri hoşuna gittiği için mikrofon verildi”
Koman, olaya verilen tepkilerde de sorunlar olduğuna dikkat çekti. “Küçük bir çocuk nasıl böyle cümleler kurdu?” sorgulamalarını, “Çocukların siyasetle işi ne?” yorumlarını ve “kindar nesil” gibi tanımlamaları buna örnek gösterdi.
“Çocukların yaşı, durumu fark etmez, hayatta olan her şeyle ilgililer. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden dolayı da çocukların katılım hakları, politik hakları, yetişkinlerin de bu hakları sağlamaya ilişkin yükümlülükleri var” diyen Koman, son olayda ise çocuğun katılımının olmadığını şu sözlerle aktardı:
“Dünkü durum katılım mıydı? Bunu bir çocuk katılımı olarak göremeyiz tabii ki. Katılımın en alt basamağı olarak maskotlaştırma vardır. Çocukların sözlerine değer veriyormuş gibi yapıp aslında kendinizin söylemek istediklerinizi çocuklara söyletmek, sözünüzü güçlendirmek için çocuğu kullanmak. Dünkü olan da böyle bir şeydi. Çocuğun görüşüne önem veriyorlarmış gibi yapılmışsa da aslında sadece çocuğun söyledikleri hoşuna gittiği için ona mikrofon verildi. Çocuk orada başka bir şey söyleseydi büyük olasılıkla o mikrofon ona tutulmayacaktı. Mesela yoksulluk hakkında konuşsaydı ona yine mikrofon verilecek miydi? Yoksullukla ilgili konuşsaydı bugün tepki verenler yine tepki verecekler miydi, bu da çok önemli. Samimi olmamız gerekiyor.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Çocuk içselleştirip söylediyse bu, politik iklimin etkisini gösteriyor”
Ezgi Koman, çocuğun ifadelerinde nefret söylemi ve hedef göstermenin olduğunu, ezberletildiyse de, çocuk içselleştirererek söylediyse de sorunlu olduğunu anlattı:
“Çocuk ‘Kılıçdaroğlu haindir’ diyor. Bu bir çeşit nefret söylemi ve hedef gösterme. Nefret söylemini yaygınlaştırmak zaten sıkıntılı. Bu cümleler bu çocuğa ezberletildiyse çok büyük sorun. Çocuk bunu içselleştirdiyse bu da bir sorun. Ezberletmek zaten doğrudan çocuğu kullanmak anlamına geliyor. Hakikaten çocuk bunu içselleştirmiş, böyle düşünüyor da olabilir. Bu durum da politik iklimin, nefret ikliminin çocukları nasıl etkilediği ve çocukların barış ortamında yaşama haklarının yerine getirilmediğini söylüyor. Yine yetişkinlerin ihlali var.”
Ne yapılabilirdi, ne yapılabilir?
Ezgi Koman, “Ne yapılabilirdi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Dün ne yapılabilirdi? Çocuk bunu söylemiş olabilir, düşünmüş olabilir, orada yetişkinin kamusal alana çıkıp ‘Bu cümleyi kullanıyoruz ama çok da doğru değil, hedef gösterme’ diye çocuğa ve kamusal alana açıklama yapılabilirdi.”
Koman, gelecek seçim sürecinde çocuklarla ilgili olarak dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle aktardı:
“Buralarda da ilkesel davranmak gerekiyor. Hakikaten çocukların görüşüne önem veriyorsanız o zaman lütfen çocukları gerçekten dinleyin. Ne diyorlar, ne istiyorlar? Söyledikleri hoşunuza gider ya da gitmez. Burada samimi olmalıyız, ilkesel davranmalıyız, söylediklerinden hoşlanmayabiliriz ama onları dinlemek, anlamak yükümlülüğümüz var.”