Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Fransa seçimleri öncesi alevlenen göçmen tartışmaları, Müslümanlar’ın ülkeyi terk etmesine yol açıyor

New York Times’ın göçmen hikayelerine yer vererek hazırladığı haber, Fransa’da siyasetin ana gündem maddesini göçmenlerin oluşturmasının, Fransız Müslümanlar’ın ülkeyi terk etmesine yol açtığını ortaya koyuyor.  

Fransa’nın yaralı ruhu, yazar Sabri Louatah’ın bütün romanlarında yer alan görünmez karakter. Louatah, Fransızca’ya “şehvetli, fiziksel ve içgüdüsel bir aşk” duyduğunu belirtiyor, Güneydoğu Fransa’daki memleketine bağlılığını anlatıyor ve nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimini yakından takip ediyor. 

Ancak Louatah bütün bunları Fransa’dan değil, aşırılık yanlısı Müslümanlar’ın 2015’teki saldırılarının ardından taşındığı Philadelphia’dan yapıyor. 2015 saldırıları ülkede birçok vatandaşın ölümüne yol açmış ve büyük bir travmaya yol açmıştı. Toplumda Müslümanlar’a karşı önyargıların oluşması ve kendisine bir gün “Pis Arap” denilerek tükürülmesi üzerine Louatah, Fransa’yı terk etme kararı aldı. 

Cezayir’den Fransa’ya gelen göçmenlerin torunu, 38 yaşındaki Sabri Louatah deneyimini şu cümlelerle anlattı:   

“Benim ülkeyi terk etmeme sebep olan şey gerçekten 2015 saldırılarıydı çünkü bizi affetmeyeceklerini anladım. (Amerika’nın) Doğu Sahili’nde Demokrat Partili büyük bir şehirde, büyük bir kazana atıldığınız Paris’ten daha huzurlu yaşıyorsunuz.”  

Sabri Louatah Philadelphia’daki evinde (Hannah Yoon, New York Times)

Siyaset, göçmen karşıtı söylemler üzerine inşa ediliyor

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık iki ay kalmışken, mevcut cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un üç büyük rakibi de siyasetini göçmen karşıtı söylemlerle inşa ediyor. Kamuoyu araştırmalarında toplam destekleri yüzde 50’ye yaklaşan Valérie Pécresse, Marine Le Pen ve Eric Zemmour, Avrupa dışından gelen göçmenleri medeniyet için bir tehdit olarak görüyor.  

Fransa, eğitimli işgücünü başka ülkelere kaptırıyor

Ancak dışarıya verilen göç siyasette neredeyse hiç tartışılmıyor. Fransa, geçmiş yıllarda oldukça eğitimli ve profesyonel işgücünü başka ülkelere kaptırdı. Akademik araştırmalara göre ayrımcılığa uğrayan ve aidiyet hissine sahip olamayan Fransız Müslümanlar’ın göç edenler arasındaki payı giderek artıyor. 

“Fransa, kendi ayağına sıkıyor”

Lille Üniversitesi’nin 900’den fazla göç eden Müslüman üzerine araştırma gerçekleştiren Siyaset Bilimi, Kamu Hukuku ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi’nden Profesör Olivier Esteves şu yorumda bulundu: “Bu insanlar Fransa yerine Kanada veya İngiltere’nin ekonomisine katkı sağlıyorlar. Fransa gerçekten kendi ayağına sıkıyor.”  

Müslümanlar, Fransa’da nüfusun yüzde 10’unu oluşturmasına rağmen siyasi kampanyaların neredeyse tamamı onlar üzerine kuruluyor. Bu durum, 2015 ve 2016’daki travmatik saldırıların yaralarının kapanmadığını ve Fransa’nın eski kolonileriyle belirsiz ilişkilerini yansıtıyor.  

Kaynak: Reuters / Charles Platiau

“Fransa dışı bölgeler”

Göçmenler suçla ilişkilendiriliyor veya siyasetçilerin sözleriyle toplumsal dışlanmaya maruz kalıyor. Aşırı sağcı aday Eric Zemmour, işverenlerin siyahlara ve Araplar’a iş vermeme hakkının bulunduğunu söylemişti. Merkez sağın adayı Pécresse ise Müslümanlar’ın yaşadığı mahalleleri “Fransa dışı bölgeler” diye tanımlamıştı.  

İngiltere ve ABD gibi ülkeler de Müslümanlar için cennet değil fakat Lille Üniversitesi’nin araştırmasında yer alan katılımcılar, Fransa’ya kıyasla daha büyük kabul edilirlik ve fırsat yakaladıklarını belirtiyor.  

“Sadece yurtdışındayken Fransızım”

Göçmen ebeveynleri tarafından Paris’te yetiştirilen 46 yaşındaki Amar Mekrous, ilk kez yurtdışında Fransızlığının sorgulanmadığını belirterek şunları söyledi: “Sadece yurtdışındayken Fransızım. Fransızım, Fransız bir kadınla evliyim, Fransızca konuşuyorum, Fransızca yaşıyorum, Fransız yemeklerini ve kültürünü seviyorum ama kendi ülkemde Fransız sayılmıyorum.” 

Mekrous, 2015 saldırılarından sonra Müslümanlar’a yönelik şüpheler sebebiyle ailesini de alarak İngiltere’nin Leicester şehrine taşındı. 2016 yılında Fransa’dan İngiltere’ye göç eden Müslümanlar için kurduğu Facebook grubunun bugün iki bin beş yüzden fazla üyesi bulunuyor. Mekrous, grupta çoğunlukla genç ailelerin ve başörtülü olduğu için iş bulamayan annelerin yer aldığını belirtiyor.  

Liége Üniversitesi’nde benzer bir araştırmada yer alan Jérémy Mandin, birçok genç Müslümanın her şeyi kuralına göre yaptığını, kendilerinden istenen her şeyi uyguladığını ama sonunda düzgün bir hayat yaşayamadığını düşündüğünü anlatıyor.   

Mandin’in tarif ettiği duruma uyanlardan biri 37 yaşındaki İlyas Safi. Safi, Doğu Fransa’da Remiremont isimli kasabada büyüdü. Ailesi 1970’lerde Tunus’tan göçerek buraya yerleşmişti, babası bir tekstil fabrikasında dokuma makinesinde çalışıyordu. 

Safi, tıpkı ailesi gibi başka bir ülkede hayat kurmaya karar vererek Londra’ya taşındı. Burada Fransız eşi Mathilde ile tanıştı ve Fransa’da hayal bile edemeyeceği uyumlulukta bir çeşitlilikle karşılaştı: “Şirket yemeklerinde vejetaryen büfe de helal büfe de oluyor. Kimse müdahale etmiyor. Şirketin CEO’su kafasında türbanla toplantılara geliyor ve çalışanların arasına karışıyor.” 

İlyas Safi, eşi Mathilde Safi ve oğulları Nuri (New York Times / Mary Turner)

“İngiltere’de Arap bir çocuk yetiştirmekten endişe duymuyorum” 

Safi ailesi Fransa’yı özlüyor fakat iki yaşındaki çocukları sebebiyle dönmeme kararı aldı. Mathilde Safi, “İngiltere’de Arap bir çocuk yetiştirmekten endişe duymuyorum” diyor. 

Geleceğini yurtdışında arayanlardan biri de Meryem Grubo. Grubo, Avrupa hukuku ve proje yönetimi alanındaki ihtisaslarına rağmen Fransa’da uzun süre iş bulamadı. İsviçre’de Dünya Sağlık Örgütü’nde ve Senegal’de Dakar Pasteur Enstitüsü’nde altı yıl çalıştıktan sonra ailesiyle Paris’e geri döndü. Şimdi yeniden yurtdışında iş arıyor.  

Fransa’nın Ulusal İnsan Hakları Komisyonu’na gelen şikayetlere göre 2020 yılında Müslüman karşıtı eylemlerde yüzde 52’lik bir artış kaydedildi. Son on yıldır artan olaylar 2015’ten sonra ivme kazandı. 

Macron’un ikinci turu garanti

Kamuoyu araştırmalarına göre Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yüzde 24 ile ikinci turun kesin isimlerinden biri olacak. Pécresse ve Le Pen ise yüzde 15 civarında başa baş gözüküyor. İkinci turda iki adaya karşı da Macron küçük bir farkla kazanacak gibi duruyor. 

Kaynak: New York Times 

Derleyen: Alp Selim

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.